You can't understand traduction Turc
3,081 traduction parallèle
You can understand that, can't you?
Beni anlıyorsundur herhalde?
You can't understand.
Anlayamazsın.
But you can understand why we can't exactly Open our arms to her and pretend that nothing happened.
Ama sen de kollarımızı açıp hiç bir şey olmamış gibi davranmayacağımızı anlamalısın.
You can't expect a girl whose body that's trying to catch up to its brain to understand concepts like consequences, particularly with a little booze involved, and some soft light, and a charming man with a camera.
Bir kızdan bedeninin, aklına ayak uydurmasını bekleyemezsiniz. Özellikle de, loş ışık altında elinde kamerasıyla yakışıklı bir adamla alem yaparken.
There's a lot I can't explain right now. But in a while you'll understand.
Şu an açıklayamayacağım çok şey var ama zamanla anlayacaksın.
Look, if you can't change his grade, I completely understand, all right?
Notunu değiştiremeyeceksen anlarım, tamam mı?
Well, I'm sure you understand, our confidentiality policy means I can't just give it to you.
Anlayacağınızdan eminim gizlilik ilkemizden dolayı bunu size veremem.
You can't understand.
Sen bunu anlayamazsın.
I don't know if you can understand...
Anlayıp anlayamayacağını bilmiyorum...
- No, I don't think you understand how dangerous a guy like this can be.
- Böyle adamların ne kadar tehlikeli olabileceğini anladığını sanmıyorum.
For your information, I can't behave without thinkin... I only attend to the meeting about collectivization, that's it! Do you understand?
Bak haberin olsun, ben kafama göre iş yapamam sadece ortaklaşma üzerine bir toplantı yaparım o kadar!
It's based on some stuff you can't understand, like RR variability. And some stuff you can, like the fact she shaved her head in an art piece four months ago.
RR değişkenliği gibi senin anlayamayacağın şeylere ve dört ay önce sanat projesi için kafasını kazıtması gibi anlayabileceğin şeylere dayanıyor.
I can understand congratulating someone on being pregnant but you said you didn't decide to do that until you saw her.
Birinin hamileliğini kutlamak için almayı anlarım,... ama sen buna onu görene kadar karar vermediğini söyledin.
I seriously can't understand you.
Seni cidden anlamıyorum.
You have to try and understand that he can't help what he's doing, officer.
Yaptıklarının onun elinde olmadığını anlamaya çalışmalısınız, memur bey.
I understand you can't do anything about Danny.
Danny'le ilgili bir şey yapamamanı anlıyorum.
Why can't I be the one thing in life you don't understand?
Neden ben, hayatta anlamadığın şu tek şey olmuyorum?
Maybe you can't understand that.
Sanırım bunun ne demek olduğunu bilmiyorsunuz.
I can't understand a fucking word you're say, buddy, so...
Söylediklerinden bir şey anlıyorsam Arap olayım dostum. O yüzden- -
You understand I can't always be around to stop you.
Seni durdurmak için her zaman etrafında olamayacağımı anlamalısın.
You can't understand.
Siz anlayamazsınız.
I just wanna say what I need to say and I want you to understand me, but I can't sign and you can't hear and...
Söylemem gerekenleri söylemek istiyorum ve senin de beni anlamanı istiyorum. Ama ben işaret dili bilmiyorum, sen de duyamıyorsun...
I just can't understand why you never told me, Regina.
Bana neden bundan hiç bahsetmediğini anlamıyorum, Regina.
I know you can't understand.
Biliyorum sen anlayamazsın.
can't you understand that he's living his dream in L.A.?
Rüyasını L.A.'de yaşadığını anlayamıyor musun?
I don't understand how you can be so calm.
Nasıl bu kadar sakin olabildiğini anlamıyorum.
I understand, Ronzzz, but you know we can't.
Anladım Ronzzz, ama olmaz biliyorum
- CAN'T YOU UNDERSTAND?
- Sen olmanı istemiyorum.
How can you defeat technology if you don't even understand it?
Teknolojiyi anlamazken onu nasıl yenebilirsiniz ki?
- You can't understand.
- Siz anlamazsınız.
Because I can't talk to the parents until I know what we have, you understand?
Çünkü elimizdekileri bilmeden kızın ailesiyle konuşamam, anlıyor musun beni?
Look, I can't even pretend to understand what you're trying to tell me.
Bana anlatmaya çalıştığın şeyi anlamayı hayal bile edemiyorum.
But what I can't understand is why you would sit on the treasure for so long.
Lakin anlamadığım tek şey hazinenin üzerinde onca zaman neden oturduğun.
Can't you understand? This is about my family.
Neden anlamıyorsun, bu aile olmakla ilgili.
I can't promise that I'll have any time for entertaining you, understand.
Ama ne yazık ki seninle ilgilenecek kadar vakit bulabileceğimi sanmıyorum.
If you can't understand that, why did I hire you?
Bunu anlayamayacaksan, neden seni işe aldım ki?
But if you don't want to throw any more money away on that son of yours, I can understand.
Ama eğer şu oğluna daha fazla para çarçur etmek istemiyorsan anlarım.
I just can't understand why you'd leak the wrong info when you had access to the Nolcorp memos.
Yalnız Nolcorp bildirilerine erişimin olduğu halde neden yanlış bilgi sızdırdın anlamıyorum.
Can't you understand?
Anlamıyor musun?
Ben, if this is all just to tell me you can't use me, I understand.
Ben, tüm bunları benimle çalışmayacağını söylemek için anlatıyorsan anlarım.
Because she can be a little delicate if you don't understand her mods... did you say "archaic"?
Nasıl olduğunu anlamazsan bazen çok narin olur... Demin eski mi dedin?
Can't you understand, sometimes people just want peace?
Bazen insan kendiyle başbaşa kalmalı, anlamıyor musun?
There, I said it out loud in public, but I don't know where it's going, I don't know what it means and I don't completely understand it, so can you please
İşte, söyledim, yüksek sesle, toplum içinde,... ama nereye gittiğini bilmiyorum, ne anlama geldiğini bilmiyorum,... ve tamamen anlamıyorum da.
'cause I'm different than you, which right now is making me feel pretty glad, but just because we speak different don't mean we can't understand one another.
Çünkü sizden farklıyım ve bu da beni şuan oldukça memnun ediyor, ama farklı konuşmamız bir birimizi anlamayacağımız anlamına da gelmiyor.
I can't understand a word you're saying.
Söylediklerinden tek kelime anlaşılmıyor.
What are you telling me? i can't understand anything.
Ne anlatıyorsun sen, söylediklerinden bir şey anlamıyorum.
You don't understand what it's like to be surrounded by all of the girls who can eat everything and do everything, and they're perfect.
Her şeyi yiyebilen, her şeyi yapabilen tüm o kızlarla çevrili olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamıyorsun. Onlar mükemmeller.
- I understand why you can't forgive me.
- Anlıyorum, beni affedemezsin.
You don't understand. You don't know what can happen.
Olabilecekleri bilmiyorsun.
Walter, I can't understand you, wha- - are you eating?
Walter, hiçbir şey anlamıyorum. Bir şey mi yiyorsun sen?
If you can't stand it, just come back, understand?
Eğer dayanamazsan anneciğine dön, tamam mı?
you can't 4106
you can't miss it 64
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't help me 85
you can't make me 84
you can't miss it 64
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't help me 85
you can't make me 84