Where's the dog traduction Turc
137 traduction parallèle
Where's the dog?
Köpek nerede?
Hey, where are those drinks? - Let's do the one about the cat and the dog.
Hedy Lamarr olabileceğini düşünmüştüm çünkü sana ne kadar taptığını biliyorum.
Where's the dog?
Peki ya köpek?
WHERE THE DOG AT?
Ağzına sıçtığımının piçi.
Where's the dog?
Köpek nerde?
Be careful where the dog shits you.
Köpek üstüne sıçtığında dikkat et.
Where's the dog eager for prey?
Avının peşinde koşmak için can atan köpeğe ne oldu?
- Where's the dog now?
- Köpek şimdi nerede?
Well, where's the dog?
Köpek nerede?
- Where's the dog?
- Köpek nerede?
A tragedy was narrowly averted today when a man returning home from a bowling alley, where his wife just bowled a perfect game, raced into a burning building, saved a family of 10 and the family dog, Winky.
Bugün bir trajedi kıl payıyla engellendi. Karısının çıkardığı mükemmel oyunun ardından bowling salonundan evine dönmekte olan bir adam yanan bir binaya girerek on kişilik bir ailenin ve ailenin köpeği Winky'nin hayatını kurtardı.
Where the hell's that dog-food-eating grandson of mine anyway?
Bu arada köpek maması yiyen şu torunum da ne cehennemde? Dennis.
It's a dog with fleas. Fox. Where have you been for the last three hours?
Fox, üç saattir neredeydin, hm?
So where's the dog?
Peki köpek nerede?
and his dog hypnotizes him, and brings him back to the igloo, where his wife rubs his body with a sponge, and brings him back to life.
Karısı süngerle vücudunu ovalıyor ve onu hayata geri döndürüyor.
- Where's the Doc?
- Dog nerede?
- Homer, where's the dog?
- Homer, köpek nerede?
Where ´ s the dog?
Köpek nerede?
- The part where the groom passed out - or the dog bit the drummer?
Damadın bayıldığı kısım mı yoksa köpeğin bateristi ısırdığı kısım mı?
So watch where the dog dumps you!
Köpeklerin üzerine sıçtığı yere dikkat et!
Where did the dog get hit by the car?
Nerede çarpmış hayvana?
Where's the dog?
Köpek nerede? - Ne nerede?
Wait a second. Where- - Where's the dog?
Dur bir saniye.
He knew my dog's name and the restaurant where I ate breakfast.
- Siz de aynı şeyi söylemişsiniz. - Evet, köpeğimin adını biliyordu. Ve bazen kahvaltı ettiğim restoranın adını da biliyordu.
From where my father stood my failure to dog-paddle was only the first of many failures.
Babamın bakış açısından köpek stili bile yüzemiyor olmam ilerideki hatalarımın başlangıcıydı.
- So where's the dog?
- Nerede, köpek?
If the dog food's in this bag, then where's...
Torbadaki köpek mamasıysa, o zaman benim...
- Where's the dog?
Babama sus diyemezsin! - Köpek nerede?
Where's the dog food?
Burada mı?
If you've ever seen a dog grab a rag doll and shake it in its teeth, where the limbs are going every which way...
Eğer daha önce, oyuncak bir bebeği dişlerinin arasına almış bir köpek gördüyseniz.
This is Ralph Peterson. He runs the general store. That's where I was when the dog got free.
Bu Ralph Peterson Marketi işletiyor.
Oh, I'm asking the dog where it's going with the hippo?
Ve ben burada köpeğe, suaygırıyla nereye gittiğini soruyorum.
Hey, uh, where's the dog?
Köpek nerede?
For thousands of years, the mighty starships tore across the empty wastes of space and finally dived screaming onto the planet Earth, where, due to a terrible miscalculation of scale, the entire battle fleet was accidentally swallowed by a small dog.
Hakaretin kaynağı tespit edildikten sonra gemiler, binlerce yıl boyunca uzayda yol aldılar ve sonunda naralar atarak Dünya'ya daldılar. Ancak ölçünün çok kötü bir şekilde yanlış hesaplanması sonucu bütün bir savaş filosu, bir köpek tarafından yanlışlıkla yutuldu.
This is where the dog has to decide between Darrin's ex and Darrin.
Köpek burada Darrin'in eski sevgilisi ve Darrin arasında karar verecek.
Where's the fucking dog?
Nerede bu lanet köpek?
Where's the victim's dog?
Kurbanın köpeği nerede?
Where's the dog, Solo?
Köpek nerede, Solo?
Wait, wait, where's the fucking dog?
Bekle, siktiğimin köpeği nerede?
Where's the fucking dog?
Siktiğimin köpeği nerede?
My mom was trying to kill me and so I ran over her and my dad made the dog die because it tried to bite me and I left it in the car, and I didn't know where to go and I remembered that Anna and Ken lived here, and I'm Laura. - Laura.
Annem beni arabanın içinde öldürmeye çalıştı köpeğim beni ısırmaya çalıştığı için babam onu öldürdü, arabadan çıktım... ve nereye gideceğimi bilmiyorum, Anna ve Ken burada yaşadıklarını hatırlıyorum, ben Laura.
"That's where the needle will go when they put you down like the dog you are."
"Bir köpek gibi seni hakettiğin yere yollamak için, iğneyi buraya sokacaklar"
When I went out to get the paper- - ly thinking of making you happy- - gaby, where's my dog?
Gazeteyi almak için dışarı çıktığımda.. Beni mutlu eden tek şey.. Gaby, köpeğim nerede?
- Where's the fucking dog?
- Köpek nerede?
That's where he got the nickname "Mad Dog."
"Kuduz Köpek" lakabını bu sayede aldı
I work like a dog. And where's the money?
Peki para nerede?
I know a place where a man's worth is measured in the ears hanging from his dog tags.
Bir erkeğin değerinin, boynundaki künyeye takılı kulakların sayısıyla ölçüldüğü bir yer biliyorum.
Where's the dog?
- Köpeği mi? - Köpek nerede?
Well, where's the rest of the dog?
Öyle mi? Peki köpeğin geri kalanı nerede?
So where's the dog?
Köpek nerede?
Next to Molly's Pet Depot, where I got my first dog, Scraggles across from The Surfside Pancake Hut, you guys wanna sell drugs?
Diyorsunuz ki ; ilk köpeğim Scraggles'i aldığım Molly's Pet'in yanında Pancake Hut'ın karşısında mal satmak istiyorsunuz?
where's the food 36
where's the party 30
where's the money 275
where's the beef 28
where's the fun in that 85
where's the boy 85
where's the 130
where's the bathroom 87
where's the key 78
where's the love 28
where's the party 30
where's the money 275
where's the beef 28
where's the fun in that 85
where's the boy 85
where's the 130
where's the bathroom 87
where's the key 78
where's the love 28