Where's your money traduction Turc
121 traduction parallèle
Here's your whiskey, where's your money?
paranız nerede?
Then, swear you won't never tell where the money's hid, not even your mom.
Sonra, parayı nereye sakladığımı kimseye söylemeyeceğine, yemin edeceksin. Annene bile.
That's where your father hides his money.
Baban parasını oraya saklıyor.
Here's where you bring your money.
Bal gibi! Verdiğiniz paraya değer.
It's the only way to get the money to keep your mother where she is.
Anneni hala orada tutabilmenin tek yolunun bu olduğunu düşünüyorum.
- He's gone on an airplane to get money. - Where's your father?
- Baban nerede?
Chancing's where you want to have your money.
Paranı Chancing'e yatırmalısın.
Where's your proof that the money... is yours, and not mine? !
O paranın senin mi, benim mi olduğunun kanıtı nerede?
- Where's your money?
- Paran nerde?
It's about time you put your money where your mouth is.
Paranı ağzının olduğu yere yatırmanın zamanı geldi.
- Where's your money?
- Para nerde?
Where's the money that your husband and Louis Palo... scammed from the Prizzi's in Las Vegas?
Kocanın ve Louis Palo'nun, Las Vegas'da Prizzi'lerden çaldığı para nerede?
It's the only game in town where you can't shoot with your own money.
- Şehirde kendi paranla oynayabileceğin tek yer.
That's where all your money goes, you know.
Tüm paranı oraya harcıyorsun.
If you put your money where your mouth is, you should be joining one of these socialist wotsit groups or the nuclear disarmament whatever, but you don't.
Eğer söylediklerinin arkasındaysan, sosyalistlere katılmalısın hangi gruplarsa ya da nükleer silahsızlanmaya falan ama yapmıyorsun.
Now you see that? Yeah, that's where your money's been coming from. No, no, no, no.
İşte paranın size geldiği yer burasıydı.
Where's your money, Daddy?
- Paran nerde "Baba"?
Before you leave your hard-earned money in those buckets, I want you to know where it's going.
Alın terinle kazandığın parayı alıp tüymeden önce, paranın nereye gittiğini bilmenizi istiyorum.
- Where's your money?
- Paran nerede?
Where's your money?
Para nerede?
- So where's your money?
- Paranı nereye koyuyorsun?
Where's your money?
Paran nerede?
He's asking you to put your money where your mouth is.
Senden inandıklarını gerçekleştirmeni istiyor.
I got your damn money. Now, where's my daughter?
- Paran bende, şimdi kızım nerede?
Where is your money from the factory sale?
Fabrika satışından aldığın para nerde?
Where's your money?
Senin paran nerede?
- Man, where's your money?
- Ne yaptın paranı?
Honey, this is where I came in. Do I look like someone who's got your money?
- Tatlım ben parası olan birine benziyor muyum?
If you want to see your money again... that's where it's gonna be.
Eğer paranı yeniden görmek istiyorsan bulacağın yer orası.
Where's your money?
Paranız nerede?
Where's your money, Douglas?
- Paranız nerede, Douglas? - Bilmiyorum!
You know where your money's good.
Parayı kime koyacağınızı biliyorsunuz.
where's your money?
Senin parana ne oldu?
Where's your money, honey?
Paran nerede tatlım?
No taking me to an art museum after hours... and then to an empty Hollywood Bowl... where you give me a pair of diamond earrings... you bought with your college money... when all the time you're really in love with your best friend... the drummer, who's posing as our driver for the evening.
- Tamam. Ama beni kapandıktan sonra bir sanat müzesine götürüp sonra da bana üniversite paranla aldığın elmas küpeleri vereceğin boş bir konser salonuna götürme. Çünkü bunca zamandır bu akşamlık şoförümüz olan en yakın arkadaşın davulcuya âşıksındır.
How's about you put your money where that snobby little mouth of yours is?
O zaman neden o ağzından çıkanlara paranı yatırmıyorsun?
Well, once I figured out where the mistake was, you know, they took the money from your account, put it into their account, but never sent it on to "Heat" magazine's account before they left for the weekend...
Önce hatanın nerede olduğunu fark ettim. Parayı senin hesabından almışlar, kendi hesaplarına geçirmişler ama hafta sonu için paydos etmeden önce Heat dergisinin hesabına göndermemişler.
Where's my fuckin'money and where's your wee fuckin'boyfriend?
Nerede benim param? Ayrıca şu lanet erkek arkadaşın nerede?
You don't have control of the $ 2 million your father left you, so where are you getting the money for Deanna's drugs and your indiscriminate sexual addiction?
Sana bıraktığı 10 milyonu kullanamıyorsun. Peki Deanna'ya uyuşturucu almak ve iğrenç seks bağımlılığını yatıştırmak için nereden para buluyorsun?
It's a good way to find out where your money is.
bu yanlızca bir... teori.Benim tahminim.
Julio, where's that money your mom gave you?
Julio, annenin verdiği para nerede?
- That's where your money goes.
- Para oraya gidiyor.
And that is why the Phoenix Land Trust is where you should put your money.
Ve işte bu yüzden paranı Kooperatif'e yatırmalısın.
That's where your money is.
Paranız işte orada.
I Like you to know Where your money, s going.
Paranın nereye gideceğini bil istedim.
You Know I Usually Jump Right On Board Your Schemes, Strap Myself In And Enjoy The Ride, But Where Are We Getting The Money
Genelde senin entrikalarının üstüne balıklama atlayıp yapışır ve keyfini çıkarırım ama arkamızda Meade Yayıncılık olmadan bu dergiyi kuracak parayı nereden bulacağız?
- It's where you keep your important money.
Önemli parayı sakladığın yer orasıdır.
Figure it out someday on your own time.Where's the money?
Boş bir zamanınızda cevabı bulmaya çalışırsınız. Para nerde?
So where's the rest of your money?
- Paranın geri kalanı nerede?
- Where's your money?
- Nerede paran?
Where's your money?
- Nerede para?
where's your sister 89
where's your dad 103
where's your wife 83
where's your mother 119
where's your brother 101
where's your boss 37
where's your boyfriend 25
where's your mom 111
where's your father 92
where's your car 118
where's your dad 103
where's your wife 83
where's your mother 119
where's your brother 101
where's your boss 37
where's your boyfriend 25
where's your mom 111
where's your father 92
where's your car 118