We should traduction Turc
73,742 traduction parallèle
We should take a ride around the city.
Şehri yukarıdan seyredip keyif yaparız.
We should have known a couple of smart guys like you would never fall for the banana in the tailpipe.
Sizin gibi zeki adamların böyle bir tuzağa düşmeyeceğini bilmemiz gerekirdi.
I think we should just take a break, have some fun.
Bence biraz ara verip, eğlenelim.
He said we should wake her up.
Onu uyandırmamız gerektiğini söyledi.
Starting tonight, we should have regular family dinners.
Bugünden itibaren ailece yemek yemeliyiz.
We should buy some other stuff so we don't look suspicious.
Şüpheli görünmemek için başka şeyler de almalıyız.
Yeah, for sure, we should lean into that.
Evet, kesinlikle bu işi çözmeliyiz.
- We should act more normal.
- Daha normal davranmalıyız.
Plus, we should see what he knows.
Ayrıca ne bildiğini öğrenmeliyiz.
I feel like we should stop and get a coffee.
İçimden bir ses durup kahve almalıyız diyor.
We should be licking them.
Asıl biz onları yalıyor olmalıyız.
We should get high and go to Magic Mountain.
Kafayı bulup, Magic Mountain'a gitmeliyiz.
this is what we should do, because, crossing a line, your idea is stupid.
Yapmamız gereken şey bu çünkü, ileri gidiyorum, senin fikrin aptalca.
We should hear something soon.
- Yakında bir cevap gelecektir.
I know that, but you said we should get to know each other.
- Biliyorum ama birbirimizi tanımalıyız demiştin.
Then what we should be doing is finding a way to get her kicked off.
O halde yapmamız gereken, onu kuruldan attırmanın bir yolunu bulmak.
Harvey, I don't think we should drop Jim Reynolds.
- Harvey Jim Reynolds'ı bırakmamamız gerektiğini düşünüyorum. - Ne?
You figure you're gonna tell us what we should feel about some people we don't even know!
Ama sen bize tanımadığımız insanlar hakkında bile neler hissetmemiz gerektiğini söylemeye çalışıyorsun.
Maybe we should skip tonight's Ceremony.
Belki de bu akşam töreni iptal etmeliyiz.
Hey. We should probably get out of here.
Buradan çıkmamız lazım.
We should...
Du...
We should stop.
Durmaliyiz.
We should have left when Moira did.
Moira gibi biz de gitmeliydik.
When I lost my job, we should've left then.
İşimi kaybettiğimde onları bırakmalıydık.
I'm just saying we should've left when she did.
Sadece onunla gitmemiz gerektiğini söylüyorum.
Guess, we should've set a password or something.
Sanırım parola gibi bir şey belirlemeliyiz.
I topped off the tank and we got some ammo but there are patrols on the highway. We should move on. Okay.
Depoyu doldurdum, biraz cephanemiz var ama... yolun her yerinde devriyeler var.
We should probably get inside? Yeah. Look at you.
İçeri girsek iyi olur değil mi?
I mean, we should be able to do that, right?
Bunu yapabilmemiz gerekir, değil mi?
- We should be able to make... all our dreams come true. 'Cause we have the gun.
Çünkü silah bizde.
I think we should take action in the here and now and stop looking to the stars for answers.
Cevapları yıldızlarda aramayı bırakıp burada harekete geçmeliyiz bence.
We should all be so lucky.
Nerede bizde o şans?
Perhaps we should all stay here.
Belki de hepimiz burada kalmalıyız.
Perhaps we should sail this fragile and flammable world together.
Belki de bu kırılgan ve kolay tutuşan dünyada birlikte yelken açmalıyız.
The world is scary and we should be afraid.
Dünya korkutucu bir yer ve biz de korkmalıyız.
We should have a clear flight, provided the weather holds, the plane flies, and none of our enemies have air cannons.
Hava böyle kalır, uçak uçar, düşmanlarımızın da uçaksavarı olmazsa sorunsuz bir uçuş olacak.
We should turn back.
- Geri dönmeliyiz.
We should attack now.
Şimdi saldırmalıyız.
- Yeah? We should get going.
- Artık gitmeliyiz.
So, I know we always just do cupcakes, but I was thinking we should go all out for lucky number 13.
Biliyorum her zaman kap kek yapıyoruz, fakat düşünüyorum da hep birlikte şanslı numara 13 için dışarı çıkmalıyız.
So what, or should I say who, are we eating tonight?
Peki bu gece neyi veya kim yiyoruz?
Should we go get a coffee?
Gidip kahve alalım mı?
I appreciate that, but before we get started, you should know that we get pitched six personal assistant devices a month.
Takdir ediyorum ama başlamadan önce her ay 6 kişisel yardım cihazı gördüğümüzü söyleyelim.
We just did. You should have seen Julius up there.
Ben de onu diyorum eşitledik.
But it should be with somebody we trust.
Ama güvendiğimiz biriyle olmalı.
Your brother... is a very welcome insurance policy, if God forbid something should to happen to me, once we set out on our journey.
Kardeşin... bu yolculuğa başladığımızda Allah muhafaza ban bir şey olursa diye, güvencem olacak.
Should we wait for Whitford here?
- Whitford'u bekleyelim mi?
Why should we listen to some dark bitch in a headdress?
Niye başlıklı kara bir sürtüğü dinleyelim?
Should we have told him we're allergic to peppermints?
Nane şekerine alerjimiz olduğunu söylesek mi?
If Mitch is being held in the eastern wing as your intel suggests, we need to enter through this hangar, find an unmarked set of stairs, and this corridor here should lead us right to Mitch.
Eğer Mitch doğu kanadında tutuluyorsa... bizim istihbaratımızın belirttiği gibi... oraya hangardan girmeliyiz. Merdivenleri ve şuradaki... koridoru bulmalıyız. Bu bizi doğrudan Mitch'e götürmeli.
She should have been here, where we could make sure that she didn't get out!
Kaçamayacağından emin olacağımız bir yerde, burada olmalıydı.
we should talk 155
we shouldn't 98
we should go 706
we should do this more often 34
we should stop 39
we shouldn't do this 20
we should go inside 16
we should go out 20
we shouldn't be here 56
we should go now 26
we shouldn't 98
we should go 706
we should do this more often 34
we should stop 39
we shouldn't do this 20
we should go inside 16
we should go out 20
we shouldn't be here 56
we should go now 26