English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You get a

You get a traduction Turc

72,371 traduction parallèle
You get a partner?
Ortak mı buldun?
And we'll see how long that takes to go viral, and you get a good old-fashioned run on this bank.
Duymayan kalmaz, herkes parasını çekmek için hücum eder.
Hey, buddy, Anchor Steam when you get a chance.
Dostum, müsait olunca bir Anchor Steam versene.
Buy one now, you get a bonus gift.
Şimdi satın al, bonus hediye al.
We've got to shut you down till you get a new one.
Yeni bir tane alana kadar seni kapatmamız gerekiyor.
Thought you'd get a girl drunk and rape her in your room?
Bir kızı sarhoş edip odanda tecavüz edeceğini sanmıştın?
I was experimenting with my sexuality and, you know, just kind of feeling my groove out, and I decided to get a little creative so there's a lot of me bending, and fruit was involved, like kiwi and...
Cinselliğimle deney yapıyordum... Yani delikler açıkta bir deney. Biraz da yaratıcılık katayım dedim.
Hey, I'm not gonna miss a chance to get out of here just because you're obsessed with "Pokémon GO."
"Pokemon GO" oynayacaksın diye buradan gitme şansımı kaçırmıyacağım.
You're alive in a way few people ever get to experience.
Çok az insanın tecrübe edebileceği bir şekilde canlısın.
But that's not what's gonna get you a job making more than $ 10 an hour.
Ama sana saatte 10 dolardan fazla para kazandıracak bir iş sağlamaz.
You made a promise, you said you'd get him.
Söz verdin onu yakalayacağım diye.
I want a full panoramic if you can get it.
Yapabiliyorsan evin etrafını komple görecek biçimde ayarla.
Look, Alex, I, of all people, get that you're having a hard time with Charlie, but you can't let it affect your work.
Dinle Alex, hepimiz Charlie'yle zor zamanlar geçirdiğinizi biliyoruz. Fakat bunun işini etkilemesine izin veremezsin.
Can I get you a tea or a coffee?
Sana bir çay ya da kahve yapabilir miyim?
Well, you can put those charges to him yourself in a moment, but first, let's get an earful, hear what all the fuss is about.
Peki bir süre sonra bu suçlamaları ona kendiniz aktarabilirsiniz. Ama önce, bütün bu tartışmaların ne olduğunu duyalım.
However, I think we might get a formal statement from you, under caution down the station, if you'd come with us.
Ancak, resmi bir ifadenizi almamız gerekiyor. Haklarınızın koruma altında olduğunu bilin ve bizimle merkeze gelin.
Get a result, you'll be in Bright's good books.
Bir sonuç elde et, Bright'ın kitabında iyi bir yerdeydin.
Want me to get you a calculator?
Hesap makinesi ister misin?
I was, you know, a little preoccupied with trying not to get murdered.
O sırada öldürülmemeye çalışıyordum.
So we can get a hold of you if something comes up, then you can go.
Böylece bir şey çıkarsa sana ulaşabiliriz. Sonra gidebilirsin.
- Can I get you a cup of coffee?
- Kahve ister misiniz?
If you stick a finger in, It could be that. Your hands get bigger And the breadcrumb coating...
Etinizi parmaklarınızla daldırdığınız an karışımın ona nasıl yapıştığını görebilirsiniz...
Well, can I at least get you a coffee before you go?
En azından gitmeden önce kahve alabilir miyim?
Just hit pause, get off the merry-go-round, and take stock of where you are and what you want.
Sadece "dur" a bas, biraz rahatla sonra ne istiyorsan, nereden istiyorsan başla.
Tomorrow's Christmas Eve, and you're never gonna get a ticket...
Yarın noel arefesi. Ve asla bilet bulamazsın.
Don't know how you people let a guy like that get out.
Böyle bir adamı nasıl olur da gönderirsiniz, anlamıyorum.
Till I get what I'm owed, a dragon doesn't get to kill you, you don't get to kill you, only I get to kill you.
Alacağım elime geçene kadar, hiçbir ejderha seni öldüremez sen de öldüremezsin. Sadece ben öldürebilirim.
We'll get you to a hot shower, and everything will be okay.
Sıcak bir duş aldıktan sonra her şey düzelir.
You're letting a grudge get the better of you.
Kinine engel olamıyorsun.
If I die, get this to a lab you trust.
Ölürsem, bunu güvendiğin bir laboratuvara götür.
I'm sorry you didn't get to grow up with all the regular stuff, like just a dog or a boyfriend who lives across the street.
Sıradan dertlerle büyüme fırsatı bulamadığın için özür dilerim. Bir köpek ya da sokağın karşısında yaşayan bir erkek arkadaş gibi.
- If you need some time to get your thoughts in order, we can put a pin in this.
- Eğer düşüncelerini toparlamak için zamana ihtiyacın varsa bekleyebiliriz.
You don't get a gold sticker for a job half done.
Yarım bıraktığın bir iş için, altın bir çıkartma alamazsın.
You can't get away with having a new girlfriend and not bringing her by for dinner.
Yeni kız arkadaş edinip onu akşam yemeğine getirmeden kurtulamazsın.
Here, let me get you a pill.
İşte sana bir hap alayım.
And you have a good time, and I'll see you when you get back here.
Ve iyi vakit geçiriyorsun. Ve buraya döndüğünde seni göreceğim.
You sent me to get my ass kicked there for a reason.
Dayak yemem için beni sen oraya gönderdin.
Um, you do that, and I'll... I'll get a shower running, okay?
Siz bunu yapın, Ben de duşu hazırlayayım, Tamam mı?
Will, this all started when you decided to smuggle yourself through the wall to get Charlie without ever saying a word to me.
Will, bunların hepsi, sen Charlie'yi kurtarmak için, bana tek bir kelime bile söylemeden duvarı geçmeye karar verdiğinde başladı.
You could totally get a job...
Bu konuda iş bulabilirdin.
If you can get her in her pajamas, I'll read her a bedtime story.
Pijamalarını giydirirsen ona yatmadan önce bir hikaye okurum.
You know we can get you a new suit.
Biliyorsun yeni bir takım elbisesi alabiliriz.
You're constipated, you suck a stone to get things moving.
Kabızsın, bir taşı emiyorsun Işleri hareket ettirmek için
You want to get his head checked because he developed a sense of humor?
Espri anlayışı geliştiği için kafasını kontrol etmek mi istiyorsunuz?
No, you just have to get a drink with her and distract her so I can grab her phone.
Hayır, onunla bir şeyler içip dikkatini dağıtmak zorundasın, böylece telefonunu ele geçireyim.
What I say is, we used to live in a world that rewarded those who were very good at their jobs. Do you know what you get now for being very good?
Peki ya eskiden işlerini iyi yapanları ödüllendirdiğimiz bir dünyada yaşadığımızı söyleseydim ve şimdi ise işini iyi yapanlara ne olduğunu bilir misin?
You ever get a "B," Kate?
Hayatında hiç B aldın mı Kate?
So go naked into the street and snare me a thundering, monumental fucking case... because none of you are gonna get what you want until you cut yourselves open.
O yüzden nereden buluyorsanız bulun bana adam gibi, değerli bir dava getirin. Çünkü kendinizi ortaya koyana kadar istediğinizi elde edemeyeceksiniz.
Do you want me to run out to the truck and get you a proper shirt?
Kamyona kaçmamı mı istiyorsun Ve sana uygun bir gömlek getirmek mi?
You can give it a try, but I wouldn't get your hopes up.
Biraz deneyebilirsin, Ama umutlarını arttırmam.
I'm-a get you outta here.
Sizin buradan çıkartıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]