Twice a week traduction Turc
688 traduction parallèle
- Twice a week.
- Haftada iki kere.
Every week, twice a week.
Her hafta, haftada iki kez.
Report to police headquarters twice a week for the first year, once a month for the second... once every three months for the third... and thereafter, on the first of every year for the next 1 0 years.
İlk yıl, iki haftada bir, ikinci yıl ayda bir kere üçüncü yıl, her üç ayda bir diğer on sene boyunca da, yılın ilk günü polis merkezine rapor vereceksin.
Just once or twice a week.
Haftada bir iki kere.
Once or twice a week.
Haftada bir veya iki kez.
I'll write you twice a week.
Haftada iki kere yazarım sana.
Then maybe she'll start coming to see him twice a week.
Belki onu haftada iki kez görmeye gelecek.
Twice a week.
Haftada iki kez.
Twice a week Home Guard, and fire-watching every eighth day.
Haftada iki gün İç Güvenlik, her sekizinci gün yangın nöbeti.
The boat only comes twice a week, sir.
Motor haftada iki defa uğruyor efendim.
A boy wants to take her to the movies... twice a week, if she'll let him.
Eğer müsaade ederse bir delikanlı haftada 2 kez onu sinemaya götürecek.
- Twice a week.
- Haftada iki.
We get to practice baseball twice a week now.
Artık haftada iki kez beysbol oynarız.
A lady comes in twice a week and puts them up for me.
Bu ne ki? ! Bir kadın haftada iki kez gelip, bunları benim için çıkarır.
I want to repeat it twice a week for two weeks.
Haftada iki kez tekrarlayın. İki hafta boyunca.
Here, twice a week after work... I would come from your father's Bayonne plant.
İşten sonra haftada iki kere babanızın Bayonne fabrikasından oraya giderdim.
She comes to me twice a week, beats me black and blue, for which I- -
Haftada iki kez gelip bana güzel bir masaj yapıyor, ben de ona...
He comes twice a week.
Haftada iki kez gelir.
I go dog-racing twice a week.
- Haftada iki kez köpek yarışına gidiyorum.
Twice a week... Mari will sell milk and sour cream
Haftada iki kez Mari markete süt ve ekşi krema satacak.
"Manure must be shifted at least twice a week onto fields at least 1,000 metres beyond village boundaries."
"Bu pislikler haftada en az iki kez köy sınırlarının 1,000 metre ilerisindeki arazilere dökülmeli."
- Sometimes twice a week now.
- Haftada iki kez, şu sıralar.
After that I saw her once or twice a week.
Bundan sonra onu haftada 1-2 kez görmeye başladım.
You must write twice a week
Haftada iki kez yaz.
Just for doin'the staircases twice a week, we get $ 10 off our rent.
Haftada iki kere merdiven yıkamaya kirada on dolar indirim.
- Yes? Once or twice a week, this case must be very carefully dusted.
Haftada bir ya da iki kez, bunun dikkatlice tozu alınmalı.
He's been going out in the country twice a week practising ever since.
Haftada iki kez kasaba dışında çalışmaya gidiyor.
- Say, twice a week?
Mesela haftada iki kez.
He used to see me twice a week, always gave me 500 francs so I didn't have to see anybody else.
Başka müşteri almama gerek kalmıyordu. Bir sürü boş vaktim kalıyordu.
I found him, and he's got a castle and he comes here twice a week.
Bir şatosu var. ve haftada iki kez buraya geliyor. - Kim?
You only love that 500 francs twice a week.
Senn tek sevdiğin haftada iki kez aldığın 500 franktı.
For 500 francs, when he can get that twice a week every week?
500 frank için mi? Üstelik haftada iki kez bu parayı alabiliyorken.
About twice a week.
Evet, haftada iki kez.
Except twice a week.
Haftada iki gün hariç.
I'm sorry, but from now on we won't be able to see each other every day but just once or twice a week.
Üzgünüm ama bundan sonra her gün görüşemeyeceğiz. Haftada sadece bir ya da iki kez.
Twice a week, regularly.
- Haftada iki kez, düzenli olarak.
It isn't. I travel on this train regularly... twice a week, so I suppose I have some rights.
Bu trenle düzenli olarak seyahat ederim haftada iki kere, yani baz haklarım olmalı.
I travel on this train regularly, twice a week.
Bu trenle düzenli olarak haftada iki kez seyahat ederim. Boş ver Paul.
Twice a week, perhaps.
Haftada 2 defa belki.
Twice a week!
Haftada 2 defa!
No matter how robust he is it's not twice a week that he needs...
Ne kadar güçlü olursa olsun haftada 2 kereye ihtiyaç duyuyor olamaz...
Shave, twice a week.
Tıraş, haftada iki kez.
You get a change of linen twice a week.
Haftada iki kez çarşaf değiştirilir.
Yet, if I was married and could come here once or twice a week, it might be fun.
Eger evIi oIsaydm ve buraya hafta bir iki kere geIebiIseydim, egIenceIi oIabiIirdi.
Don't forget to oil her twice a week!
İki haftada bir yağlamayı unutmayın!
- Twice a week.
- İki.
In Atlanta, I got fired for writing a yarn about a Confederate war veteran who said Grant could lick Lee every day of the week and twice on Sundays.
Atlanta'dayken Grant, Lee'yi haftanın her günü, Pazar günleri de iki defa yenebilir diyen bir Konfederasyon savaş gazisi hakkında hikâye yazdım diye kovulmuştum.
I make more than twice that in a week.
Ben haftada bunun iki katını kazanıyorum.
Twice a week.
Neden?
All I did... was cream twice each night for a week with Pond's cold cream.
Tek yaptığım şey bir hafta her gece iki kere Pond'un soğuk kremini sürmekti.
And then he hired you to make Rita a widow twice in one week.
Sonra Rita'yı bir haftada iki kez dul bırakmak için seni tuttu.
twice a day 45
twice a year 18
a week later 116
a week 696
a week or two 16
a week ago 218
week 129
weekly 26
weeks 936
weekend 28
twice a year 18
a week later 116
a week 696
a week or two 16
a week ago 218
week 129
weekly 26
weeks 936
weekend 28
weekends 49
weeks pregnant 49
weeks later 21
weeks ago 149
week anniversary 20
twice 1187
twice in one day 43
twice for no 18
weeks pregnant 49
weeks later 21
weeks ago 149
week anniversary 20
twice 1187
twice in one day 43
twice for no 18