We'll go there traduction Turc
834 traduction parallèle
Well, we have to go there and see? but I'll be a good match for a husband.
Kararı sen vereceksin ama benden iyi koca olur.
It looks like there might be some sort of fairly steep cliff or scarp here that we'll have to go up and, you know, it looks like it might be about 100 metres high.
Görünüşe göre burada bir tür epeyce dik uçurum ya da yar olabilir. Tırmanmak zorunda kalabiliriz. Yaklaşık 100 metre yüksekliğinde olabilir gibi görünüyor.
There's the stage door and then we'll go round to stewart's lodgings and then we might go along to the police station, have a chat with the inspector.
Stewart'ın evine gideceğiz. Sonra polis merkezine uğrayabiliriz. Müfettişle biraz sohbet ederiz.
- lf we go there, they'll take us!
- Oraya gidersek yakalanırız!
If we miss him there, we'll go out to Riverdale.
Onu orada bulamazsak evine, Riverdale gideriz.
Yes! We'll pick up that little ol'place, and we'll go live there.
Lennie, o küçük kulübeyi onarır orada otururuz.
And look - If there is a carnival or circus come to town, or ballgame, or anything like that, we'll go to it.
Sonra kentte bir sirk ya da eğlence falan gelirse oraya da gideriz.
Then we'll go on searching as long as there's the least hope.
O halde ümidimiz tükeninceye dek araştırmaya devam edeceğiz.
We'll go there again.
Oraya tekrar gideriz.
There's five of us. We'll have to go one at a time.
Beş kişiyiz, teker teker çıkmamız gerekecek.
There'll be trouble if we go there. It's a place to go till the road's clear.
Ortalığın sakinleşmesini beklemek için uygun bir yer!
And up there we'll go.
Ve oraya çıkacağız.
We'll go there now.
- Nereye?
But if you want to hear it from her, we'll go over there together.
Ama bunu ondan duymak istiyorsan, oraya beraber gideriz.
Let's go home, we'll work this out there.
Eve gidelim, bunu orada hallederiz.
- We'll go there together, okay?
- Beraber gideriz, tamam mı?
You go there and we'll go over here.
Siz şu tarafa gidin, biz de bu tarafa gideceğiz.
Admit we're a hit and we'll go on from there
# Kabul, büyük başarı sağladık ve bunu sürdüreceğiz.
We'll go on to California from there.
Oradan Kaliforniya'ya geçeceğiz.
- We'll just go back over there.
- Geldiğimiz gibi geri döneriz.
If he doesn't, we'll go up and take him there. Come on.
Eğer kaçmazsa, yukarı çıkıp onu biz yakalacağız.
But if we're going to get you to Metaluna alive, there's a little procedure you'll have to go through.
Ama sizi Metaluna'ya sağ salim götürmek istiyorsak,... size uygulamamız gereken ufak bir prosedür var.
We'll have to go there together one day.
Bir gün oraya birlikte gitmeliyiz.
We'll go up there to meet them.
Cenazeyi karşılamaya gidiyoruz.
We'll go there tomorrow.
Yarın gideceğiz.
So, if it's all right with my boys, we'll go over there and just even them odds up a little.
Yani, eğer işi benim adamlar çözecekse, gider bir el atarız ve dengeyi biraz sağlarız.
- When we go back there, on another nice day like today, I'll let you know!
- Oraya vardığımızda bugünkü gibi güzel bir gün olursa, sana haber veririz.
We'll get Bonnie. We'll go up there and take her with us.
Tamam, Bonnie'yi de getiririz, bizimle kalır.
We go out there and we'll get beheaded.
Buradan çıkacak olursak kellelerimizi uçururlar.
We'll go in through there.
İşte ordan giricez.
We'll just go there.
- Hey şuraya doğru gidelim.
Then we'll go on down to the beach from there, huh?
Sonra oradan da plaja ineriz, ha?
We'll go there now.
Şimdi oraya gidiyoruz.
I GU ESS WE ALL WANT THAT. MAYBE WHEN YOU GO BACK, MARTI N, YOU'LL F IN D THAT THERE ARE M ERRY-GO-ROU N DS AND BAND CONCERTS WHERE YOU ARE.
Belki oraya döndüğün zaman, yaşadığın yerde atlıkarıncaları ve orkestra konserlerini bulacaksın, Martin.
Where there's a will, there's a way. We'll go quit Plyne's place.
İstemek yeterli, Plyne'e gidip istifamızı verelim.
And from there, we'll all go back home together, carried by the winds and the Captain's whims.
Ve orada, yine hep birlikte olacağız. Kaptan'ın fantazileriyle eğleneceğiz.
You will learn to trust yourselves, and we'll go on trusting ourselves, and then there'll be a little bit of trust all the way round.
Kendinize güvenmeyi öğreneceksiniz, ve bizler kendimize güvenmeye devam edeceğiz. Ve sonra bir parça güven olacak... ... yolun sonu.
We'll just go to the beach. We'll go and live at the seashore all the time, like we used to when I was little and Daddy was there.
Gidecek ve hep deniz kıyısında yaşayacağız, önceden olduğu gibi... ben küçükken ve babam yanımdayken olduğu gibi.
My boy, we'll go there this summer.
Evlat, yazları oraya gideriz.
Of course not. leave your things there We'll go to the restaurant car.
Elbette. Restoran vagonuna gideriz.
And we'll go there for a drink later.
Oraya sonra gideriz.
There we go. I'm sure you'll be fine now.
İşte, eminim şimdi iyi olacaksınız.
Can't you see how much work there is here? Anyway, we'll go to see him in the next few days.
Görmüyor musun işler baştan aşağı hele bakalım bu günlerde bir fırsatını bulursak varıveririz Hasan'a.
There, that's the Great Seal of England, don't lose it, without the seal, there's no more England and we'll all have to pack up and go back to Normandy.
İşte, İngiltere'nin büyük mührü, kaybetme, bu mühür olmaksızın İngiltere ülkesi olmaz. Ve bizler de pılımızı pırtımızı toplayıp
We'll have to go there, you and me, baby.
Sen ve ben, bebeğim.
It's too light here. We'll go over there.
Burası da aydınlık, şuraya otur.
He'll pot us off like clay pigeons if we go down there.
Aşağıya inersek bizi güvercin gibi avlayacak.
Come on, I'll get my hat and coat. We'll go over there.
Hadi, paltomu ve şapkamı alayım da gidelim.
We'll go there
Oraya gidelim!
Come on, guys. We'll all go there.
Hadi Arkadaşlar, Onlara iyi bir ders verelim!
We'll go there.
Gidelim.
we'll go together 86
we'll go tomorrow 17
we'll go 192
we'll go home 34
we'll go out 19
we'll go with you 17
we'll go away 19
we'll go now 16
go there 150
therese 78
we'll go tomorrow 17
we'll go 192
we'll go home 34
we'll go out 19
we'll go with you 17
we'll go away 19
we'll go now 16
go there 150
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176