What happened was traduction Turc
3,614 traduction parallèle
No, what happened was there was a misunderstanding, and I accidentally got the government involved in an unseemly business, but I cleared that up, and everything's fine.
Hayır, olan şey bir yanlış anlaşımaydı ve ben yanlışlıkla devleti yakışıksız bir işe bulaştırdım, ama sonra hallettim ve her şey yolunda.
What happened was not your fault.
Olanlar senin suçun değildi.
- I did say it, but what happened was, we were in the car, and she rings up her mom and says, "hey, if I get raped", I'm giving this guy a lift. "
arabadaydık annesini aradı ve "Eğer tecavüze uğrarsam evine bıraktığım adam yapmıştır." dedi.
Because I thought what happened was that Johnny attacked her, you know?
Çünkü yaşananların Johnny'nin ona saldırması olduğunu sanıyordum.
What happened was an accident.
Bir kazaydı.
Rightfully so, but before you left, you asked me to help him because no matter what happened, he was still your brother, and you cared about him.
Haklı olarak tabii ki ama gitmeden önce ona yardım etmemi istemiştin çünkü ne olursa olsun o hâlâ senin kardeşindi ve onu umursuyordun.
Everyone was gonna judge you for being weak, but you knew that you needed time and a safe place to collect yourself, reflect on what happened.
Herkes seni zayıf olmakla yargılıyordu ama sen kendini toparlamak için zamana ve güvenli bir yere ihtiyacın olduğunu, olanlar karşısında hatalarını bulacağını biliyordun.
What happened yesterday was an epic fuckup, people.
Dün epik bir şekilde sıçıp sıvadınız millet.
- What happened? It was a breakout.
Bir kaçış girişimi.
And what happened with Amanda... You have to know that I was not involved.
Ve Amanda'yla olan şeylerle benim ilgim olmadığımı bilmelisin.
But, 5 minutes before when the ramyun had just finished cooking, if you had appeared just as I was about to eat, what do you think would have happened?
Ama, ramyunum pişmeden sadece 5 dakika önce ben yerken gelmiş olsaydın, sence ne olurdu?
All she wanted to know was what happened to Emma.
Cardiff'teyken ona yazdım.
I heard what happened, I just wanted to make sure Laurel was ok.
- Olanları duydum Laurel'ın iyi olduğundan emin olmak istedim sadece.
If there was ever any doubt he was connected to what happened to Ms. Adler, there isn't anymore.
Bayan Adler'e olanlarla bağlantılı olduğuna dair bir şüphe vardıysa bile, artık kalmadı.
Irene, you-you talk about what happened to her, but you never talk about who she was.
Ona ne olduğunu anlattın, ama nasıl biri olduğundan hiç bahsetmedin.
What happened? Well, she contracted a fatal illness- - it was blood-borne.
- Ölümcül bir hastalığa bulaşmış- - kan kaynaklı.
What happened? Amanda was waiting for us.
Amanda bizi bekliyordu.
I waited for him from 7 : 00 on, but I don't know what happened to him or what he was doing.
Saat 7 : 00'den itibaren onu bekledim ama ne oldu, neler yaptı bilmiyorum.
He was a volunteer here, but he moved away after what happened to Bill.
- Don Keaton. Burada gönüllüydü ama Bill'e olanlardan sonra buradan taşındı.
Don't know if you can understand me, but what happened to you was wrong.
Beni anlıyor musun bilmiyorum ama sana yapılanlar çok yanlış.
Uh, so I was wondering if maybe we could keep what happened today between us.
Acaba bugün yaşananları aramızda tutabilir miyiz diyecektim.
I thought what happened to Reverend Coggins was an accident.
Vaiz Coggins'in kazara öldüğünü sanıyordum.
I wanted you to forget what happened at that magic club ; I was embarrassed.
Senin o sihir kulübünde olanları unutmanı istiyorum ; çok utandım.
What was he doing when this happened?
Kalp krizi geçirdiğinde ne yapıyormuş ki?
What if I told you that Conrad has a laptop in his possession that could prove he was responsible for everything - that happened to David Clarke?
