We did good traduction Turc
672 traduction parallèle
- We did good work.
- İyi bir çalışma oldu.
We did good.
İyi iş çıkardık.
Hey, we did good, right?
Hey, biz doğru olanı yaptık, değil mi?
You're meeting high society... and we've reached a good many collectors... so believe me, its high time you did some portraits.
Yüksek sosyeteden insanlarla tanışıyorsun ve bir çok iyi koleksiyoncuya ulaşmış durumdayız bu yüzden inan bana portre yapmaya başlamanın tam vakti.
Well, we talked in due form. And what good did it do?
Peki, biz usülden konuştuk, ne işe yaradı?
We didn't do so good, did we?
Başarılı olmadık, değil mi?
Queen of the Swedes, the Goths, and the Vandals, promise you... to be a good and just king... to protect you all... and to guard the kingdom as our father did... to rule wisely, and with God's help... to keep the standard as we received it from our fathers.
İsveç'in, Gotların ve Vandalların kraliçesi olarak hepinizi korumak için, iyi ve adaletli bir kraliçe olacağıma söz veriyorum. Krallığımı babamın yaptığı gibi, Tanrı'nın da yardımlarıyla savunacağıma erdemlice yöneteceğime ve sancağımızı atalarımızdan aldığım gibi koruyacağıma söz veriyorum.
We did them a good turn once, and I...
Zamanında onlara yardım etmiştik, ve ben...
We begged the authorities for help. A lot of good it did us.
Yetkili mekânlardan yardım istediğimizde bize son derece yardımcı oldular.
Yes, we did have some good notions, all right.
- Evet, iyi buluşlarımız olmuştu.
Why did we have to cross today? Wouldn't tomorrow have been just as good?
Niçin bugün geçmek zorundaydık?
Good thing we did.
Dönmemiz iyi oldu.
Well, we do, but, I mean, if anybody had good reason, and you did, I'll say that.
Şey, suçluyoruz, ama, demek istiyorum ki, eğer birinin iyi bir nedeni varsa, ki senin vardı, bunu söyleyeceğim.
We did have a good time, didn't we?
Çok güzel vakit geçirdik, değil mi?
We'll make a good story, you and me, like we did in Korea.
İyi bir hikaye uydururuz, senle ben, tıpkı Kore'de olduğu gibi.
We never missed you. Good thing the kid did.
Senden beklemezdik, Jim, çocuk iyi iş başardı
I suppose pilots are just as good now as they ever were... but they sure don't live the way we did.
Şimdiki pilotlar daha iyiler... Fakat onlar bizim çektiklerimizi bilemezler.
- We did as good with a sergeant.
- Subay yokken de aynıydı.
Yes young lady, a very good thing we did.
Evet genç hanım, çok iyi bir şey başardık.
As it turned out, it was a good thing we arrived when we did.
Sonunda o zaman ulaşmamızın iyi olduğu ortaya çıktı.
We did everything together : took exams, picked up girls, got pissed... He was good at everything.
Her şeyi birlikte yaptık sınavlar, kız tavlamalar sarhoşluklar, kavgalar.
You sit still for three lousy, terrible scripts we did. Finally, I come up with something good, and you quit.
O üç rezalet senaryoya bir şey demedin de, sonunda iyi bir şey ortaya çıkardığımda, oyunculuğu bırakıyorsun.
Okay... we did a good job for you, Ferguson.
Tamam. İşi güzelce hallettik, Ferguson. Araba çoktan yola çıktı.
Good. You and Castillo go in as day laborers like we did in'02.
Sen ve Castillo, 2002 yılında yaptığımız şekilde gündelik işçilermişsiniz gibi içeri girin.
Gee, I didn't think we did that good during the first half.
İlk yarıda iyi oynamadığımızı düşünmüştüm!
But we did have one piece of good fortune.
Ama şanslı olduğumuz bir nokta var.
All we knew that they did not become airplanes of tachos and pans, but it was good, all capsize that it was a critical situation.
Biz ve pilotlar bu eşyalarla uçak yapılmayacağını biliyorduk. Ancak bu durum halkın, ne kadar çaresiz bir durumda olduklarını anlamasını sağladı.
