Vis traduction Turc
208 traduction parallèle
Here's a check for $ 10,000 from the Tela-Vis Company for that story you told us, as well as a contract for you to bring it to the screen.
Bize anlattığınız hikaye için, Tela-Vis şirketinden size 10.000 $'lık çek ve ilaveten, filmi çekmeniz için de sözleşme getirdim.
I'm going to L � vis tomorrow morning on the 9 : 00 ferry.
Yarın sabah Lévis'e gidiyorum..... 9 : 00 vapurunda.
YOU'RE VIS ITING, IS THAT IT?
Binadaki birini ziyarete mi geldin?
JUST VIS ITING SOMEON E IN THE BU I LDING?
Sessiz tiplerdensin, değil mi?
We were vis-à-vis in the sampan.
Kayıkta karşı karşıyaydık.
- No, milady. The media is awash in speculation vis-a-vis their whereabouts.
- Hayır efendim, ana şey, işte olanlar
Mr. Frampton vis-a-vis your rump.
Bay Frampton budunuz hakkında.
E v erything is de vis ed to simplify human existence to make man happier and to pres erv e peace.
Herşey, insan yaşamını kolaylaştırmak için... insanı daha mutlu kılmak için... huzuru korumak için düzenlenmiştir.
Mohammad and his partisans were patient vis-a-vis with misfortune.
Muhammed ve O'nun sözüne inananlar, talihsizlikleriyle başbaşa kaldılar.
With you, I lime pits of my weakness and my lack of skill, vis-a-vis with these men, o you Most Merciful.
Çaresizliğimi, halkın gözünde hor ve hakir görüldüğümü ancak sana şikayet ederim. Ey merhametlilerin en merhametlisi!
Un vis devenit realitate.
Bir rüya gerçekleşiyordu.
I don't think she quite understands the cash flow situation vis-à-vis the frozen assets...
Karşı karşıya olduğumuz... nakit akışı ve donmuş mevduat durumunu anladığını sanmıyorum onun...
A demonstration called by the forces of the Right... took on particularly virulent overtones... when some speakers violently denounced... the government's weakness vis-à-vis the economic crisis and the continuing terrorism of Basque extremists. Madrid.
Madrid.
Vis, Korcula.
Vis, Korcula.
The aristocracy vis-a-vis the king.
Aristokrasi ile kral karşı karşıya.
I'm probably the last guy in the world you'd want to help... but I really could use your advice vis-a-vis Chanice.
Herhalde yardım etmek isteyeceğin son adam benim... ama gerçekten Chanice konusunda fikirlerine ihtiyacım var.
Your Honour, the applicability of societal intent... vis-a-vis individual action is well established.
Sayın hakim bu olaya sosyal bir amaç olarak yaklaşmak her ne kadar kişisel bir eylem olsa da mümkündür.
The vis is good.
Görüş açık.
Come forward, T'Vis son of Barot.
Öne gel, T'Vis Barot'un oğlu.
You'd better reposition your attitude... vis-a-vis certain members of the female staff... or you're gonna be out of here.
Buradaki durumunu kadrolu bayan personele.. olan tutumunla değerlendirirsen iyi olur.. yoksa buradan gidersin.
And I want to thank you all personally for... the enthusiasm you've shown vis-a-vis our latest, new, innovative initiative.
Ve yenilikçi uygulamalarımızda gösterdiğiniz gayretten dolayı.. her birinize şahsen teşekkür etmek istiyorum
- Well, it seems that due to the vagaries of the production parameters vis-à-vis the fragmenting of the audience, due to cable television... -... carnivals, water parks- - - Out with it.
... Görünen o ki ; yapımdaki kaprisinize rağmen eğer seyirci kitlesini kablolu kanallarla yada karnavallarla, konserlerle..
But it does put me in a damned awkward position... vis à vis my progeny.
Ama şimdi kızlar var ve durum değişti.
And also I think I have gotten over my anxiety vis-a-vis public restrooms, so if you'll excuse me, I shall return presently.
Ayrıca karşılıklı umumî tuvaletlerle ilgili kaygılarım da geçti. Bu yüzden, izninizle, birazdan döneceğim.
DA VIS : Nice tie.
- Güzel kravat.
DARNELL : I don't know. DA VIS :
- Bilmiyorum.
Shuster wants to see us. DA VIS :
Shuster bizimle
DA VIS : Pissant.
Piss-ant.
PETER : I'm helping my cousin move. DA VIS :
Kuzenimin taşınmasına yardımcı oluyorum.
DA VIS : You know damn well what I'm talking about!
- Ne demek istediğimi biliyorsun!
Why would Pissant steal the evidence? DA VIS :
Pissant neden kanıtı çalsın ki?
vis-a-vis hacking, you know.
Yüzyüze korsanlık, bilirsiniz.
The point is you talk the talk, but do not walk the walk, vis -?
Sorun şu, konuşmaya gelince varsın, ama icraat öyle değil,
vis you've not yet passed your forklift driver's test.
Forklift sürücü sınavını henüz geçmemişsin.
You've got to look at the whole pie vis-à-vis my current life situation.
Pastanın tamamına bakmalısın "vis-à-vis" şu anki yaşam koşullarıma.
Vis-à...?
Vis-à...?
Despite your mothering, you made one good decision in your life vis-a-vis women, you're not gonna throw that over.
Böyle bir anneye rağmen kadınlar konusunda hayatında tek bir doğru karar verdin. Bunu çöpe atmayacaksın.
Despite your mothering you made one good decision in your life vis-à-vis women.
Böyle bir anneye rağmen kadınlar konusunda hayatında tek bir doğru karar verdin.
Si vis pacem, para bellum. If you want peace, prepare for war.
"Barış isteyen, savaşa bilenir."
Vis-a-vis surface textures.
Doku yüzeyi karşılaştırması.
They're showing last year's senior thesis films at Vis-Arts today after registration.
Bugün kayıttan sonra, Görsel Sanatlar'da son sınıfların tez filmlerini gösteriyorlar. Bana katılmak ister misin?
vis-a-vis..
... şeyi...
I have an enticing proposition for you vis-à-vis your parking ticket.
Park cezana karşılık baştan çıkarıcı bir teklifim var.
So here's the thing vis-a-vis the $ 100 I owe you. I don't have that kind of money, and I expect I never will.
Sana borçlandığım 100 Dolara gelince, öyle bir param yok ve asla da olmayacağını sanıyorum.
- Can you make the invisible guy vis...?
- Sen şu görünmez adamı görünür yapabilecek misin?
This chapter just helped me figure out the answer... to you and Donna's problem, vis-a-vis your crappy score.
Bu bölüm Donna ile senin saçma ru-be-ru sorununu anlamamı sağladı.
"Vis-a-vis"?
Ru-be-ru mu?
While the others experience this in a general way your experience is far more specific vis-à-vis love.
Diğerleri beklenen biçimde tepki verdiği halde senin deneyimin daha belirgin ve endişe verici Aşk.
WELL, AS FOR ME, IT'S A NICE PLACE TO VIS IT
İster beğen ister beğenme, bundan sonra yerimiz burası.
DA VIS :
Arabadan in.
No need to bring in the vis-à-vists.
En azından yanında olmadığım zamanlarda Visa canavarlarını baştan çıkarmayalım.