English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Watch this

Watch this traduction Turc

6,393 traduction parallèle
Watch this.
İyi izle şimdi.
And if you think it's cool now, watch this.
Buna havalı diyorsan bir de bunu gör.
I can't believe Jed made us promise not to watch this.
Jed'in bunu izlemememiz için bize söz verdirttiğine inanamıyorum.
The phone keeps ringing but all I want to do is watch this airplane coverage.
Telefon çalıp duruyor ama ben sadece şu havayolu videosunu izlemek istiyorum.
I cannot sit idly by and watch this terrible thing happen.
Burada böyle boş boş oturup böyle korkunç bir şeyi seyredemem.
But watch this.
Ama bu izle.
She'd say,'Watch this.'
'İzle bak'derdi.
My family likes to watch this.
Ailem bunu izlemekten zevk alıyor.
I prefer to watch this.
Bense bunu.
And if seeing me is a surprise, watch this.
Beni görmek seni bu kadar şaşırttıysa, bir de şunu izle.
Watch this.
Şunu izle.
- Watch this.
- Bak şimdi.
I'm sorry. I just really need you to watch this video.
Özür dilerim ama bu videoyu izlemeniz gerek.
Are you really so cruel that you could just stand there and watch this happen?
Orada durup olanları izleyecek kadar acımasız biri misin? Seni memnun mu ediyor bu?
Then don't make me watch this.
O zaman beni bunu izlemeye zorlama. - Lütfen, zorlama beni.
Watch this.
Şunu izleyin.
Watch this.
Seyret şimdi.
I am. Watch this.
Bunu izle.
Now watch this.
Şunu izle.
Here. Watch this.
Beni izle.
'I literally cannot watch this.'
Kelimenin tam anlamıyla bu manzarayı kaldıramıyorum.
Juju, when we watch this footage and you see that little cook girl stealing my ring, you're not gonna get all violent, are you?
Juju bu görüntüleri izlediğimizde ve aşçı kızı yüzüğümü çalarken gördüğünde şiddete falan başvurmayacaksın değil mi?
I just bought myself 90 minutes to watch this footage and edit out anything Caroline doesn't need to see.
Görüntülerin 90 dakikasını alıp Caroline'in görmesine gerek olmayan yerleri düzenledim.
Invited him to watch this penguin feed and he had no interest.
Penguenlerle ilgili bilgilendirmeyi izlemeye çağırdım ama ilgilenmedi.
Watch this. Watch this.
İyi izle, iyi izle.
Watch this.
Seyredin.
Watch this. Could the lady typer read that back? "
Yazman Hanım yazılanları okuyabilir mi?
But anyway, that's why this lady has to watch whenever I play with you.
İşte bu yüzden bu bayan seninle ne zaman oynasam beni izliyor.
This would never have happened on your father's watch.
Babanın zamanında böyle bir şey asla olmazdı.
I can see everything she sees! Uh-uh, I shouldn't watch this.
Bunu izlememeliyim.
This is under the watch of the Chuan-Shan army.
Bu mesele Chuan-Shan ordusunun mesuliyetinde.
The human is forced to watch as the paranormal is strapped into this medieval looking chair that harvests their stem cells.
Bir insana zorla izlettiriyorlardı bir paranormal, ortaçağdaki gibi bir sandalyede bağlıyken kök hücrelerini alıyorlardı.
You wanna watch or am I going stag this time?
İzlemek ister misin yoksa bu sefer sap mı takılacağım?
I'm gonna take my rightful place in this house tonight, and you'll be there to watch.
Bu gece bu evde hak ettiğim yeri alacağım ve sen de orada beni izleyeceksin.
But I cannot sit here and watch you do this to yourself.
Ama burada oturup kendine bunu yapmanı izleyemem.
Wade first, so sweet little Adilyn can watch the boy that she loves have his fingers screwed off before I crank this vise and crush his skull.
İlk olarak Wade, böylece tatlı küçük Adilyn aşık olduğu oğlanın parmakları koparılırken izleyebilir. Tabii ben bu mengeneyi sıkıp kafatasını parçalamadan önce.
You think I come all this way just to watch my empire crumble?
Sence onca seye imparatorlugumun cokusunu izlemek icin mi katlandim?
This watch was handed down from my great-grandfather.
- Sana iki dakika daha veriyorum, sonra televizyonu açacağım. Bu saat büyük-büyükbabamdan kalmaydı.
He was the owner of the St. Paul Pioneer Press and Dispatch back in 1914, when he received this watch, and it was handed down to my father and then he gave it to me.
Bu saati aldığında, o zamanlar, 1914 yılında, St. Paul Pioneer gazetesinin sahibiydi. Daha sonra babama geçti, o da bana verdi.
This is a photocopy of the original warranty, depicting some of the complications of this watch.
Bu, saatin bazı komplike yönlerini anlatan, orijinal garanti belgesinin fotokopisidir.
This watch, at auction, I suspect, would bring close to a quarter million dollars.
Müzayedeki bu saat, çeyrek milyon dolar getirse gerek.
We watch, we wait, we prepare a bid, and then when all this dust settles, if his device is any good, we pay him handsomely for his company.
İzleriz, bekleriz, bir öneri hazırlarız, ve sonra sudaki çamur çökünce cihaz gerçekten iyiyse şirket için iyi bir para öderiz.
Jimmy, we knew you wouldn't say yes to this, but we need you to watch Maw Maw for a few days while we go on a relaxing vacation.
Jimmy, kabul etmeyeceğinizi biliyoruz ama biz tatildeyken Maw Maw'a birkaç gün bakmanız gerekiyor.
Just watch me, okay? This homeless guy is in here.
- Sadece beni izle, şu evsiz herif burada.
This watch - - The man sold it to me for half of what he was asking.
Bu saati istediği fiyatın yarısına sattı adam bana.
Oh, Master Baker, would you like to watch while I train this lovely young maiden to churn your butter?
Usta Fırıncı. Bu güzel genç bakireye yağınızı çırpmayı öğretişimi izlemek ister misiniz?
I'd watch out for the apples in this house.
Yerinde olsam bu evdeki elmalara dikkat ederdim.
How can I watch TV with your ass in the way? Let me finish this first!
- Kıçın televizyonu kaplarken televizyonu nasıl izleyebilirim?
I want to watch you kill this guy.
Bu adamı öldürmeni izlemek istiyorum.
This is very difficult to watch.
- Will. - Bunu seyretmek çok güç.
A pinky ring, a watch, and this.
Serçe parmak yüzüğü, saat bir de bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]