Unfortunately for you traduction Turc
363 traduction parallèle
Unfortunately for you, we have nothing to say.
Ne yazık ki söyleyecek sözümüz yok.
Unfortunately for you that is not to be.
Maalesef, sizin için bu durum geçreli değil.
As I see it you killed Phillip Musgrave in his own room, carried his body down through the secret passageway, out through the greenhouse into the garage where you crammed it into the rumble seat of that roadster but unfortunately for you,
Benim gördüğüm Phillip Musgrave'i kendi odasında öldürdün, cesedini, gizli geçitten aşağıya taşıdın, seradan çıkıp onu o arabanın arka koltuğuna tıktığın garaja girdin
- But unfortunately for you, someone did.
- Talihinize küsün ki bir başkasının varmış.
Unfortunately for you, he acquainted me with all the pertinent facts.
Sizin için çok yazık ama beni tüm gerçeklerden haberdar etti.
It's excellent, unfortunately for you.
Ne yazık ki turp gibiyim.
Unfortunately for you, the fire didn't destroy it.
Şanssızlık bu ya, yangın kanıtları yok etmemiş.
Unfortunately for you, Barabbas, the law is indispensable.
Çok yazık, kanun vazgeçilmez.
Unfortunately for you... the bosses can resist for years.
Ne yazık ki, sizin aksine,... patronlar yıllarca direnebilirler.
Unfortunately for you, Madame, one does not escape from me.
Talihsizliğiniz, Madam, benden kaçamazsınız.
Unfortunately for you, I have the ballistics.
Ama ne yazık ki balistik raporu elimde.
Well, unfortunately for you all, the plans are to be changed.
Şey, sizin için çok kötü ama planlar değişti.
But, unfortunately for you, I did no such thing. You see, I have a big fat motive but no alibi.
Anlayacağınız bu olay için büyük bir sebebim var belki ama... hiçbir şekilde tanığım yok bayım.
Unfortunately for you, I'm the head of this department.
Senin için üzgünüm ama bu bölümün patronu benim.
Unfortunately for you, it's enough to put you away for murder.
- Getireceğim. Maalesef, seni cinayetten içeri attıracak sağlam bir delil.
Unfortunately for you and everybody in this room, his deals fell through because the market dried up.
Sen ve burda bulunan herkes için ne yazık ki pazar çökünce yaptığı işlem para getirmemiş.
Oh, unfortunately for you... you're going to die... much... more... painfully.
Oh, senin için şansızlık ki... öleceksin... çok... daha... acı çekerek.
Unfortunately for you, unless you can get all seven of the Dragon Balls together, you won't get your wish!
Ama ne yazık ki, yedi Ejdertopu'nu birden bir araya getirmediğin sürece dileğin gerçekleşmez! Bulma-san!
Unfortunately for you, Hercule Poirot it was who returned to him the buckle.
O gün ayakkabı tokanızı size verenin Hercule Poirot olması sizin için büyük şanssızlık.
Unfortunately for you and your universe, time has run out.
Bileklikleriniz takılı ve çalışır vaziyette olduğu sürece ikiniz de zamandan bağımsız olarak kalırsınız. - Ne kadar süreliğine? - Üzgünüm.
But unfortunately for you, they're here in Susie'cause
Fakat ne yazık ki sizin için öyle.
Unfortunately for you, you can only hide there, and that population, in the classic immigration pattern, is concentrated right here in Brooklyn.
Senin için kötü şans. Sadece orada saklanabilirsin. Ve bu toplum klasik bir göçmen toplumudur.
Unfortunately for you and your people, the two have little in common.
Ne yazık ki, senin ve halkın için.. .. ikimizin az ortak yönü var.
Unfortunately for you, only one of us is destined fulfil it.
Sizin için çok yazık. Sadece birimiz bunu gerçekleştirebilir.
Unfortunately for you, it's not that easy.
Maalesef bu senin için o kadar kolay görünmüyor.
Dimitri would rather dies than to have me reveal this, but unfortunately for you, your hostage is sterile, and worthless.
Dimitri bunu yapmam yerine ölmeyi tercih eder, ama maalesef bu sen olacaksın. Rehinen verimsiz ve değersiz. Bırak onu.
Unfortunately for you, this means Alyssa is now an emancipated minor.
Sizin açınızdan şu demek oluyor ki, Alyssa artık özgür bir gençtir.
We further persuaded her to phone your office in an attempt to draw you away, before Jacoby got there but unfortunately for us it had taken us too long to persuade Miss O'Shaughnessy.
Sonra sizin ofisinizi arayip... Jacoby oraya gelmeden sizi ofisten uzaklastirmaya ikna ettik. Ne yazik ki onu ikna etmek... gereginden uzun sürdü.
You're not one of those who can speak and yet say nothing, but unfortunately that's what is called for.
Konuşabilen ve aynı zamanda hiçbir şey söylemeyenlerden biri değilsiniz. Ama ne yazık ki, asıl ihtiyaç duyulan da bu.
Unfortunately, the section chief took the day off, and it'd be easier for us if you'd put this in writing.
