English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / We didn't know

We didn't know traduction Turc

4,788 traduction parallèle
We didn't know what we were doing.
Biz de ne yaptığımızı Bilmiyorduk.
Uh, yeah, we didn't know about that.
- Bunun olacağını bilmiyorduk.
The entire time we were in Gitmo, we weren't filtering water from the harbor because we didn't know if it was contaminated by the virus.
Guantanamo'da kaldığımız süre boyunca limandan tatlı su almadık çünkü virüs bulaşıp bulaşmadığını bilmiyorduk.
Now, we know he didn't deliver all these presents by himself.
Şimdi, tüm bu armağanları kendi başına dağıtmadığını biliyoruz.
We didn't know about you until this afternoon.
Ancak öğlene kadar senden haberimiz yoktu.
Yeah, you hear "beanbag", you think Beanie Baby, not internal bleeding. Well, the door was shot off and we didn't know who you were.
Yani kapı vurulmuştu ve kim olduğunuzu bilmiyorduk.
We didn't know anyone was here.
- Yaşayan olduğunu bilmiyorduk.
We didn't know the next time we'd be together.
Bir daha ne zaman birlikte olurduk, bilmiyorduk.
We don't even know when your dad's going to get back. He didn't do it!
- Babanın ne zaman geri geleceğini bile bilmiyoruz.
We know you have a family doctor, and you visited him only a fortnight ago, didn't you?
Sizin bir Aile Hekiminiz var, ve onu daha iki hafta önce ziyaret ettin, değil mi?
Well, what we do know, Mr Lennox, is you were a middle class man who seemingly didn't eat very much.
Şey, hakkında bildiğimiz, çok fazla yemek yemeyen bir orta sınıf insanısınız.
We know you didn't kill Alfred.
- Alfred'i öldürmediğini biliyoruz.
It's just that we didn't know that you left the congregation for good or... That you stopped believing in God.
Sadece cemaati kesin olarak terk ettiğini veya Tanrı'ya inanmayı bıraktığını bilmiyorduk.
Alex, we didn't even know the guy's name.
Alex, hattaadamın adını bilmiyordum.
Well, we didn't know what time you'd be here, and Regi made chili - so I just thought...
Ne zaman geleceğini bilmiyordum ve Regi'de biber yapmıştı düşündüm de...
We didn't even know she was out.
Çıktığını bile bilmiyorduk.
We didn't want you to find out this way, but, you know, there's always been that unspoken thing between Giselle and I?
Sizi istemiyordu Bu çıkış yolu bulmak için, ama bilirsin, orada her zaman olmuştur O söylenmemiş bir şey Giselle ve benim aramda?
Come on, we have to do this, Jackie? He didn't know.
Bunu yapmak zorunda mıyız, Jackie?
We didn't know if you'd made it out of orchestra.
Orkestra'dan kaçabildiğinizi bilmiyorduk.
We just didn't know it.
Sadece bunun farkında değildik.
Until then, we didn't know where the interstellar ocean began.
O ana dek, yıldızlararası okyanusun nerede başladığını bilmiyorduk.
I'm charting luminous bodies that we didn't even know existed.
Var olduğunu bile bilmediğimiz parlak vücutların haritasını yapıyorum.
Grandpa's not so bad because of dad's efforts, we praised him for that, you didn't even fucking know.
Babamın çabaları sayesinde büyükbabanın durumu kötü değil bunun için onu övüyoruz, sense lanetliyorsun.
It's all need-to-know, and we didn't make the list.
Tek bilinmesi gereken şey bir fikrimizin olmaması.
We didn't even know miss Markov until yesterday.
Bayan Markov'u dün tanımıyorduk bile.
If we didn't know it then we certainly know it now, that he's driven by huge amounts of rage.
Daha önceden öğrenmediysek de artık tamamen onun muazzam derecede öfkeyle hareket ettiğini biliyoruz.
I didn't know we were gonna get serenaded today too.
Bugün bir serenatla karşılacağımızı bilmiyordum.
Just this morning you didn't want anyone To know we were related.
Daha bu sabah hiçkimsenin akraba olduğumuzu bilmesini istemedin.
I know you didn't, but when we say stuff we can't decide how people are gonna take it.
Öyle demek istemediğini biliyorum ama bir şey söylediğimizde insanların onu nasıl algılayacağına karar veremiyoruz.
We both know I didn't do this.
İkimizde bunu benim yaptırmadığımı biliyoruz.
I didn't know we were friends, Joyce.
Arkadas oldugumuzu bilmiyordum, Joyce.
I want you to know I didn't ask for that money, but we're already putting it to work for the Lord.
Şunu bilmeni isterim ki, bu parayı ben istemedim, çoktan Tanrı'nın yoluna adamıştık
But we know she didn't, because the M.E. report says the tox screen was negative.
Kullanmadığını biliyoruz ama çünkü tabibin raporunda toksik analiz negatifmiş.
Well, I didn't know I wanted one until we got here.
Buraya gelene kadar istedigimin farkinda degildim ama.
- I didn't--we didn't know.
- Bilmiyorduk.
But didn't she know we were coming?
Ama geldiğimizden haberi yok muydu?
We didn't know that was Sam's plan when we came up with the idea to make him think you're dead.
Sam'e senin öldüğünü düşündürme fikrini bulduğumuzda plânının bu olduğunu bilmiyorduk.
Yeah, we're all just a little surprised you didn't know self-defense.
Evet, hepimiz biraz şaşırttı Eğer kendini savunma bilmiyordum.
I know you went to a lot of trouble with dinner, so I didn't want to be rude, but we can only stay for one drink.
Yemek için çok uğraştığını bildiğim için kabalık etmek istemedim ama birer içki içip gideceğiz.
Look, we didn't know anything about it.
Bak, biz bunu bilmiyorduk.
I'm so sorry, we didn't know what to do.
Özür dilerim. Ne yapacağımızı bilemedik.
We didn't know who else to talk to, so...
Kiminle konuşacağımızı bilmiyorduk...
I've never broken it out before you because, you know, we didn't live together, but... it keeps the top really warm and lets my bottom breathe.
Birlikte yaşamadığımız için senin yanında giymemiştim ama üst tarafımı sıcak tutup alt tarafımın hava almasını sağlıyor.
We didn't know he was a priest at the time.
O zaman rahip olduğunu bilmiyorduk.
We didn't know she's your guest.
Onun sizin misafiriniz olduğunu bilmiyorduk.
We didn't know what happened to you, Bloom.
Size ne olduğunu bilmiyorduk Bloom.
I didn't even know we still had this.
Bunların hala bizde oldugunu bilmiyordum.
- MY GOSH, THEN WE'RE GONNA KNOW THAT IT DIDN'T WORK.
Tanrı aşkına, o halde işe yaramadığını göreceğiz.
It wasn't all he owed, but we thought, you know, if we just showed good faith... but... it didn't matter.
Bütün borcunu karşılamıyordu ama dürüst davranırsak işe yarar sandık ama bir işe yaramadı.
You know, I thought me and my fiancée were going to have a lot of problems, and we didn't.
Bilirsiniz, nişanlımla bir sürü sorun yaşarım diyordum ama yaşamadık.
I didn't know that we decided that.
Karar verdiğimizi bilmiyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]