We can handle it traduction Turc
411 traduction parallèle
That won't bother us. We can handle it.
Bizim için sorun olmaz, başa çıkabiliriz.
Oh, we can handle it all right.
Üstesinden gelebiliriz pekala.
Now we'll take this into the dry box... where we can handle it safely.
Şimdi bunu kuru kutunun içine alacağız ki böylelikle güvenli bir şekilde tutabileceğiz.
We can handle it.
Biz hallederiz.
Whatever it is, we can handle it together.
Bu her ne ise, birlikte hallederiz.
I promise you, sir, whatever the job is, we can handle it.
Size söz veriyorum efendim, görev ne olursa olsun üstesinden gelebiliriz.
- Yeah, we can handle it, Jim.
Evet, başa çıkabiliriz. Güzel.
I believe we can handle it.
Biz hallederiz.
I don't think we can handle it.
Bununla başa çıkabileceğimizi sanmıyorum.
I think we can handle it.
Sanırım yapabilirim.
We can handle it, though,'but it certainly looks like a problem.'
Halledebiliriz ama biraz sürecek. Gördün mü şu koca şeyi?
Thank you, but we can handle it ourselves.
Teşekkür ederim ama bununla kendimiz başedebiliriz.
All right, please. I know how we can handle it.
Nasıl halledeceğimizi biliyorum.
No, we can handle it.
Hayır, biz halledebiliriz.
Let us hope that we can handle it properly.
Umarım başarıyla atlatırız.
We can handle it. CAFFREY :
- Bunu hâlâ düşünüyorum.
I think we can handle it.
Sanırım halledebiliriz.
I think we can handle it.
Sanırım başa çıkabiliriz.
I don't think we can handle it manually.
Elle beceremeyiz.
We can handle it!
Halledebiliriz!
We can handle it with teamwork.
Bu işi ekip çalışmasıyla halledebiliriz.
I don't think so, we can handle it alone.
Katılmıyorum, tek başımıza halledebiliriz.
We can handle it.
Biz çaresine bakarız.
We can handle it.
Bunu yapabiliriz.
We can handle it.
Bunu halledebiliriz.
- No. We can handle it.
Biz basa çıkarız.
We can handle it.
buna gerek yok.
We're strong and we can handle it.
Üstesinden gelebilirim diyoruz.
- We can handle it ourselves.
- Kendimiz hallederiz.
It's up to you and your deputy to handle this situation... and if you can't do it, we've been paying the wrong men long enough.
Bu sorunu çözmek, tamamen senin elinde... eğer çözemiyorsan maaşını hakeden birine veririz.
We can't handle it.
Kontrol edemiyoruz.
Well, can we handle it?
Halledebilir miyiz?
We'll be traveling soon You think you can handle it?
Yakında yola çıkacağız. Başa çıkabilir misin?
We can't handle it all.
Hepsini yönetemiyoruz.
Right! Obviously, I can't handle it! I'm just a great sabre-toothed tart so we'll let my husband do it.
"Kocaman sivri dişli aksinin biriyim... o yüzden de kocam halletsin."
I know it's a Warsaw Pact country, but I think we can handle it.
Bu yapılabilir, ve ayrıca başka seçeneğimiz de yok.
So I guess what we're really saying here is if I can handle it.
Sanırım, ben buna katlanabilirsem olur demek istiyorsun?
- We can't handle it without you.
- Sensiz başaramayız.
We know you can handle it, Captain.
Halledebileceğini biliyoruz Kaptan.
Sarah's gonna write the story and we'll handle it the best way we can.
Bu haberi Sarah yazacak. Elimizden geleni yaparız.
Can we handle it?
Bunu ele almamız lazım?
The owners don't like us to talk about it. Can we handle it quietly? .
Mülk sahibi bu konuda konuşmamızı istemiyor.Sakince halledebilirmiyiz?
, I can't let her remain slave at the monster hunger of course you can't, and we will rescue her but I think you should let Adam and me handle it right brother?
Ajanlarımızdan biri onun Hunger'ın yaratıkları tarafından dağlarda esir olarak tutulduğunu öğrendi. O benim annem! Hunger'ın yaratıklarının esiri olarak kalmasına izin veremem.
We've got enough manpower to handle it, so why can't we control this?
Yeterli sayıda adamımız var. Niçin kontrol edemiyoruz?
- We can handle it.
- Halledebiliriz.
We're experiencing technical difficulty... but it's nothing we can't handle!
Şu an teknik bir sıkıntı yaşıyoruz... ama halledemeyeceğimiz bir sorun değil!
We can handle it ourselves.
Bu işi kendimiz halledebiliriz.
- I think we can handle it.
- Bence halledebiliriz.
I think we have all the time we can handle as it is!
Bence kaldırabileceğimiz kadar zamanı beraber geçirdik zaten.
It's nothing we can't handle.
- Üstesinden geliriz. - Haklısın.
We can't handle it.
Başa çıkamıyoruz.
we can do it 201
we can't 1514
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can help 71
we can't give up 27
we can try 87
we can help each other 41
we can't do anything 50
we can't do it 50
we can't 1514
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can help 71
we can't give up 27
we can try 87
we can help each other 41
we can't do anything 50
we can't do it 50