Ne yazik ki daire müdürü bugün izinli... Bir dilekçe yazsanız sizin için de kolaylık olur.
Thank you, sir, but unfortunately...... circumstances may keep us here for a while.
Sağ olun. Ama ne yazık ki koşullar bizi burada bir süre tutabilir.
We really hate to cut the kids'show, but unfortunately, as you know, there is still a great deal for us to do.
Çocukların programını kesmekten hazzetmiyoruz. Ne yazık ki yapmamız gereken çok şey var.
Unfortunately, Mr Tintin, it ends very badly for you!
Ne yazık ki, Bay Tintin sizin açınızdan çok kötü bitiyor.
Unfortunately, things haven't gone well, there's no need for you now.
Ne yazık ki, işler pek iyi gitmedi, artık senin işin yok.
Unfortunately, I think the only thing she'd like is for you to be someone else.
Maalesef, bence istediği tek şey... senin başka biri olman.
Unfortunately, I cannot keep you here for more than five days.
Ama ne yazık ki, seni burada beş günden fazla tutamam.
I have a fondness for this particular model, Mr. Spock, which you, unfortunately, are ill-equipped to appreciate.
Bu modele düşkünüm, Mr. Spock, tabi sen bunu takdir edemezsin.
Unfortunately, I cannot say the same for you, madam.
Ne yazık ki ben kendi adıma aynı şeyi söyleyemeyeceğim madam.
Dear Vivaldi, you have all of my brotherly understanding, but... unfortunately, for the time being we're unable to find a prominent arrangement for your poor Mario.
Sevgili Vivaldi, seni gerçekten bir kardeşim olarak çok iyi anlıyorum ancak ne yazık ki şu an zavallı Mario için uygun bir yer bulacak durumda değiliz.
Now this may sound trivial to you, but unfortunately cigars are rather bad for the political image, so to speak.
Bu sana önemsiz gelebilir, fakat ne yazık ki puro, deyim yerindeyse, pollitik görüntü için oldukça kötü.
I am Szekler Unfortunately I can't translate it for you.
- Ben Transilvanyalıyım, bunu çeviremem.
Unfortunately for me you haven't taken off your last piece of clothing You low-down cheap rogue, you...
En bahtsızım ki... tüm elbiselerini çıkaramadan müdahil oldum seni sapık...
Unfortunately, for you, it's the final solution.
Maalesef senin için, bu son çözüm.
You've put the pieces together very nicely, but unfortunately it's too late for you and the others.
Parçaları çok iyi birleştirmişsin, ancak sen ve ötekiler icin artık çok geç.
Unfortunately, you must be punished... for the incident with your late friend...
Maalesef rahmetli arkadaşınız... Opelka'ya olanlar nedeniyle cezalandırılmalısınız.
Unfortunately, Mademoiselle Sarah, for me it was more obvious what what the plays of seduction between you and Monsieur Desmond Lee-Wortley they had been carefully planned.
Üzgünüm, Matmazel Sarah ancak sizinle Mösyö Desmond Lee-Wortley arasındaki flörtleşmeler çok dikkatlice planlanmıştı.
Now, I was going to call for a volunteer for this ( laughter ) experiment ah, we have a volunteer but I think, unfortunately, there isn't any time, so I'll just have to tell you what happened. ( laughter )
Şimdi bu deney için bir gönüllü çağıracağım. Ah, bir gönüllümüz var ama, maalesef hiç zaman yok o yüzden size sadece ne olduğunu anlatacağım.
I was patiently reminding you of some details of a life which, unfortunately, leave no room for doubt, regarding sick behavior which we find in the field of'psychopatologia criminalis'.
Sabırla size....... hastalıklı davranışlarınızı da göz önüne alarak "psikolojik suçlarda" karşılaştığımız şüpheye yer bırakmayacak bir hayatın detaylarını hatırlatmaya çalışıyordum.
Unfortunately, that's not for you to decide.
Maalesef, bu karar sana ait değil.
Unfortunately, it took me a while to access it and I sort of forgot to tell you that Claire was looking for you.
Ne yazık ki, araştırma biraz zamanımı aldı ve Claire'in seni aradığını söylemeyi unuttum.
And doing a little laundry for once wouldn't kill you... unfortunately.
Arada bir çamaşır yıkarsan ölmezsin. Ne yazık ki.
unfortunately for me 17
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your birthday 37
for your sake 205
for your own sake 81
for your daughter 16
for your mother 31
for your 26
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your birthday 37
for your sake 205
for your own sake 81
for your daughter 16
for your mother 31
for your 26
for your safety 30
for your wife 22
for your help 20
for your loss 23
for your time 16
for your family 28
for your trouble 28
for your own safety 97
for you too 25
for yourself 58
for your wife 22
for your help 20
for your loss 23
for your time 16
for your family 28
for your trouble 28
for your own safety 97
for you too 25
for yourself 58
for your father 16
for your own protection 24
for your son 19
for you and me 24
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
for your own protection 24
for your son 19
for you and me 24
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you're cute 195
you okay 9168
your phone 169
your honor 7894
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you're cute 195
you okay 9168
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
yourself 387
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601