English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Well i don't know

Well i don't know traduction Turc

7,519 traduction parallèle
Well, I don't know about "great."
- Harika mı bilemiyorum tabii.
Well, I don't know.
Bilmem ki.
Well, you don't have to flatter me because I already know that.
Beni övmene gerek yok. Bunun zaten farkındayım.
Well, I don't know.
Bilemeyeceğim.
Well, I don't know if I can help you.
Sana yardım edebilirim eğer Eh, ben bilmiyorum.
Well, I don't know.
Peki, ben bilmiyorum.
Well, I just feel like it's, you know, it's a family thing and I know Sandy felt uncomfortable, and I don't want Ruby to feel un... you know, it's like mom,
Sanki şey gibi... Bu bir aile olayı ve Sandy bu durumda rahatsız gibi. it's a family thing and I know Sandy felt uncomfortable,
Yeah, we'll just go in and while we're in here, well, I don't know, ask for a business loan.
İçeri bir gireriz. Ve içerideyken de ne bileyim, iş kredisi filan alabiliriz.
Well, I don't know what you know about me.
Benim hakkımda ne biliyorsun bir fikrim yok.
Well, I don't know. I need to know I can speak freely.
Bilemiyorum, yanında özgürce konuşabilir miyim bilmem gerek.
Well, I don't know.
- Bilmiyorum. Bu mümkün.
I don't know... well, she should probably go to a different school.
Muhtemelen başka bir okula gitmesi gerekecek.
I don't... well, my dad... he used to take me over here, and we'd go... we'd go shooting, you know?
Babam eskiden beni buraya getirirdi, atış yapardık, biliyor musun?
All right, well, I don't know if that's what this is, but someone deposited $ 50,000 into your bank account 40 minutes ago.
Pekala, bilmiyorum eğer bu buysa, ama birini 50.000 dolar yatırdı banka hesabınıza 40 dakika önce.
Well, because if I don't, then you'll never have access to what I know, who I work for, anything.
Eğer ben istemezsem eğer, çünkü, o zaman hiç ulaşabileceksiniz. ben biliyorum, kimin için çalıştığımı, hiçbir şey.
Well, I don't know about you guys, but I am starving.
Sizi bilmem ama ben açlıktan ölüyorum.
It's a compliment. Well, I don't need your validation. I know I did the right thing.
Günahlarından arınmak için gelmiş olabilirler fakat ayrıca Bay Gold veya Zelena kadar hatta daha da kötü olabilirler.
Well, I imagine you know quite a bit about secrets. Don't worry, Agent Bellamy. Yours is safe with me.
- Herkesin sırları var üzülmeyin ajan Bellamy, sırlarınız benimle güvende.
Well, I don't know if I'd say,
Ben olsam "kahraman"
- Well, I'm supposed to be the leader, but I don't know how to get home.
- Bir lider olmam gerekiyor ama eve nasıl döneceğimizi bilmiyorum.
Well, everything's okay except I don't know what I want to do with my life and, uh, every day I'm being crushed by the weight of each new failure.
Hayatımda ne yapacağımı çözemem dışında her şey iyi gidiyor. ve her gün bu yenilgilerin ağırlığı altında eziliyorum.
Well, I don't know what to say.
Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Of course, I don't know how you got'em, because, uh, well... I can't say anything.
Elbette, onları nasıl aldığını bilmiyorum, çünkü,... hiçbir şey söyleyemem.
Well, considering the fact that my brother killed her mom while she was pregnant, I don't know about that.
Kardeşimin, annesini hamileyken öldürdüğünü düşünürsek bu konuda pek emin değilim.
Well, then, I think I should know, don't you?
O zaman bilmem gerekli değil mi?
Well, I don't know what choice we have.
Başka ne seçeneklerimiz var bilemiyorum.
Well, I don't know.
Bilmiyorum.
Well, I don't know if I can figure this out.
Ben bunun bir yolunu bulabileceğimden emin değilim.
Well, could it have moved because of the, um... I don't know... head drilling?
Matkapla kafasını deldiği sırada yerinden çıkmış olabilir mi?
I don't know well, but I don't think it's the right time to tell her yet.
Pek emin değilim, fakat ona şimdi söylememeliyiz.
Well, because if you're not, I really don't know what I'll do with the guilt.
İyi değilsen bu suçluluk duygusuyla nasıl baş edeceğimi bilemiyorum.
Well, it's been building up inside of me... for, oh, I don't know how long...
İçimde biriktirdiğim bazı şeyler var Ne kadar zamandır oradalar bilemiyorum
Well, I don't know.
Şey, pek bilemedim.
Well, I don't know how to.
- Nasıl yapacağımı bilmiyorum.
doesn't like the movie that I made. Well, I don't think you know the whole story.
Bence tüm hikâyeyi bilmiyorsunuz.
Uh, well, I... I don't know if I could see it that way if I was in your place.
Şey, ben senin yerinde olsaydım böyle düşünür müydüm, bilmiyorum.
Well, I don't know how much it weighs actually, but... you're dead on about the country of origin and the age.
Ağırlığı ne kadar bilmiyorum ama ama yeri ve yaşı hakkında haklısınız. Bunu nasıl bildiniz?
Well, I don't know what you said to the guy, I mean, you must've mentioned Lennon or something.
Ona neler dedin bilmiyorum, Lennon'dan falan bahsetmiş olmalısın yani.
Well, I don't know, you know, not really.
- Bilmem ki.
Well, it took six hours to move it out of the Hilton and I don't know anyone else in New Jersey. So tough shit.
Hilton'dan çıkarmak 6 saat sürdü ve New Jersey'de başka birini de tanımıyorum.
Well, I don't know anything about any reels, Tommy.
Kayıtlarla ilgili birşey hiç duymadım Tommy.
Well, I don't know what the laws are here, but in Florida, we would go to court.
Burada kanunlar nedir bilmiyorum ama Florida'da mahkemenin kapısını çalardık.
Look, Chris, you and I don't know each other well.
Bak Chris, seninle pek tanışmıyoruz.
I don't know. I'm not feeling very well.
Bilmiyorum, kendimi pek iyi hissetmiyorum.
Well, I don't know what's worse ;
Hangisi daha kötü bilmiyorum ;
Heh. I don't think you know me very well, do you?
Beni hiç tanımıyorsun.
Well, I don't know. Somebody told me this was a wake.
Biri bana cenaze olduğunu söyledi.
I want to ask you something. And you're gonna say, "oh, it's too soon." "I don't really know him well enough, we've only been out a couple times."
Sana sormak istediğim bir şey var ama "Henüz çok erken ve" "onu yeterince iyi tanımıyorum yalnızca birkaç defa görüştük." diyeceksin.
Well, I don't know any female plumbers other than me.
Tanıdığım tek kadın tesisatçı benim.
Well you know style-wise, I can see that but, I don't know, it just feels kind of predictable, like how do you know that it's not a ripoff of something else?
Bir tarzı var, bunu görebiliyorum ama bilmiyorum, biraz önceden tahmin edilebilir gibi duruyor yani başka bir şeyin desisesi olmadığını nereden bilebilirsin ki?
I guess I don't really know you that well but I believe in you.
Sanırım seni çok iyi tanımıyorum ama sana inanıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]