Twice traduction Turc
17,111 traduction parallèle
Twice that, thereabouts.
Yaklaşık olarak bunun iki katı.
He shot twice?
- İki kez mi ateş etti?
You know, 20 years ago, a car goes rolling by twice...
Bilirsin işte, 20 yıl önce bir araba aynı yerden bir kaç kez geçerse...
I'm a creature who kills to live and who drinks a body's worth of blood a day and doesn't think twice about who I'm sucking it from.
Ben yaşamak için öldüren kim olduğunu ikinci kez düşünmeden günde bir insanın kanını komple doya doya içen bir yaratığım.
I don't know how Jackie Onassis did it twice.
Jackie Onassis nasıl ikiz yaptı bilmiyorum.
Why is someone with $ 1 1 / 2 billion so concerned about paying twice for flowers?
Neden 1,5 / 2 milyar $ sahibi biri çiçekler için iki kez ödeme yapma konusunda endişelensin?
At least twice as many.
Askerlerin iki katı kadar var.
So, only twice his blood volume, then?
Vücudundaki toplam kanın iki katcığı mı sadece?
They go shopping twice a week.
Haftada iki kez alışverişe gidiyorlar.
Counted it twice.
İki kere saydık.
I want her to be the reason that people think twice before taking on the guardians of the Second Amendment.
Insanların iki kez düşünmelerinin nedeni onun olmasını istiyorum İkinci Değiştirme görevlilerini almadan önce.
I didn't understand why I was getting beat up, why my little brother was, why my dad got jumped in his cab twice.
Neden sürekli dayak yediğimizi anlamıyordum Ben ve kardeşim. Neden babamın taksisinde saldırıya uğradığını.
They're moving product across the border... twice your rate, just a fraction of the price.
Malı sınırın ötesine taşıyorlar bedel iki katına çıkıyor ama bu devede kulak.
You gonna make me ask twice?
Tekrar mı sorayım?
She was probably struck with a hammer or a baseball bat, probably just once or twice, so...
Çekiçle veya beysbol sopasıyla bir-iki kez başına vurulmuş olabilir.
- Yeah. - Twice.
- İki kez.
- You saw it twice?
- İki kez mi izledin?
Twice I thought he'd come...
İki sefer o gelir diye düşündüm...
Meals will be left here at exactly those times and then I'm going to ring this bell twice, so you know you can retrieve them.
Yemekler tam o saatte buraya bırakılacak. Bu zili de iki defa çalacağım ki hazır olduğunu bilesin.
I watch the news to him twice a day.
Günde iki kere onun haberlerini izlerim.
Twice now in the last four months, a woman's called me to say she knows details about an unsolved murder from 40 years ago.
Geçtiğimiz son dört ay içerisinde... bir kadın iki kez arayıp... 40 yıl öncesine ait çözülmemiş bir dava hakkında... bildikleri olduğunu söyledi.
The missus and I, we've seen it twice.
Karımla iki kez gittik.
Pornographer shot twice, stuffed in the trunk of his car.
Pornocunun tekine iki kurşun sıkılmış. Aracının bagajına tıkılmış.
Twice in the same day.
Bir günde ikinci kez.
Hmm. To a nice Armenian gangster twice her age.
İki katı yaşında hoş bir Ermeni gangsterle.
Once or twice I don't... I don't really remember.
Bir ya da iki kez, tam hatırlamıyorum.
I ate twice my body weight in honey to give me a nice, thick layer of fat to keep me warm through the winter.
Kışın beni sıcak tutması için kilomun 2 katı kadar bal yedim.
He didn't say or do anything that made you think twice?
Size garip gelen bir şey söyleyip yapmadı yani?
But it's worth at least twice that now.
Şu an bunun 2 katı değerinde.
" The brown current ran swiftly out of the heart of darkness, bearing us down towards the sea with twice the speed of our upward progress.
" Karanlığın yüreğinden çıkan kahverengi akıntı hızla akıyordu bizi ırmağın yukarısına giderken gittiğimizin iki katı hızla denize taşıyordu.
Um, blink once for yes, twice for no.
Evet için bir, hayır için iki kere yanıp sön.
- twice.
- İki kez.
No uncles, no aunts, no third cousins, twice removed?
Dayın, teyzen, kuzen torunu falan yok mu?
You worked for him twice, right, at Education and EEOC?
Kendisiyle iki defa çalıştınız değil mi? Üniversitede ve EEOC'de?
So here is this foul stack of stench justifiably offensive in any category, and I ask you why after she left his power or whatever it was that gave her fear or revulsion or repulsion, why did she twice after that
Buradaki kötü koku, her konuda haklı saldırgan, ve sormak istiyorum ; onun gazabında kurtulduktan sonra ya da ona korku veren her ne ise kin veya nefret de olabilir, neden o kadın, iki defa kişisel olarak onu Oklahoma'da ziyarete gitti?
But when I'm making decisions for you as well as me, that's when I'm twice as careful, twice as focused, because I cannot live with losing somebody else's money.
Ama sizin gibi başkaları için çalışırken iki kat dikkatli, iki kat özenliyimdir. Çünkü başkasının parasını kaybetmiş halde yaşayamam.
I've been thinking about this burger at least twice a week.
Haftada en az iki kere bu burgeri düşünüyordum.
We saw each other once or twice a week for the past four-and-a-half, five months.
Son dört buçuk ya da beş aydır birbirimizi bir ya da iki kez görüyoruz.
You need to think twice before entertaining childish conspiracy theories.
Çocukça hareketlerden önce iki kez düşünmen lazım
If I fuck up my pants, I'm gonna kill you twice.
Pantolonum kirlenirse seni iki kez öldürürüm.
♪ Shao sounds so nice Shao, play it twice ♪
Shao iyi geliyor kulağa Shao çal onu iki defa
♪ He's almost nice But not quite twice ♪
O neredeyse iyi biri Ama değil iki defa
- But then it'll weigh twice as much.
- Ama o zaman ağırlığı iki katına çıkar.
Dialysis twice a week, there's not much to treat.
Haftada iki kez diyaliz, tedavi için pek bir şey kalmamış.
I have lived this book twice.
Bu kitabı iki kere yaşadım.
Look, my boss, El Lazo, he'll pay you twice what the marshals will if you cut me loose and get me to Pariah.
Bakın, patronum El Lazo ellerimi çözüp beni Pariah'a götürürseniz size şeriflerin verdiğinin iki katını verir.
This would be the first goddamn time I've had to ask a man to put his hands on me twice.
Bir erkekten bana dokunmasını ilk defa iki kez istemek zorunda kaldım.
Then they'd have rung twice!
Öyle olsaydı iki kere çalarlardı.
Your heart was beating twice as fast as when I took your pulse.
Kalbin nabzını ölçtüğümdekinin iki katı hızda atıyordu.
I came down with malaria twice my first tour, so...
İlk görevlendirmemde iki kez sıtmayla döndüm eve. Yani anlıyorum.
If you were a father, i'd have to think twice.
- Güzel.