We could be traduction Turc
7,883 traduction parallèle
Because, truthfully, I think we could be great together.
Doğrusunu söylemek gerekirse biz beraber muhteşem olacağız.
Oh, we could be dealing with more than one target.
Birden fazla hedef le ugrasiyor olabiliriz.
Adam, you said yourself, we could be stuck here for years.
Adam, kendin demiştin, burada senelerce kalabiliriz.
You said yourself, we could be stuck here for years.
Sen de demiştin, burada yıllarca sıkışıp kalabiliriz.
Be really nice if we could be friends, even just for now.
Eğer şimdilik arkadaş olursak, gerçekten iyi olur.
But it's also true that we could be looking for somebody else.
Ama biz başkası arıyor ki de doğrudur.
I spent the last six weeks doing everything I promised so that we could be together, which is what I thought you wanted too.
Son altı haftayı beraber yaşayabilelim diye söz verdiğim her şeyi yaparak geçirdim. Senin de bunu istediğini sanıyordum.
I could give you this, and we could be in Fiji by nightfall.
Sana bunu veririm ve akşam vakti Fiji'de oluruz.
If your intel is good, We could be walking into a trap.
İstihbaratın yeterince iyiyse, şu anda bir tuzağa çekiliyor olabiliriz.
They told me we could be together.
Tekrar beraber olabileceğimizi söylediler.
I wished for so many years That we could be married.
Yıllardan beri evlenebilmemizi arzuladım.
It could be the one key we've been missing.
Gözden kaçırdığımız şey bu olabilir.
A surprise attack could be the opportunity we need to weaken their numbers.
Sürpriz bir saldırıyla sayılarınızı azaltabiliriz.
I mean, it would be no harm, no foul, but all we have now are American terrorists. We have no bombs. And compound that with the horrific murder of a well-respected U.S. senator and an Ar Rissalah attack at an agency safe house, and, ma'am, we're dealing with the appearance of impropriety that could very well bring down your presidency.
Sonuç alabilsek zaten sorun da çıkmaz ama şu an sadece Amerikalı teröristleri yakalayabildik hiç bomba bulamadık ve bunların yanında ABD'nin saygın bir senatörü CIA'in güvenli evlerinden birine yapılan bir Ar Rissalah saldırısında korkunç şekilde öldürüldü.
It would be nice if we could do it some other time.
Biz Başka zaman yapabileceği iyi olurdu.
It used to be that we could never know the truth about each other.
Eskiden kimse birbiri hakkındaki gerçekleri bilmezdi.
Well, we can't, to be fair, er, we can't be certain... it could be anyone who had access to that laptop.
Açıkçası olamayız. Kesin konuşamayız. O laptopa erişimi olan herhangi birisi olabilir.
Guv, Steven Rose could be on his way to his next victim, and we won't know who that is unless we are in there!
Komiserim, Steven Rose bir sonraki kurbanının peşinde olabilir ve içeri girmezsek kim olduğunu öğrenemeyeceğiz!
Tabitha Laird could not be more dissimilar to the three women we were able to isolate.
Tabitha Laird ayırdığımız üç kadından daha farklı olamazdı.
Should we maybe think about the fact that Anna could be in on this?
Anna'nın da bu işin içinde olduğunu düşünmeli miyiz?
Which, by the way, if I ever have a band, will be the name of said band Well, when Sebastian figures out where they came from, it could help you determine where the victims we ding.
Ki bu arada eğer bir müzik grubum olsaydı bu müzik grubunun adı yani Sebastian nereden geldiklerini bulduğunda kurbanların nerede dalış yaptığını belirleyebilme imkanınız olabilir.
She could be protecting herself from pirates or a sea monster, for all we know.
Kendini korsanlardan ya da şu hepimizin bildiği deniz canavarlarından koruyor olabilir.
If we could do it in the office on Monday, we wouldn't be talking now!
Çeviri : restlessness Bilal Aytekin İyi seyirler. Bunu pazartesi, ofiste yapabilseydik şu an konuşmuyor olurduk.
Oh, this could be what we're looking for.
Aradığımız şey bu olabilir.
She was, uh, missing fingers and teeth, so we couldn't get an I.D. on her, but this could be her.
Parmakları ve dişleri yoktu, bu yüzden kimliğini saptayamamıştık ama bu o olabilir.
Could it be we are no longer a beaten, drunken, vanishing people?
Artık dayak atılan, bir sarhoş, kaybolan insanlar olduğumuz söylenebilir mi?
I hate to speculate before we've collected any evidence, but this is Vegas, she could just be eye candy for some rich guy's party, for all we know.
Ben, biz herhangi bir kanıt derledik önce spekülasyon nefret ama bu Vegas, o sadece göz şeker olabilir bazı zengin adamın partisi için, bildiğimiz tüm.
