You're thinking traduction Turc
8,318 traduction parallèle
Look, I know what you're thinking. And, yes, parents can get a bit emotional, especially when it comes to their kids being turned down.
Ne düşündüğünüzü biliyorum, çocukları okul tarafından reddedilince evet, aileler biraz duygusal olabiliyorlar.
Now you're thinking like a pirate.
İşte şimdi bir korsan gibi düşünmeye başladın.
Look, I know what you're thinking, but what happened back there wasn't me turning dark.
Bak, ne düşündüğünü biliyorum ama orada yaşananlar karanlığa döndüğüm için değildi.
You're improvising and you and I both know thinking on your feet is not your strong suit, Luther.
Doğaçlama yapıyorsun ve ikimiz de çok iyi biliyoruz ki doğaçlama yapma konusunda hiç iyi değilsin, Luther.
You're thinking about quitting.
- İstifa etmeyi düşünüyorsun.
If you think what I think that you're thinking...
Sizin düşündüğünüzü düşündüğümü sanıyorsanız...
Do you want to know what happened to Mona or not? I know what you're thinking, but I didn't hurt her.
Ne düşündüğünü biliyorum, ama ben ona zarar vermedim.
I know what you're thinking, Spencer, but I promise you don't have time to make it to that vault.
Ne düşündüğünü biliyorum Spencer. Oraya girmek için yeterli zamanın yok.
When you're actually lining up for a flee kick like that, I'm thinking what to do with it when all of a sudden, Gary Lineker, he comes up and he just said, "Have a go."
Serbest vuruş için sıraya girdiğinizde, ne yapmalıyım diye düşünürken, aniden, Gary Lineker, geldi ve dedi, "Direkt vur."
By the way, a huge part of being an idiot is constantly accusing people of thinking they're better than you.
Bu arada aptal biri olmanın büyük bir kısmı senden daha üstün olduğunu düşünen insanları suçlamaktan oluşur.
Brian, you're not thinking clearly, all right?
Brian düzgün düşünmüyorsun tamam mı?
So you're thinking of risking your life on a technicality?
Teknik bir detay üzerine hayatını riske mi atacaksın? Hayır.
If you're really thinking of going to Iran, that affects me, too. You can't make it a unilateral decision.
İran'a gitmeyi düşünüyorsan bu beni de etkiler.
Yeah, look, that's not gonna make me hang out in the lab, if that's what you're thinking, okay?
Düşündüğün buysa, tüm gün laboratuvarda takılmamı sağlamaz.
I know it's him. - You're not thinking right.
- Şu anda doğru düşünemiyorsun.
I know what you're thinking, you dirty pig. Stop it.
Ne düşündüğünü biliyorum, pis domuz.
I mean, you're telling me that we have another zombie murder and... I'm just thinking about bacon. I need to drink some more cheerleader.
Bana bir zombi cinayeti olduğunu söylüyorsun benimse aklımda domuz pastırması var.
You're thinking this is a ploy?
Sence numara mı?
So, er, Granddad, we were thinking, maybe, while you're here, we might use your place.
Şey, büyükbaba, düşündük de madem sen buradasın belki evini kullanabiliriz.
I know what you're thinking.
Ne düşündüğünün farkındayım.
I need some more exposure. JO : You're thinking of extending the incision?
Ortaya çıkarmamız gerek.
I am thinking that... if even half of what you're saying is true, then it's no wonder that...
Düşünüyordum da dediklerinin yarısı bile doğruysa hiç şüphe yok- -
You're not... you're not thinking straight, all right? Just...
Düzgün düşünmüyorsun, tamam mı?
You know, I was thinking. We're energy, right?
Düşünüyordum da bizler enerjiyiz değil mi?
I don't know, what you're thinking, some takeout?
Ne düşündüğünü bilmiyorum. Eve mi getirtsek?
Unless you're in love and not thinking clearly.
Tabii aşktan gözün kör olmamışsa.
If you're thinking of saying something to make me feel better, don't.
Daha iyi hissetmem için birşeyler söyleyeceksen, söyleme.
You know, if you think I didn't spend the last 18 years in solitary thinking about how you screwed me over last time, you're wrong.
Eğer son 18 yılımı... yapayalnız ve elimden nası kaçtığını düşünerek geçirdiğimi sanıyorsan, yanılıyorsun.
It is not what you're thinking. It's exactly what I'm thinking, and I don't like it.
Kafasını koparmaya hazır gibiydin.
This may seem obvious, but you're taking so much in tonight, so just in case you're not thinking quite clearly enough, we're gonna have to say this.
Bu açıkça belli oluyordur ancak bu akşam çok şey öğrendin. Bundan dolayı düzgün düşünemiyorsan bunu sana söylemek zorundayız.
You're still thinking positively about my parents.
Hâlâ ailem hakkında olumlu düşünüyorsun.
I know what you're thinking :
Ne düşündüğünüzü biliyorum.
Rumor has it that you're thinking about starting a new church?
Yeni bir kilise kurmayı düşündüğünü duydum, doğru mu?
- You're not thinking.
- Sağlıklı düşünemiyorsun.
But then I realized that I'm not angry at you, I'm angry at myself for thinking you're someone that you clearly aren't.
Ama sonra sana değil, seni olmadığın biri gibi gördüğüm için kendime kızdım.
I know what you're thinking...
Ne düşündüğünü biliyorum...
'I know what you're thinking.
Ne düşündüğünüzü biliyorum.
You're probably thinking, " What's the point of that tiny little car?
Muhtemelen "Bu küçük arabanın amacı nedir?" diye düşünüyorsunuzdur.
You sure it's not him you're thinking about?
Onu düşünmüyorsun yani?
You're not thinking clearly.
Düzgün düşünemiyorsun.
You're not thinking clear.
Dur! Sağlıklı düşünmüyorsun.
Now, maybe you're thinking it can't happen to you.
Şimdi, belki size olamaz düşünüyoruz.
Or maybe you're thinking that you're just born to lose.
Ya da belki sadece kaybetmek için doğmuş olduğunuzu düşünüyoruz.
We're short-handed, and, I was thinking maybe you could...
Doğru düzgün adamımız yok, ben de geri dönebilir misin diyecektim...
Old enough to shoot you, if that's what you're thinking.
Seni vurabilecek kadar büyüğüm, eğer bunu düşünüyorsan.
You're thinking of retiring, are you, sir?
Uyumayı mı düşünüyorsunuz efendim?
Really? Because I could get the wrong idea of what you're thinking.
Çünkü düşündüklerin hakkında yanlış bir fikre kapılabilirim.
I bet you're thinking there must be a catch.
Bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünüyorsunuz eminim.
You're all thinking the same thing I'm just the only one with the guts to say it.
Hepiniz bunu düşünüyorsunuz ama sadece ben söyleyecek kadar cesaretliyim.
Listen, a little birdie told me you're thinking of running for Kappa House President, and I just want to say you have my full support.
Dinleyin, küçük bir kuş bana dedi ki, Kappa Evi başkanlığına aday olmayı düşünüyormuşsun. Söylemek isterim ki...
Wait, are you telling me that you're thinking of running for president of the Dollar Scholars?
Bekle, bana Dollar Öğrencilerinin başkanlığı için mi aday olduğunu söylüyorsun?
you're thinking too much 16
thinking 451
thinking of you 30
thinking about you 18
thinking about it 70
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
thinking 451
thinking of you 30
thinking about you 18
thinking about it 70
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000