You startled me traduction Turc
299 traduction parallèle
You startled me.
Beni ürküttünüz.
You startled me.
Beni korkuttun.
Good heavens Holmes, how you startled me.
Aman Tanrım, Holmes, beni nasıl ürküttün.
Oh, Kitty, you startled me.
Kitty, beni korkuttun.
You startled me.
Beni ürküttün.
You startled me!
Beni korkuttunuz.
Oh, you startled me.
Beni ürküttünüz.
You startled me.
Beni korkuttunuz.
- Señor, you startled me!
- Beni korkuttunuz bayım.
You startled me.
Korkuttun beni.
Coco, you startled me.
Coco, beni korkuttun.
You startled me, though.
Gerçi beni ürküttünüz ama.
- You startled me.
- Şaşırttınız beni.
You startled me.
Ödümü kopardın.
I was waiting for someone, you startled me!
Birini bekliyordum, beni şaşırttınız!
- You startled me.
- Ödümü kopardınız.
- Philippe, you... you startled me.
- Philippe, sen - Beni korkuttun.
- You startled me!
- Korkuttun beni.
- You startled me.
- Beni korkuttunuz.
- I say, you startled me.
- Beni korkuttun.
Mr. Hillman, how you startled me.
- Bay Hillman, ödüm koptu.
- You startled me.
- Beni iyice şaşkına çevirdin.
You startled me, sitting in the dark like that.
Ah, nasıl korktum! Karanlıkta öylece oturmuşsun.
You startled me.
Ürküttün beni.
Oh, captain, you startled me.
Kaptan, beni korkuttunuz.
You startled me, General.
Beni korkuttunuz, General.
- Of course, but you startled me.
- Elbette. Korkuttun beni.
You startled me!
Beni korkuttun!
Oh, Mr. Collins, you startled me.
Bay Collins, beni korkuttunuz.
You startled me, Marcello
Beni ürkütüyorusun, Marcello
Well, you startled me.
Şey beni şaşırttın.
Y-you startled me.
Beni korkuttun.
- You startled me!
- Beni korkuttun!
Uh, you startled me, uh, besi...
Beni korkuttun, ayrıca...
Oh, Freddy, you startled me.
Oh, Freddy, beni ürküttün.
- Mr Ludwig, you startled me!
- Bay Ludwig, beni korkuttunuz!
Oh! You startled me.
Beni korkuttunuz.
- You startled me.
- Beni korkuttun.
That flight of fancy you put forth at dinner, I must confess, it startled me.
Yemekte anlattığın hayali şeylere itiraf etmeliyim ki şaşırıp kaldım.
You went to considerable trouble to get rid of me once so naturally, I'm startled by your proposal of marriage.
Benden kurtulmak için ne kadar uğraştığını düşünürsek evlilik teklifine doğal olarak şaşırdım.
I can understand that you must've been startled... When you saw her customer and me in the hall.
Bay Kastner'le beni holde görünce şaşırmanı anlayabiliyorum.
- It startled you, seeing me here?
- Beni burada görmek sizi korkuttu mu?
You just startled me.
Sadece bir an için korktum.
Oh, my dear, you quite startled me.
Ödümü kopardınız.
It just startled me to come in here and find you sitting with a gun.
İçeri girip, seni silahla otururken görünce şaşırdım.
Forgive me if my dramatic entrance startled you.
Dramatik girişim seni şaşırttıysa beni affet.
- Oh, you startled me.
Beni ürküttün.
Mr. Enderby, you quite startled me.
Bay Enderby, korkuttunuz beni.
It was just that your request startled me for a moment but no doubt you have a very good reason.
Talebinizi ilk duyduğumda beni biraz şaşırttı ama şüphesiz geçerli bir sebebiniz vardır.
my Husband, you have startled me.
Lordum beni hayrete düşürdünüz.
You'll pardon me if I appear a little startled but are you saying that all is forgiven?
Ürkmüş görünürsem bağışla,... her şeyi affettiğini mi söylüyorsun?