English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / They're not dead

They're not dead traduction Turc

309 traduction parallèle
When times are gone, they are not old, they're dead.
Zaman geçip gittiğinde, eski değil ölmüş zamandır.
Oh no not dead. Well they're not in there rooms.
Benimle gelin, size göstereyim.
Not when they're dead.
Öldüklerinde yapamazlar.
They're dead in there. We never realized as we stared so curiously at our unexpected guest how much history might have been differently lived if she'd not been there.
Onlar orada öldü biz beklenmeyen misafire merakla baktığımız için onu hiç fark etmedik yasanmış birsürü farklı tarih olsa gerek eğer o burda olmasaydı.
They're not dead.
Ölmemişler!
But details of these re - animated bodies of the dead the "undead," as we call them are so obscure, that many biologists will not believe they exist.
Ama bizim "ölemeyenler" dediğimiz... bu canlanmış cesetler hakkındaki ayrıntılar... o kadar belirsiz ki, birçok biyolog onların varlığına inanmayacaktır.
They're not dead.
Onlar ölmedi.
I only know at this exact instant, they're not here, so it is as though they were dead
Burada olmadıklarına göre işte neredeyse ölmüşler.
And they're not dead.
Ölmediler de.
And they're not a bit warmer to him dead than they were when he was alive.
Ve onlar da canlıyken olduklarından daha sıcak tutmazlar öldüğünde.
If they're not dead already, they will die of hunger and thirst.
Şimdiye kadar ölmemişlerse, yakında açlık ve susuzluktan ölürler.
- They're not dead, just knocked out for a while.
Ölmediler sadece bir süreliğine bayıldılar.
A lot of people enjoy being dead but they're not dead really.
Pek çok insan ölü olmaktan hoşlanır ama aslında ölü değillerdir.
Not unless they think you're dead.
Öldüğümüz sanana kadar bırakmazlar.
They'll all die, if they're not already dead.
Daha ölmedilerse bile, hepsi ölecekler.
She's under the impression that her parents are dead but they're not.
Ebeveynlerinin öldüğünü düşünüyor ama hayattalar.
BECAUSE THEY WISH THEIR MOTHERS WERE DEAD, THERE WOULDN'T BE ANYBODY LEFT ON EARTH. SYBIL, YOU'RE NOT LISTENING TO ME.
Dünya eğer insanların ve çocukların sırf annelerinin ölmüş olmasını istedikleri için kendilerini öldürmelerini gerektirseydi, yeryüzünde insan kalmazdı.
- either they're not dead or...
-... ya onlar ölmedi ya da- -
They're not dead, no! They're just frozen.
Onlar ölü değil, sadece dondurulmuşlar.
- As long as they're not dead...
- Ölü olmasın da...
I don't care if they're dead as long as they're not too cold.
Ölü olsa da farketmez yeter ki soğuk olmasın.
They're not dead yet. "
Henüz ölmemişler. "
They're not kidding. They're dead serious.
Dalga geçmiyorlar Bay Jarret, çok ciddiler.
They're not dead. They're not dead.
Onlar ölmedi.Ölmediler.
Let me tell you... they're not really dead.
Anlatayım... Onlar aslında ölü değiller.
No, they're not here! They're dead!
Hayır, burada değiller!
dorothy, they may be dead but they're not blind.
Dorothy, onlar ölü olabilir ama kör değiller.
They're not dead, they're just being intellectual.
Ölmüyorlar, entellektüel oluyorlar.
Are you saying that they're not quite dead?
Tam olarak ölü olmadıklarını mı söylüyorsunuz?
Sometimes when we get them... they're not completely dead.
Bazen buraya geldiklerinde ölmemiş olurlar.
- They're not dead.
- Hiçbiri ölmedi.
( Lionel ) They're not dead exactly.
Bunlar aslında... tam olarak ölü değiller...
Yes, they think you're dead, but you're not dead!
- Evet öyle sanıyorlar! Ama öyle değilsin!
- They're not dead, Sean.
- Ölmediler, Sean.
well, they're not dead.
Aslında ölmediler.
They're not dead.
Ölü değiller!
- Not till I'm sure they're dead!
- Henüz değil. Hâlâ canlılar.
It's almost as if it's not enough that they're dead, but he's also got to defile them.
Ölmeleri yetmiyormuş gibi, bir de cesetlerini parçalıyor.
More important, they're not dead
Tabii ölmedikleri sürece
Somebody wants us dead, when they find we're not, they'll look for us.
Biri bizi öldürmek istiyor. Ölü olmadığımızı anlarlarsa bizi aramaya başlarlar.
We're dead. They not kill you, Señor.
Öldürmek yok senor.
They're not dead!
Ölmediler!
Technically, it's not murder, Steve because they're already dead
Teknik olarak bir cinayet sayılmaz Steve çünkü onlar zaten ölü.
They're not dead.
Hayır, onlar ölü değil.
They're not dead.
Onlar ölü değil.
Not after they're dead.
Onlar öldükten sonra almadım.
I'm glad they're not dead. Other than that, I don't care.
Olmemelerine sevindim ama pek umrumda degil.
- They're not dead.
- Ölmediler.
And if they're not embarrassing, then they're dead.
Ve eğer öyle olmasalardı, ölürlerdi.
They're searching the reservoir, but I have a feeling she's not dead.
Baraj gölünü arıyorlar ama ölmediğini hissediyorum.
They're not dead?
ÖImediler mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]