Vengeful traduction Turc
366 traduction parallèle
You vengeful ghost!
Seni intikamcı hayalet!
I am vengeful!
İçimdeki tek şey hınçtı...
There's nothing personal or vengeful in what we are about to do.
Yaptığımızda kişisel veya intikam alma gibi bir durum yok.
You're a cruel and vengeful man.
Zalim ve kindar bir adamsın.
Or that God can be jealous or bloodthirsty or vengeful.
Ya da Tanrının kıskanç, kana susamış, kinci olabileceğine inandığım kadar.
He said man created a vengeful God out of his own bigotry, and the devil...
İnsanın kendi bağnazlığından kindar bir tanrıyı, kendi cehenneminden de şeytanı yarattığını söyledi.
My inner mind creating evidence of Elizabeth's vengeful return....... because that mind knows...
Belki aklım Elizabeth'in intikam almak için döndüğüne dair bir kanıt yaratmak istedi....... çünkü içten içe biliyordu ki...
Strutt may be throbbing away out there in the night with vengeful fantasies, but the fact is he's a businessman.
Buradan heyecanla ayrılıp, bütün geceyi intikam fantezileriyle geçirebilir ama o gerçekte bir iş adamı.
Not angry, not vengeful, but like that?
Öfkeli, haşin değil mi gözünde? Böyle mi yani?
The vengeful regiments march steadily on
Biz intikam alayları durmadan yürür gideriz
It's not normal for children to play such degenerate, vengeful games
Bu çocuklar için normal sayılabilecek bir oyun değil. Böyle dengesiz, nefret dolu oyunlar.
The tip of Bunnojo's sword reeked of vengeful love.
Bunnojo'nun kılıcının ucunda aşk intikamının öfkesi vardı.
The people are blind and vengeful.
Halk kördür, nefret doludur.
Madame Lisiere's lover is very vengeful.
Bayan Lisiere'in aşığı güçIü biri.
She sounded like one very vengeful broad.
Bu eksik etek var ya, çok hırçın birşeye benziyor.
Vengeful ghosts murdered by samurai
Samuraylar tarafından katledilmiş kinci youkailer.
Will you wander forever as a vengeful ghost, Mother?
Sonsuza dek kin dolu bir hayalet olarak mı kalacaksın?
You're spoiled and vengeful and bloody.
Sen ahlaksız, kinci ve zalimsin.
Vengeful and bloody as I am, I'll try not!
Kinci ve zalimim, yapmamaya çalışacağım!
You rely on a vengeful God.
İntikam peşindeki bir Tanrı'ya bağlısın.
Not in the cruel and vengeful being that you believe in, which must always take a life for a life.
Senin inandığın acımasız ve intikam dolu, yaşama karşılık başka bir yaşam alan... -... bir Tanrı'ya inanmıyorum.
A victor is not vengeful.
Zafer kazanan kinci değildir.
One bandit was dead here tonight, another wounded and was in jail as a vengeful aftermath another killing here this morning.
Bu gece şehirde bir haydut ölürken, diğeri yaralandı ve girdiği mücadeleden sonra hapise konuldu. Bu sabah ölü ele geçirilen haydut T.W. "Üç Ayak Parmağı" lakabıyla anılıyordu.
In the image of our own species, they become vengeful killers.
Kendi türlerimizin yansımasında intikamcı katiller haline geliyorlar.
I really should do something very extrovert and vengeful with you.
Size gerçekten dışa dönük ve intikam kokan birşeyler yapmalıyım.
Good thieves could do that, but not vengeful ones.
Bunu iyi hırsızlar yapabilir, intikamcılar değil.
From that, you see what I could've done to you if I were a vengeful man.
Eğer intikam düşkünü bir adam olsaydım sana neler yapabileceğimi görürdün.
Searching for the one that decapitated his vengeful mother.
Kinci annesinin kafasını kesen kişiyi arıyor olabilir.
If you win, you'll look like a vengeful bitch.
Kazanırsan da kinci bir sürtük gibi.
- We're not a vengeful people.
- Bizler kindar insanlar değiliz.
But who would have thought that he would be so vengeful as to entrust his retribution to his son?
İntikamı için oğlunu kullanacağı hiç aklıma gelmezdi!
Vengeful feuds that lasted for generations.
Kan davaları nesillerce sürerdi.
Welcome to our vengeful world.
İntikamcıların dünyasına hoş geldin.
They are the vengeful and evil goblins.
Kindar ve kötü kalpli goblinler *.
The vengeful Turks shot a message into the castle.
Kinci Türkler kaleye bir mesaj göndermişlerdi.
You took up with a crazy girl... A promiscuous, vengeful liar.
Her önüne gelenle yatan kindar ve yalancı bir kızla beraber oldun.
Look, do you want a happy God or a vengeful God?
Bak, mutlu bir Tanrı mı istersin yoksa intikamcı bir Tanrı mı?
The Lord is vengeful.
Tanrı intikamını alır.
Simeon Lee was a man most vengeful and had not a great love for his family.
Çünkü Simeon Lee son derece kinci bir adamdı, Başmüfettiş ve ailesine karşı da pek büyük bir sevgi beslemiyordu.
A man born, pardon me, madame,... on the wrong side of the blanket can, nonetheless, inherit the features of his father,... his pride, his patience,... and his vengeful spirit.
Bir adam ki, bağışlayın, madame,... evlilik dışı ilişkiden doğmuş yine de babasının özelliklerini taşıyabilir. Kibirini, sabrını,... ve kin dolu ruhunu.
It was my revenge, my pride, my vengeful spirit.
O intikam, kibir, kin dolu ruh benim.
I ought to feel shocked, or vengeful, humiliated, and I do feel all of these things from time to time, but mostly I feel... I can go now.
Kendimi şoke olmuş intikam dolu, aşağılanmış hissetmeliyim ve bu duyguları hissederim arada sırada ama şu anda daha çok "artık gidebilirim" gibi hissediyorum.
Giving life only to reclaim it in vengeful fury.
Can vermeyenin cana kıyma hakkı yoktur ve Tanrıların hışmına uğraması kaçınılmazdır.
- That's for a vengeful God to do.
- Bu tanrının alması gereken bir intikam.
With this vengeful Latin rhythm
İntikam peşinde olan bu Latin ritmiyle...
There are hurtful, vengeful spirits laying hands on these children.
Zalim, kinci ruhlar bu çocukları ele geçirmiş.
They command armies of lawyers armed with paper weapons, attacking with spiteful, vengeful, cowardly litigation.
kindar, hınçlı, korkakça davalar açan avukatlardan oluşmuş orduları yönetirler.
Jews, of course, fearing a wrathful and vengeful god... give praise and thanks for everything. "
Yahudiler acımasız ve kindar tanrılarından korktukları... için her şey için şükrederler. "
Debutante sisters from Nashville who are basically vengeful sluts.
İntikamcı fahişeler olan, Nashville'li iki işbirlikçi sosyetik kardeş.
- We're the vengeful sluts.
- Bizde intikamcı fahişeler.
So now, fate's vengeful eye... is fixed... on me :
Şimdi de, kaderin kinci gözü benim üstümde kenetlendi.