If Drill is in one of these kids, it could be any one of them, which means no one can leave here until we know who.
Eğer Drill bu çocukların birindeyse herhangi biri olabilir. Bu da demek oluyor ki, kim olduğunu öğrenmeden kimse ayrılmayacak.
He could be sellin'us out, begging and groveling as we speak.
Şu anda adamlara yalvar yakar bizi satıyor bile olabilir.
Imagine what the world would be like if we could all just be honest about feeling hurt.
Kırılan herkesin hisleri hakkında doğru söylediği bir dünyayı düşünsene.
- We both know that. - She could be.
- İkimiz de biliyoruz bunu.
This place could be everything we hoped for.
Burası her şey için bize umut olabilir.
It'd be nice if we could see a face.
Yüzünü görebilsek iyiydi.
I'm sorry to tell you this, but we have discovered two bodies that could possibly be your sister and your brother-in-law.
Bunu söylediğim için üzgünüm, ama muhtemelen kardeşiniz... ve enişteniz olan iki ceset bulduk.
I'd say we're looking at a fast-acting drug that could be administered intramuscularly.
Kas içinden yapılmış ve hızlıca etki eden... bir ilaç arıyoruz diyebilirim.
We've got a BOLO out on his vehicle, we've tracked his credit cards, but he could be three states away by now.
Aracında bir pala bulduk, kredi kartlarını takip ettik ama şimdiye kadar üç eyalet geçmiş bile olabilir.
- Probably, but the only way we could prove it would be to search the Embassy ourselves, and that would require...
- Muhtemelen bunu kanıtlamanın tek yolu elçiliği bizzat aramaktır... -... ama bunu yapabilmek için de...
Who took my parents away is her messed-up way of showing me how close we are, or... or could be.
Ailemin ölmesine neden olan insanların peşinden gidip ne kadar yakın olduğumuzu kendi sapıkça yoluyla göstermek istiyor.
I just need that back, and also if you could see it in your heart, Mr. Pouzhino, to reimburse us for the pills, then... We'd be all squared away.
Onu geri almalıyım ve ayrıca izin verirseniz Bay Pouzhino, bize geri ödeme yaparsanız haplar için o zaman ödeşmiş oluruz.
- I also told you that we needed time alone, together, to get it right before any lessons could be passed on.
- Ayrıca bana herhangi bir derste ilerlemeden önce üzerinden geçmek için..... birlikte zaman geçirmemiz gerektiğini de söylemiştin.
Oh, Rog and I would just be so tickled if we could just- -
- Rog'la çok mutlu oluruz eğer...
You know, soon we'll all be chipped. It could be a good thing.
Biliyorsun, yakında hepimize çip takacaklar.
If we can track down the schematics, there may be a way that we could remotely override the alarm.
Binanın planını bulursak alarmı susturmanın bir yolunu bulabiliriz.
Even if we could find him, it wouldn't be half the fun of killing Cruella.
onu bulabilsek bile Cruella'yı öldürme zevkinin yarısı bile olmayacak neden hoşlandığına bakalım
We are thankful Lily could join us to be our guest, and let these gifts to us be blessed.
Lily'nin misafirimiz olarak bize katılabilmesine, ve bize verilen bu nimetlere şükürler olsun.
Now, if only we could do some shit like that in front of "the powers that be" cameras, we'd be fucking made, dude.
Keşke "İşte Güçlüler!" programına çıksak o zaman herkes bizi tanır dostum.
We had a blackboard and he used to put on there, "I'll be a rich black bitch by this such-and-such date," and he said, "Then you could quit," and I always believed him, but I never could quit because he worked me too hard.
Bir kara tahtamız vardı, oraya hep şöyle yazardı "Şu tarihe kadar zengin bir siyah kadın olacağım" sonra da "O zaman işi bırakırsın" derdi, inanırdım ama hiç bırakamadım, çünkü beni çok çalıştırıyordu.
For all we know, she could be on a bender.
Alem yapıyor olabilir bildiklerimize göre.
Like words I never should have said And I don't mean to be the guy that says there's something else we could do besides talk...
Konuşmaktan başka yapılacak şey var diyen kişi olmak istemem.
Should we be asking who would or who could?
Kim ister ve kim yapabilir diye sormak lazım.
It'd be a lot easier if I could just pick you up and we'd start running and we'd never stop.
Seni yanıma alsam, koşmaya başlasak ve hiç durmasak her şey daha kolay olurdu.
we could be friends 20
we could talk 32
we couldn't 74
we could go together 21
we could 507
we could go 26
we could use your help 27
we could do it together 19
we could go out 21
we could have 35
we could talk 32
we couldn't 74
we could go together 21
we could 507
we could go 26
we could use your help 27
we could do it together 19
we could go out 21
we could have 35