You'll love him traduction Turc
171 traduction parallèle
"So is mine and you'll love him."
Benimki de öyle, ona bayılacaksın.
We'll love him just as you do.
Biz de onu sizin kadar seveceğiz.
You'll never love him, but you'll let yourself be loved to please your vanity.
Onu hiç sevmeyeceksin, ama sevilmeye, gururunun okşanmasına izin vereceksin.
I love him. I'll marry him. You're stabbing him in the back...
Onunla evleneceğim ve sen onu sırtından bıçaklıyorsun.
I'm sure you'll love him.
Eminim çok hoşunuza gidecek.
You'll love him.
O'nu çok seveceksin.
I love him that way. I'll show you.
İçeri gelin, göstereyim.
I'll bet if you knew him, you'd love him.
Bahse girerim onu tanısan çok seversin.
He said maybe you'll love him now after what's happened to him.
Belki bu olanlardan sonra onu sevebileceğini.
You'll love him.
Onu seveceksin.
As soon as that boy grows up, he'll never love you the way you loved him.
Çocuk büyüdüğü zaman... seni, senin onu sevdiğin kadar sevmeyecek.
You'll love him.
onu seveceksin.
I... I know you'll learn to love him.
Ben... ben biliyorum ki, onu sevmeyi öğreneceksin.
You have to give him some sign that you love him... or else he'll never be a man.
Onu sevdiğinizi gösteren bir işaret verin... yoksa asla bir erkek olamayacak.
Now, I'll just go for a little walk and give you some time to love him up and get real friendly with him.
Şimdi, ben küçük bir yürüyüşe çıkıp, onu iyice sevmen ve onunla gerçek bir dost olman için zaman tanıyayım.
When I show you how much I love him, you'll just have to like me.
Onu ne denli sevdiğimi sana gösterdiğimde, mutlaka beni sevmek zorunda kalacaksın.
If you're my father, if you love me, you'll shoot him.
Eğer babamsan, beni seviyorsan onu vurursun.
Because you'll never love him.
Çünkü onu sevmiyorsun ve asla sevmeyeceksin.
If you still love him when he returns, you'll see :
Döndüğünde hâlâ onu seviyor olursan göreceksin.
If you're lucky, you'll love him.
eğer şanslıysan, onu seversin.
I'm sure you'll give him all the love he needs
İhtiyacı olan sevgiyi ona vereceğinizden eminim.
This is Charlie. You'll love him. He tells jokes.
Onu seveceksin çok esprilidir.
You see, I feel sorrier for you than I do for him. Because you'll never know the things that love can drive a man to.
Ondan çok senin için üzülüyorum çünkü sevginin bir insana neler yaptırabileceğini hiç bilmeyeceksin.
My love... You'll make him rise!
Aşkım kaldıracaksın!
You'll love him.
Ondan hoşlanacaksın.
I'll let him make love to you.
Onun seninle yatmasına izin vereceğim.
And I'll take him in my arms and love him as if I were you, my poor Harriet.
Sonra da onu tıpkı senmişim gibi... kollarıma alacağım Harriet.
You'll love him.
Onu seveceksiniz.
If you love me, you'll kill him.
Beni seviyorsan, onu öldürürsün.
Your personal love has blinded you from righteousness Grandpa Although you've fallen in love with him, but with time... you'll forget him
Aşk gözünü kör etmiş, doğruyu göremiyorsun büyükbaba ona aşık olmuşsan bile, zamanla... onu unutacaksın hayır, onu unutmayacağım, çünkü...
Theresa, what your father is trying to tell you... is he's concerned I'll tear your clothes off... and make love to you here in front of him.
Teresa babanın söylemeye çalıştığı elbiselerini yırtıp herkesin önünde seninle sevismemden endişeleniyor.
Do you think I wanna leave someone I love like a son, knowing we'll never see him again?
Sence ben, oğlum gibi sevdiğim birini, onu bir daha göremeyeceğimizi bile bile kaybetmek mi istiyorum?
If you forget about him, it'll mean that love is temporary and that one day, you'll forget about me too.
Unutursan eğer, bu aşk geçici ve bir gün beni de unutacaksın demektir.
Well, I love you too, but what makes me go on is to know he'll return, and I'll make him suffer, and...
Ben de seni seviyorum ama beni tutan,.. ... onun geri geleceğini ve ona acı çektireceğimi,..
If you love him you should support him. In that case I'll not marry for the rest of my life.
Yani, hiç evlenemeyeceğim!
You won't, you'll love him.
Sen karıştırmayacaksın, ondan hoşlanacaksın.
You'll love him.
Ona bayılacaksın.
You'll love him.
Ona bayılacaksınız.
- You're my daughter, and you'll do as you're told! - Megan! - I love him!
- Megan...
You're afraid that you'll love him.
Onu seveceğinden korkuyorsun.
You'll love him too.
Ne? Hayır.
If I didn't love him, I wouldn't suffer. You'll succeed with someone else?
Eğer onu sevmeseydim, acı çekmezdim.
You'll love him.
Bir süre bekle, ona bayılırsın.
I know Michal will love you and you'll be happy with him.
Michal'in seni öz kızı gibi seveceğine ve onunla mutlu olacağına eminim.
You'll love him.
Onu beğeneceksin.
It's okay if you love him more at first. I'll be patient.
Başlarda onu daha çok seversen, sabırlı olurum.
You pet him on the belly and he'll love you till the day you die.
Karnını kaşırsan..... hayatının sonuna kadar seni sever.
Once you meet him, you'll love him like your very own.
Rahatla biraz, önce onunla bir tanış, nasıl seveceğini göreceksin.
You'll love him.
Ondan çok hoşlanacaksın.
Deep down, you'll always love him.
Ama kalbinin derinliklerinde onu hep seveceksin.
I'm telling you you'll love him.
Ona bayılacağından eminim. O bir dahi.
you'll love this 40
you'll love it 178
you'll love her 23
love him 58
himself 154
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
you'll love it 178
you'll love her 23
love him 58
himself 154
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
you'll 165
you'll be fine 927
you'll get over it 77
you'll pay 35
you'll regret it 106
you'll figure it out 157
you'll be okay 222
you'll do great 56
you'll never know 87
you'll 165
you'll be fine 927
you'll get over it 77
you'll pay 35
you'll regret it 106
you'll figure it out 157
you'll be okay 222
you'll do great 56
you'll never know 87