Toothbrush traduction Turc
1,376 traduction parallèle
I'm going to use your toothbrush.
Diş fırçanı kullanacağım.
- Don't even think about using her toothbrush.
- Diş fırçasını kullanayım deme.
You won't need your toothbrush.
Diş fırçana ihtiyacın olmayacak.
Honey, where's my toothbrush?
Tatlım, diş fırçam nerede?
There was only one toothbrush in the bathroom.
Banyoda tek diş fırçası var.
Taking care of them, so I had to wash them every day with a toothbrush.
... çok ama çok titizdi. Arabayı her gün diş fırçası ile yıkamam gerekiyordu.
He was just wondering what toothbrush you're using.
Beyefendi kullandığın diş fırçasını merak ediyordu da.
You even change your toothbrush to suit each client.
Her bir müşteri için, diş fırçanı bile değiştiriyorsun.
- Stan, where is your toothbrush?
- Stan, diş fırçan nerede?
Chinese toothbrush.
Ucuz Çin malı diş fırçası!
I also brought her toothbrush and her hairbrush.
Ayrıca onun saç fırçasını getirdim
Look, do you have anything with her DNA on it, like a hair brush or toothbrush or...?
Bak, üzerinde onun DNA'sı olan birşey var mı sende, saç fırçası veya diş fırçası veya...?
a toothbrush, hairbrush, pillowcase...
diş fırçası, tarak, yastık kılıfı...
Well, I ran the exemplar toothbrush against a blood sample from the men's room.
İyi, Diş fırçasından bir örneği erkekler tuvaletinde ki kan damlalarıyla karşılaştırım.
Uh, not quite. She's got 13 alleles in common with the male DNA that we got from the toothbrush exemplar.
13 allelli erkek DNA diş fırçası örneğinden aldığımız örnek.
Just- - you know how you always have to have your toothbrush in the holder always facing to the right?
Sadece... Hani her zaman diş fırçanın ağzını sağa bakacak şekilde bırakırsın ya?
- And a new toothbrush.
- Ve yeni bir diş fırçası.
- Why a new toothbrush?
- Neden diş fırçası?
Dentists say to change your toothbrush every three months. I'm assuming your mother's not doing that.
- Dişçiler üç ayda bir diş fırçasını değiştirin diyor ve annenin bunu yapmadığını tahmin ediyorum.
Is that my toothbrush? !
O benim diş fırçam mı?
Better not be using my toothbrush.
Umarım o benim diş fırçam değildir.
The kind where you exchange keys, leave your toothbrush over.
Hani şu anahtarları değiştirdiğin karşı tarafın evinde diş fırçanı bıraktığın şeylerden.
Do you have everything you need- - toothbrush, pajamas, underpants?
Gerekli her şeyi aldın mı? Diş fırçası, pijama, külot...
Well, I've got it set up so if there's any item a lady might require, you know, drinks, extra toothbrush, selections from Oprah's Book Club...
Onları oraya koydum, bir bayan onlara ihtiyaç duyabilir diye, bilirsin işte, içkiler, fazladan diş fırçası, Oprah'ın kitap kulübünden seçmeler...
Yeah, I just came back for my toothbrush.
Dis fircam icin gelmistim.
It'd be nice to get to use your own toothbrush again.
Tekrar kendi diş fırçanı kullanabilecek olman güzel.
Armor-Alling the tires for six hours, or scraping the dead bugs out of the grill with a toothbrush?
6 saat boyunca bununla ızgaranın üzerindeki hayvan leşlerini kazımak mı tatil?
Mom, I just felt Bridgette's toothbrush and it's completely dry. Completely.
Anne Bridgette'in diş fırçasına dokundum tamamen kuruydu.tamamen.
She's lying, Mom. My toothbrush is soaking wet. You can check it.
Yalan söylüyor anne.Diş fırçam sırılsıklam ıslak.Kontrol edbilirsin.
His first night there, he was stabbed to death by an inmate who wanted his toothbrush.
Oradaki ilk gecesinde diş fırçasını isteyen bir mahkum tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Natalie, that gift shop does not have my toothbrush.
Natalie, o hediye dükkanında benim diş fırçamdan yok.
Did you find that toothbrush?
O diş fırçasını buldun mu?
With like, a knife finger, and a spoon finger, and a fork finger... and a toothbrush finger, and a comb finger, and a bottle opener finger... and a flashlight finger and a screwdriver finger.
Robot eller çok iyi olurdu. ve beraberinde, bıçak parmak, kaşık parmak ve de çatal parmak, ve diş fırçası parmak, ve tarak parmak, ve şişe açacağı parmak, ve el feneri parmak, ve tornavida parmak.
Do you have a toothbrush I can borrow?
Diş fırçanı ödünç alabilir miyim?
Yeah, she keeps her cosmetics and her toothbrush there, but no clothes.
Makyaj malzemeleri ve diş fırçası orada ama hiç elbise yok.
I call this exhibit "Deb's toothbrush."
Bu sergiye "Deb'in Diş Fırçası." adını vereceğim.
Here's me armor-alling the tires... with your toothbrush.
Burada jantlarımı senin diş fırçanla parlatıyorum.
Here's your toothbrush up the dog's...
Sence diş fırçanı köpeğin neresine
- I don't even have a toothbrush!
- Bir diş fıçası bile almadım.
I know what you do with the electric toothbrush and the bum stuff.
Elektrikli diş fırçasıyla ve kıç şeyiyle ne yaptığını biliyorum.
I just came by to get my toothbrush.
Diş fırçamı almak için uğradım.
Carla took your toothbrush out the bathroom and put it in the hall closet.
Carla diş fırçanı aldı ve koridordaki dolaba koydu.
Boys, let me tell ya. Now that I'm commissioner, the shaves are hotter, the steaks are thicker and I've got my own private bathroom, so Lou here won't be using my sonic toothbrush on his rotten choppers
Çocuklar, artık komiser olduğuma göre tıraşlar daha sıcak biftekler daha kalın ve kendime özel banyom var.
A 15-year-old using a toothbrush to masturbate about her best friend really shouldn't be that big a deal.
15 yaşındaki birinin, en yakın kız arkadaşını düşünerek mastürbasyon yapması, çok da büyütülecek birşey değil.
Between you and me, I lost my toothbrush three days ago.
- Aramızda kalsın. Diş fırçamı üç gün önce kaybettim!
Go grab a toothbrush and we'll hit the road.
Harika. Diş fırçanı ve oğlanı kap. Hemen yola çıkalım.
Don't forget your toothbrush.
Diş fırçanı unutma.
I've even seen them share the same toothbrush.
Aynı diş fırçasını kullandıklarını bile gördüm.
See, you forgot your toothbrush... and I figured a toothbrush that is part hard, part soft bristles... must be hard to come by.
Gördün mü diş fırçanı unutmuşsun... düşündüm de yarısı sert, yarısı yumuşak bir diş fırçası.... bulmak biraz zor olmalı.
Hairbrush, toothbrush, towel.. a whole lot of things
Bütün hepsini değil.Kurutmaya bir Düzine iç çamaşırı koydum
The DNA matches the toothbrush.
DNA diş fırçasıyla eşleşiyor.