Unsolicited traduction Turc
135 traduction parallèle
An unsolicited testimony.
Kendi isteğiyle ifade.
He said something admiring to me when I needed it most, a pure, sweet, unsolicited compliment.
En çok ihtiyaç duyduğum anda bana hayranlık ifade eden şeyler söyledi. Sahici, saf, hoş, ben istemeden söylenen iltifatlar.
I'm sorry, but those who offer unsolicited service are most often useless.
Kusura bakma, Kim teklif ederse etsin talep edilmemiş hizmetlerin çoğu işe yaramaz oluyor.
She specializes in unsolicited attacks.
İğneleyici konuşmalarda uzmandır.
Yet whenever he did... ... he would follow an aborted kill with a spectacular, unsolicited one.
Ama ne zaman yapsa terk edilmiş bir görevi, olağanüstü ve kontratsız birinden sonra yaptı.
No unsolicited comments...
İstenilmeyen hiç bir yorum yok...
And that was unsolicited.
Ve bunu kendiliğinden söyledi.
It's called unsolicited material.
Buna sipariş edilmemiş ürün derler.
I would love to hear it, but if it's unsolicited, I can't touch it.
Dinlemeyi çok isterdim fakat sipariş edilmemiş olduğu için elimi bile süremem.
It's gotta come unsolicited.
Sipariş edilmemiş olacağız.
- What's unsolicited?
- O ne demekmiş be?
Do not grace His Honor with unsolicited commentary.
Yorumlarınızı kendinize saklayın.
We ask that the witness's unsolicited opinion be stricken and that the jury disregard it.
Sayın Yargıç, tanığın kendinden istenmeden verdiği cevabın kayıtlardan çıkarılmasını ve jürinin bunu önemsememesini istiyoruz.
Well, whoever you are, I don't take unsolicited advice from people I don't know.
Her kimseniz, tanımadığım insanlardan istemediğim öğütler almam.
- You know, I hate it when people plaster unsolicited material on private property.
- Biliyor musun, İnsanlar özel mülke saçma sapan kağıtlar yapıştırdıklarında nefret ederim.
Seems we have another unsolicited bidder.
Öyle görünüyor ki başka bir çağrılmamış teklif veren daha var.
It's not every day that I'm subjected to... -... an unsolicited note session from a- -
- Affedersin ama istemediğim halde böyle yorumlara senin gibi birinden...
All morning the stranger's unsolicited compliments had played on the dampened strings of her instrument until the middle "C" of consciousness was struck square and resonant.
Tanımadığı bir erkeğin, beklenmedik bir anda yönelttiği iltifatlar, bütün sabah zihninde yankılandı. Sonunda bu durumdan hoşlandığı gerçeğini kabul etmişti.
The first was unsolicited.
İlki talep edilmemiş.
My unsolicited advice for the day.
Sormamış olsan da sana tavsiyem bu.
Unsolicited generosity?
Bu ne cömertlik böyle!
- I can't accept unsolicited material.
- Gereksiz malzemelerle uğraşamam.
We don't just jump on the plane to Spain at a day's notice on every unsolicited manuscript that comes through the door.
Ama birden öne atılmak istemiyoruz. Bunun için kendimize zaman tanımalıyız.
There's nothing better than reaching for the last Jell-O and getting unsolicited sexual advice from a stranger.
Bir yabancıdan talep etmediğim halde cinsel nasihat almak, hepsinden daha iyi geldi.
I CALLED BROWN'S OFFICE. THEY SAID HE DOESN'T ACCEPT UNSOLICITED PICTURES.
Sipariş dışı resim kabul etmediklerini söyledi.
I've already had a long talk with Dean, and I told him you're very independent and before he goes offering any more unsolicited advice he should...
Dean'le çoktan uzunca konuştum, ve senin bağımsız olduğunu söyledim... Bir dahaki sefer istenilmeyen tavsiye vermeden önce seni daha iyi tanıması gerektiğini söyledim.
We're not seeing any more unsolicited dancers.
Daha fazla talebi olmayan dansçı görmüyoruz.
Mr. Walker, an unsolicited visit for once.
- Bay Walker, istenmiyen ziyaret... bir kereliğine.
While Michael, with nowhere else to turn... made a rare, unsolicited visit to his mother's.
Bu arada, gidecek hiçbir yeri kalmayan Michael annesine ender ve istemsiz bir ziyarette bulunmuştu.
Uh, unfortunately, we do not accept unsolicited manuscripts.
Maalesef, istek yapılmamış metinleri kabul etmiyoruz.
All totally unsolicited, I'm sure.
Hepsi tamamen talep edilmemiştir, eminim.
But, over here, you're working for Signa Corps... in their unsolicited bid to buy the Montecito.
Bir yandan da Montecito'yu ucuza kapatmaya çalışan Signa Corps için çalışıyorsun.
But if I may offer some unsolicited advice... find your wife before she finds you and talk to her.
Ama sen istemeden bir tavsiye vermem gerekirse o seni bulmadan, sen onu bul ve konuş. Hayır.
I can't see the point in saving unsolicited messages, can you?
İstenmemiş bir mesajı saklama gereği duymadım.
You know Leon said that unsolicited.
Bilirsin, Leon bunu kötü niyetle söylemedi.
You hit her with the unsolicited snuggle, you are a freak.
Ona istemdışı bir sokulmayla yaklaşmışsın, sen anormalsin.
Can I give you a little piece of unsolicited advice?
Sana bir kaç masum tavsiyede bulunabilir miyim?
Oh, a little unsolicited advice.
Bu arada size bir öneri.
You simply ask their permission to speak with me, say I know nothing about it- - unsolicited,
Benimle konuşmak için izinlerini isteyeceksin. Benim bir şeyden haberim olmadığını söylersin.
A bit of unsolicited advice for you, as soon as you get married, have a baby.
Sana bir tavsiye verebilir miyim? Evlenir evlenmez çocuk sahibi olun.
Coming here was... only to please my friends at Stargate Command and stop them from giving me any more unsolicited advice.
Buraya sadece Yıldız Geçidi Komutası'ndaki arkadaşlarımı memnun etmek ve gereksiz tavsiyelerinden kurtulmak için geldim.
I do not read unsolicited manuscripts.
İstemeden verilen senaryoları okumam.
Some unsolicited advice, Lieutenant flynn.
Sana biraz tavsiye, Teğmen Flynn.
And you might want to consider offering your unsolicited advice to someone who actually cares to receive it.
Ve sen de istenmemiş teklifini gerçekten umursayan birine yöneltmeyi düşünmen gerekebilir.
Listen, we can't offer help unsolicited, and you'll have to resolve the dimple issue on your own, but the state can offer clear guidance on almost everything else.
İstenmeden yardım öneremeyiz. Çukur meselesini kendiniz çözeceksiniz ama eyalet geri kalan konularda her türlü danışmanlık hizmeti verebilir.
- The mailman brings me unsolicited mail.
Ya postacı bana isimsiz bir mektup yollarsa, pulu da AIDS'li biri...
There's not a god left unsolicited.
- Korkudan tanrılar bile gizlenmiş.
But, over here, you're working for Signa Corps... in their unsolicited bid to buy the Montecito.
Ama?
We're not seeing any more unsolicited dancers. But the ad said the audition was all day.
İlanda seçmeler bütün gün diyordu.
- Unsolicited.
Talep eden yoktu.
Completely unsolicited and inappropriate.
Davetsiz ve gereksiz bir tavsiye.