E found that, in the deep one, the German people did not support Hitler. It found that it was a fashion and that if we made a good propaganda, perhaps it had a revolt of generals, or of somebody, against Hitler.
Ayrıca, Alman halkının Hitler'i desteklemediğini düşünüyor iktidarda halk desteğinden yoksun bir kliğin olduğunu, ve doğru propoganda ile generallerin ya da bir başkasının ona karşı ayaklanacağını varsayıyordu.
We did have some good times together.
Eskiden ne güzel vakit geçirirdik.
We did have sex a few times, but it was no good.
Birkaç kez yattık ama bu sadece bir zaman kaybı oldu.
We did good in leaving
Ayrılmakla iyi ettik
It had much poverty in Holland, we did not have buildings, three rooms of the population did not have job e had poor clothes, therefore the situation in Holland it was not very good.
Yoksulluk had safhadaydı. Barınacak yer yoktu. Halkın dörtte üçü işsizdi.
What kind of good deeds... He did for us only God knows and we do.
Bu adamın kıymetini bil, bize yaptığı iyilikleri bir Allah bilir birde biz biliriz.
Good thing we nailed him when we did, because if we had done it within the last 50 years, we'd have to contend with generations of parochial schoolkids with little electric chairs hanging around their necks.
İyi ki öldürdüğümüzde onu çarmıha çiviledik çünkü bunu geçen 50 yıl içinde yapmış olsaydık şimdi boyunlarına haç yerine minik elektrikli sandalyeler asmış dini bütün okul çocuklarıyla uğraşıyor olurduk.
We did the best we could. - Good thing you spotted him.
Elimizden gelenin en iyisini yaptık.
Did we ever really say good-bye How ya feelin'?
Nasılsın?
I thought it would be good if they saw how we did things.
Nasıl çalıştığımızı görmeleri iyi olur diye düşündüm.
Hey, guys, we did a good job today.
Hey, çocuklar, bugün iyi bir iş çıkardınız.
We did a good thing for him.
Ona iyilik yaptık.
And we did have some good times at Abendruh, didn't we?
Ve Abendruh'da güzel zaman geçirdik değil mi?
- We did have a good time.
- İyi zaman geçirdik ama.
We sure did a good job getting that carp, didn't we?
Şu sazanı almakla iyi ettik, değil mi?
Remember how we did it before? Good.
Daha önce nasıl yaptığımızı hatırlıyorsunuz, değil mi?
Well, we didn't get paid, but we did manage to frustrate Decker... which is almost as good as money.
Para alamadık ama Decker'ı sinir ettik ki bu da neredeyse para kadar iyi bir şey.
Uncle we did it for the good of you and dad!
- bunu sana ve babama yardım için yaptık!
"Since Florence did my sister so much good, we think we should try Athens this winter."
"Floransa kızkardeşime çok iyi geldiğinden, bu kış da Atina'yı denememiz gerektiğine karar verdik. Tabi Atina bir macera."
Well, I'd assume we were having a big lad's joke about back-tickle, as the way we healthy fellows often do, and I'd grab you for a friendly wrestle and then we'd probably slap each other's sides like jolly good chums and laugh at what it would be like if we really did... fancy each other.
Öyleyse, biz sağlam dostların her zaman yaptığı gibi, güldürmek için sıkı bir espri yaptığını varsayar, seninle dostane bir güreş tutar, neşeli dostlar gibi, birbirimizi tokatlar, eğer gerçekten birbirimizi sevseydik, nasıl bir şey olacağına dair gülerdik.
We did pretty good.
Oldukça iyi iş başarmıştık.
We did have a good time, though, didn't we?
Ama iyi vakit geçirdik, değil mi?
They'll expect us to take the kids again because we did such a good job.
Bizden tekrar çocuklara bakmamızı bekleyecekler çünkü bu işin üstesinden geldik.
She did. And if we were good babysitters, the kind people use again, we'd have to say no.
Ve biz, iyi birer çocuk bakıcıları olsaydık hani insanların evlâtlarını yine bırakacağı türden hayır derdik.
we did it 1467
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did 1664
we did that 55
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we didn't get it 23
we did everything together 23
we did our best 26
we didn't have sex 26
we did 1664
we did that 55
we didn't 551
we didn't talk 19
we didn't see anything 18
we didn't get it 23
we did everything together 23