Conrad'ın elinde David Clarke'ın başına gelen her şeyden onun sorumlu olduğuna dair kanıtların bulunduğu bir laptop olduğunu söyleseydim ne olurdu?
What happened out there today was a mess.
Bugün orada olan şey tam bir keşmekeşti.
But then it happened again, and I couldn't deny the reality of what was going on.
Ama sonra tekrardan oldu. Ve olanların gerçekliğini inkar edemedim.
And what happened between you and me was real.
Seninle aramızdakiler gerçekti.
What happened to the woman who used to make fried baloney sandwiches and was on the PTA and who showed me how to paddle an outrigger, and used to teach me magic tricks?
Kızarmış sosisli sandviç hazırlayıp veli toplantılarına giden bana kano kullanmayı öğretip, sihir numaraları öğreten kadına ne oldu?
What happened last Friday was wrong.
Cuma günü olanlar bir hataydı.
That was pretty bad today, what happened in algebra.
Bugün cebir dersinde olanlar çok kötüydü.
What happened to Nurse Laurie was horrible.
Hemşire Laurie'ye olanlar korkunç.
What happened to us was terrible, but it does not have to define us.
Başımıza gelen şeyler berbattı ama bu kim olduğumuzu belirleyemez.
I was wondering what happened.
Ne olduğunu merak ettim.
And they said what happened to you and your brother was a suicide pact.
Sana ve kardeşine olanların bir intihar anlaşması olduğunu söylediler.
What I said was, I'm trying to understand what happened here.
Burada ne olduğunu anlamaya çalıştığımı söyledim ona.
Tell me what just happened was part of the fucking plan.
Az önce olanların planın bir parçası olduğunu söyle.
- Mother was attacked? What happened?
- Anneme mi saldırdılar, ne oldu?
What happened back there was unfortunate.
Orada olanlar uygun değildi.
Your death would raise too many questions, and Nikita might realize that what happened in Dubai was a carefully crafted illusion.
Ölümün çok fazla soru işareti getirir. Ayrıca Nikita, Dubai'de dikkatlice kurgulayıp yaptığımız numaramızı da çözebilir.
So, I-I've been thinking about what happened between us, and it was a horrible mistake.
Aramızda olanları düşünüyordum ve hepsi büyük bir hataydı.
What really happened was I was trying to help someone.
Aslında birine yardım etmeye çalışırken oldu.
He was worried that Garrett was gonna tell the truth about what happened the night Alison died.
Alison'ın öldürüldüğü gece olanları anlatacak diye Garrett konusunda endişeleniyordu.
What was it that happened with Vera?
Vera'yla aranızda ne oldu?
Oh, well, I was in town, and just thought I'd see what happened with the old man's key.
Şey, kasabadaydım ihtiyar adamın anahtarıyla ilgili.. ... ne olduğunu öğrenmek istedim.
What happened to George Wickham was not inevitable.
George Wickham'a olan kaçınılmaz bir şey değildi.
Was, uh, wondering, uh... about your take, what happened in the woods yesterday.
Dün ormanda olanlarla ilgili görüşünü merak ediyordum.
The worst thing you said that happened was the cocaine. What? !
- Sen sadece kokain rezaleti oldu demiştin!
But what really happened was the CNI just made it look like a robbery so they could get us his stuff.
Fakat aslında CNI onun mallarını bize vermek için bunu bir hırsızlıkmış gibi gösterdi.
Probably don't need to mention what happened or what was said or what you thought was said, you know...
Ne olduğundan, ne söylendiğinden ne söylendiğini düşündüğünden bahsetmemize gerek yok.
Okay, I get what happened with her sister was awful, but doesn't mean she gets a free pass.
Tamam, kız kardeşine olanlar çok kötüydü bunu anlıyorum ama onun ayrıcalığı olduğu anlamına gelmez bu.
what happened 16539
what happened to you 1569
what happened last night 140
what happened to your hand 136
what happened today 50
what happened to your arm 58
what happened to your face 268
what happened to it 74
what happened here 407
what happened to your leg 40
what happened to you 1569
what happened last night 140
what happened to your hand 136
what happened today 50
what happened to your arm 58
what happened to your face 268
what happened to it 74
what happened here 407
what happened to your leg 40