English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Touchéd

Touchéd traduction Turc

8,213 traduction parallèle
I ALMOST TOUCHED HER.
Neredeyse ona dokunmuştum.
I am so touched that you thought of me when you raided the mini-bar.
Beni düşünüp mini-barını yağmaladığın için gururum ne kadar okşandı anlatamam.
It aggravates them more if they see it hasn ’ t touched you.
Sana zarar veremediklerini görmek, onları daha da sinirlendirir.
I think one of them touched my bottom.
Sanırım bir tanesi popomu elledi.
I think I touched a raw nerve in you
Sanırım canını sıktım.
I don't think he'd ever touched a ball before.
Daha önce bir topa dokunduğunu bile düşünmüyorum.
Or will this be a turning point, a new chapter in our story, when together, we begin to make a real change, as we remember that everything we wear was touched by human hands?
Yoksa tarihte, tüm giysilerin insan eliyle yapılmış olduğunu hatırlayacak biçimde, birlikte gerçek bir değişim yapabileceğimiz yeni bir sayfa, bir dönüm noktası olacak mı?
Any kid would be so happy to have these... and you barely even touched them.
Bunlara sahip olan her çocuk çok sevinirdi ama sen ellemiyorsun bile.
You touched my tit.
Mememe dokundun.
I always wanna be touched.
Sürekli dokunulmak istiyorum.
Everybody wants to be touched.
Herkes dokunulmak ister.
I've got better clubs. " I'm very touched.
"Jack Nicklaus, ayakaltından kaçıl, yoksa bu golf sopalarımla seni yerim."
I'm touched.
Çok duygulandım.
The war has not touched you, Wildeye.
- Savaş, sana dokunmadı şeytan gözlü.
By the way she touched my hand.
Ha bu arada elime dokundu.
His hands may have touched the victim, perhaps to aid her, as he claims.
Evet, onun elleri kurbana dokundu belki de iddia ettiği gibi yardım amacıyla.
Whenever they touched each other, skin to skin or fucking blood or whatever... these guys were clawing at their skin like it was burned in acid.
Ne zaman birbirlerine dokunsalar, deri veya kan yoluyla derileri asitte yanmış gibi kendilerini tırmalıyorlardı.
As I was telling your associate, this office was barely touched by the incident, which is why it's on the market already.
Arkadaşınıza da söylemiştim, bu ofis "olay" dan çok az etkilendi. Bu yüzden satılıyor.
Many animals don't like to be touched.
Çoğu kobay dokunulmaktan hoşlanmaz.
Anyone who's touched even a hem of that garment knows it's beautiful.
O hazineye bir kez dokunan kim olursa olsun güzelliğinin farkına varır.
When Darkspore being there and... I touched it, Kishkumen will see
Ve Darkspore oradaysa... ona dokunduğumda Kishkumen görecek.
You have touched it.
Ona dokunduğun belli.
He touched you, didn't he?
Sana dokundu, değil mi?
When Aarav touched my soul.
Aarav, ruhuma dokunduğunda gördüm.
I never touched your pills.
Senin ilaçlarına hiç dokunmadım.
I find out that she's hurt, or you even so much as fucking touched her, then I'm gonna make you pay. - Understand?
Eğer kızın canını acıttıysanız,... acıtmayı bırak, dokunduysanız hesabını sorarım.
Nobody's hurt or touched you in any way?
- Eminim. Kimse sana bir şey yapmadı mı?
- I told you nobody touched her. Yeah?
- Sana söylemiştim.
I once touched a guy's dick at summer camp but that's it.
Eskiden yaz kampında birinin aletine dokunmuştum.
- I am touched by your concern, boss.
- İlginize hayran kaldım, efendim.
I'm touched.
Çok etkilendim.
Uh... I'm touched.
Duygulandım.
I haven't touched a thing.
Hiçbir şeye dokunmadım.
The spirit comes to those who do His bidding... and it last touched me when I pulled the trigger.
O ruh, O'nun vazifelerini yerine getirene gelir... Bana da, o tetiği çektiğimde gelmişti.
You never touched him?
Hiç dokunmadın mı yani?
I'm touched to think you'll let me choose my own path.
Beni düşünmenizden etkilendim.
I don't like to be touched by creatures as diseased and vile as these.
Sizin gibi bayağı ve hastalıklı yaratıkların bana dokunmasını istemiyorum.
You touched and didn't pay.
Sen dokundun fakat ödemedin.
He shall not be touched. Understand?
Ona dokunulmayacak, anlaşıldı mı?
Your feet have touched the ground.
Ayakların yere değdi artık.
Have you ever touched a walrus fold?
Ne zaman yapayım bunu?
Ooh, obviously touched a nerve. No.
- Anlaşılan sinirine dokundum.
None of the lads has touched them, Mr Strange.
Kimse dokunmadı Bay Strange.
Tesla cut a deal with the government, they could have some of his patents if they never touched the old facility.
Tesla hükümet ile bir anlaşma koparmıştı eğer eski tesislere dokunmazlarsa patentlerinin bazılarını alabileceklerdi.
I wanna know that she touched it.
Ona dokunup dokunmadığını bilmek istiyorum.
She touched it. She blessed it.
Onu kutsadı.
No one's touched your work.
Senin çalışmalarına kimse dokunmadı.
Katherine declares that she's still a virgin, poor Arthur never having touched her.
Katherine, hâlâ bakire olduğunu, Arthur'un ona hiç el sürmediğini söyler.
This was the only time I ever touched her, and not because she was calling me a liar, but because she seemed mad.
Ona sadece o zaman dokunmuştum ama bana yalancı dediği için değil, delirmiş gibi göründüğü içindi.
Because you touched your nose.
Çünkü burnuna dokundun.
Oh, what's your favorite color? How old were you when you first touched a boob?
"En sevdiğin renk neydi?" Ya da "İlk defa memeye dokunduğunda kaç yaşındaydın." falan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]