You're different traduction Turc
2,751 traduction parallèle
Because women's, I think, interests are a lot more, a lot different than male interests in large, you know, they're, I think, they're a lot more nurturing. They're much more orientated to connection.
Kadınlar daha besleyip büyüten şeylerle ilgilenir.
So if I do, cho, cho, cho, cho, cho and then, because you're always losing weight, and you go... · This Antonio Carluccio and a different style.
- Evet. Eğer şimdi böyle yaparsam... Şöyle de içime çektiğim zaman.
You're intrigued by something different.
Bu yabancı birine duyduğun geçici bir heves sadece.
You had one outfit on, and now you're wearing something completely different.
Önceden başka bir elbisen vardı şimdi tamamen farklı bir şey giyiyorsun.
You're just a lawyer. it's different.
Sen bir avukatsın. Bunlar farklı şeyler.
You have to create a world from scratch that feels like you're in a different time and place so it's creating different environments that work that feel real but don't feel like contemporary or known periods, that's the main thing.
En başından bir dünya yaratmak zorundasınız ve kendinizi başka bir zaman ve yerde hissettirmeli yani gerçekmiş gibi hissettiren bambaşka bir çevre yaratıyoruz ama yakın zamana veya bilinen bir zamana aitmiş gibi hissettirmiyor, olay bu.
You're like a different person.
Bambaşka biri gibisin. Bu benim yeni hâlim.
i mean, you're - - you're cute and all, but maybe i'm looking for something different in a guy.
Ama.. Belki de.. ben farklı bişey arıyorumdur bir erkekte
You're no different than I am.
Benden farklı değilsin.
Well, actually, when you're acting, of course, it's different.
Aslında oyunculuk yapmaktan farklı tabii ki.
Maybe you're ready for something different.
Belki farklı bir şey için hazırsındır.
When you're not in love, it's different.
Âşık olmadığında farklı olur.
They're autonomous realities, with different strategies and objectives, like when you throw a stone in water and get concentric circles.
Bu otonom gerçeklikler. Değişik stratejiler ve amaçlar içeriyorlar. Aynen taşı suya attığınızda eşmerkezli yuvarlaklar oluşması gibi.
You're so different from what I expected.
Beklediğimden çok daha farklı biri çıktın.
Uh... you're different.
Sen... Farklısın.
For when you're trying to get all your different bits of food together, for a dinner party or something like that,'cause you can just take the lid off, you pop some warm... or probably boiling water is better.
Zamanla tüm gıdalar için farklı türlerini.. kullanabilirsiniz. Sadece kapağını kaldırıp, içindeki soğumamış yiyecekleri..
Even Greek warriors collected souvenirs, soldier, but you're different.
Zafer kazanmış olmasan da asker.. sen farklısın
You know, some people say we're different from other animals.
Bazılarına göre biz hayvanlardan faklıyız
You know, some people say we're different from other animals.
Biliyorsun bazıları hayvanlardan farklıyız derler
You see? We're not that different, are we?
Görüyorsun ya, o kadar da farklı değiliz, değil mi?
You're different.
Sen farklısın.
But you're different.
Ama sen farklısın...
Absolutely, I get what you're saying, but I just say it is different for guys.
Seni anlıyorum. Ama demek istediğim, erkekler için farklı.
We're both seeing completely different versions of you.
İkimiz de seni tamamen farklı bir şekilde görüyoruz.
I have to say... you're really different.
Söylemem gerekiyor ki sen gerçekten farklsın.
You know, we're not so different, you and me.
Biliyor musun, sen ve ben, birbirimizden çok da farklı değiliz.
Now you're sticking your arse in the air five times a day, that makes shit different between me and you?
Şimdi götünü günde beş vakit yere koyuyorsun diye seninle benim aramda bir fark mı var sanıyorsun?
Stop it. First of all, you're talking about two entirely different countries. Second, you know I can't stand it, when you speak about people like that.
Çok farklı ülkelerden bahesediyorsun ve buna katlanamıyorum
- Part of living among others in this world is presenting the idea that you're no different.
Bu dünyada başkalarıyla yaşamanın bir parçası farklı olmadığın fikrini onlara sunmaktır.
These stories, they're so different from anything you've ever done before.
Bu hikâyeler daha önce yazdıklarından çok farklı.
And you're different.
Ve sen değişmişsin.
You're different than I expected.
Beklediğimden farklısın.
We used to hang out, like, every day together and now you're a completely different person doing different things and I don't know...
Eskiden her gün takılırdık ama şimdi sen tamamıyla farklı bir insansın, - değişik şeyler yapıyorsun ve...
I know you think we're different... ( Phone vibrates )
Farklı olduğumuzu düşündüğünü biliyorum -
Yo, I know you think we're a lot different, but really we're not.
Çok farklı olduğumuzu düşündüğünü biliyorum ama gerçekten değiliz.
I mean, it's slightly different when you're doing Medicaid claims... and when you're doing huge property damage claims...
SağIık poliçesi hazırlamak büyük çaplı mülk zarar poliçesi hazırlamak çok farklıdır.
- I wanna know why you're different.
- Neden farklı davrandığını bilmek istiyorum.
And they're each different, but... You crack those, you can get the rest.
Ve her biri farklı, ama bunları çözersen, gerisini de çözersin.
You know, we're not too different, you and I.
Biliyor musun, ikimiz çok da farklı değiliz.
If you play the film with the dubbed English and then in the original Cantonese, you see that they're essentially different films.
İngilizce seslendirmeli film ile orjinal Kanton dilindeki iki aynı filmi seyrederseniz... Göreceksiniz ki ikisinin temeli farklı filmler.
I think you're gonna find things will be quite different around here from now on.
Bundan böyle buradaki işleyişte birçok değişiklik olacağını göreceksiniz.
You're... different.
Sen... Farklısın.
Then you're a different man now.
Artık farklı bir adamsın.
You think you're different from me?
Benden farklı olduğunu mu düşünüyorsun?
It's a little different when you're on the receiving end.
Diğer tarafta olunca bu biraz farklı oluyor.
You're different.
Bir değişiklik var.
You guys talk a good game how it's okay to be different, how it's what's on the inside that counts, but I think you're just as narrow-minded as the rest of this school.
Farklı olmanın önemli olmadığı, esas iç güzelliğin önemli olduğu hakkında konuşup duruyorsunuz ama bu okuldaki herkes gibi siz de dar kafalısınız.
You're different now that you have your job back.
İşine geri döndüğün için farklısın.
Look, Karen, what you're doing is no different from killing me.
Bak Karen, şu anda yaptığının beni öldürmekten hiçbir farkı yok.
I like to think that you are my friend, we're just, uh, different kind of friends, so.
Senin de benim arkadaşım olmani dusunmek istiyorum. biz, ah, sadece farklı konumda bir tür arkadaş, o yüzden.
We're not so different, you and I.
İkimiz öyle çok farklı değiliz.
different 542
different languages 16
different countries 18
different things 17
different how 78
different places 26
different circumstances 18
different people 26
different ways 32
different day 28
different languages 16
different countries 18
different things 17
different how 78
different places 26
different circumstances 18
different people 26
different ways 32
different day 28
different times 24
differently 29
different story 22
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
differently 29
different story 22
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're so cool 35
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're so cool 35