You tell them traduction Turc
10,199 traduction parallèle
So then why didn't you tell them?
Peki neden söylemedin onlara?
Would you tell them, Owen?
Söyle onlara, Owen.
You tell them badge G-11 has important information about Magpie.
G-11'in Magpie'la ilgili önemli bilgisi olduğunu söyle.
What will you tell them?
- Onlara ne söyleyeceksin?
Why don't you tell them about the day you thought you were Rasputin?
Onlara neden kendini Rasputin sandığın günü anlatmıyorsun?
Tell them I sent you.
Seni benim gönderdiğimi söyle.
Why don't you want to tell them about Lizzie?
Neden onlara Lizzie'den bahsetmek istemiyorsun?
- You can tell them and do a goodbye party.
Yemekten önce onlara söylersin yemek de veda yemeğine dönüşür!
If you put them the right way they can tell you the future.
Doğru sıraya koyarsan geleceği görürsün.
Look, if you don't want me here, why don't you go tell them right now?
Bak, eğer beni burada istemiyorsan... neden gidip şimdi söylemiyorsun?
Yeah, I'ma tell you, homeboy, in the'90s you couldn't jack them cars fast enough, man.
Sana şunu diyeyim ev çocuğu, 90larda arabaları yeterince hızlı kaldıramazdın.
I want you to tell them that Magpie is our work.
Magpie'ın belgelerinin bizim olduğunu söylemeni istiyorum.
You just tell them Germany's gonna end the world tomorrow.
Sadece Almanların yarın dünyayı yokedeceğini söylersiniz.
OK, Dan, maybe you should tell them not to go forward with this.
Tamam Dan, belki de bu işi fazla büyütmemelerini söylemelisin.
I'm assuming that you didn't tell them in case Chris withdrew the funding.
Cris'in yatırımdan çekilir diye onlara söylemediğini zannediyorum.
If he didn't do what you wanted you'd go to the council..... tell them about the conflict of interest.
İstediğini yapmazsa Belediye Meclisi'ne gider... -... nüfuzunu kötüye kullandığını bildirirsin. - Evet.
Max, tell me you found them.
Max, onları bulduğunu söyle bana.
Pick a page at random, tell me the number, and I will tell you exactly what their client did to them.
Rastgele bir sayfa seçip numarasını söyleyin ben de size onların müvekkilinin ne yaptığını söyleyeyim.
Do not wait until you are dead to tell them you love them.
Hiç... çocuk sahibi bu tavsiyeyi dikkate Should.
If the insurgency needs money, you take me to them and let them tell me that themselves.
Direnişin paraya ihtiyacı varsa beni onlara götürüp bana kendilerini anlatmalarına izin vereceksin.
It's not them, I tell you!
Bu onlar değil, size söylüyorum!
You've got to tell them I can do it this time!
Onlara söylemek zorundasın, bu sefer bunu yapabilrim!
You need to tell them what we talked about that night.
O gece ne konuştuğumuzu onlara söylemen gerekiyor.
All right, I'll tell them that you're so sick, you can't make it to the phone, that you're puking up blood and organs and shit.
Peki, o kadar hasta olduğunu ki telefon bile açamadığını kan, organ ve bok kustuğunu söylerim.
Tell me what Randall said to you and to them.
Randall'ın sana ve onlara ne söylediğini anlat.
Then tell me... Where are you hiding them?
Söylesene onları nerede saklıyorsun?
- What did you tell them?
- Onlara ne söyledin?
If you're a white person and you're dating somebody, you just call your parents and tell them, "Hey, I'm dating this person,"
Beyaz biri olarak biriyle çıkıyorsan aileni arayıp "Şununla çıkıyorum" dersin.
Tell them, you know, something that they'll believe.
Söyle onlara, bilirsin inanacakları birşeyler gerekir.
How about I list five things about you to prove that I'm right, and if any of them are false, I'll tell you whatever you want to know?
Haklı olduğumu kanıtlamak için, hakkında beş şey sıralasam ve birisi yanlış çıkarsa, bilmek istediğin her şeyi sana söylesem?
And tomorrow, we need you, and I mean every one of you, to join my diner family at that public hearing down at the Brooklyn Courthouse and we are going to tell them they can keep their stinking buyout money.
Yarın hepinize ihtiyacımız var,... herbiriniz,... Brooklyn Mahkemesi'ndeki duruşmaya katılın ki,... onlara "Gidin ve paralarınızı başka yerlere harcayın." diyebilelim.
And if they ask you who I am, tell them, I came the long way round.
Sana kim olduğumu sorarlarsa dolaşa dolaşa geldiğimi söyle.
After I spray it, you can't even tell them apart.
Boyadıktan sonra farkı anlamayacaksın bile.
No, you can tell them the position's been filled.
Hayır, onlara pozisyonun dolduğunu söyle.
I want you to give Freddie and Stuart their money back and tell them that all their sessions were free.
Freddie ve Stuart'a paralarını geri vermeni ve onlara bütün seanslarının bedava olduğunu söylemeni istiyorum.
You need to tell them what you know. This isn't a game.
Bildiklerini onlara anlatman lazım.
So, tell them whatever you want.
Onlara ne istersen anlat.
You have to tell them. What?
- Onlara anlatman gerek.
What can you tell me about them?
Bunlar hakkında ne söyleyeceksin?
And tell them what you're calling it.
Ne isim verdiğini söylesene onlara.
My name's Gustavo Wallace, and I want you to tell your friend Alice that I love her, and I love Paloma, too, and that I know I made mistakes and I want to fix them.
Ben Gustavo Wallece. Arkadaşın Alice'e onu sevdiğimi söylemeni isterim. Paloma'yı da seviyorum.
So why don't you tell me where it is I can find them.
Bu yüzden, neden bana onları nerede bulabileceğimi söylemiyorsun?
You can either tell me who you're working with now, or I will find them and kill them.
Ya şimdi bana kiminle çalıştığını söylersin ya da ben onları bulur ve öldürürüm.
Just tell them when you arrived at Lisa's house.
Onlara sadece Lisa'nın evine ne zaman vardığını söyle.
Were you able to tell them about the blood clots?
- Onlara kan pıhtılarından bahsedebildin mi?
Tell them what you saw, Abbie!
Gördüklerini anlat Abbie!
Then why won't you tell me where you got them?
O zaman neden bana anlatmıyorsun?
Why don't you back off?
Tell them to back off!
And what are you gonna tell them?
- Bir sürü soru soracaklar.
I don't have to tell you what a volatile combination the two of them are.
İkisinin ne kadar da dengesiz bir ikili olduklarını söylememe gerek yok.
I couldn't stop the words flying out of my mouth, words I swore I would never tell to another living soul about how you killed your mother and blamed your father and you had to lie to them all so that they would flee with you.
Kelimelerin ağzımdan çıkmasını durduramadım, yaşayan başka birine söylemeyeceğime dair yemin ettiğim kelimeler, anneni öldürmen ve babanı... suçlaman ve seninle kaçsınlar diye onlara da yalan söylemek zorunda kalman hakkında.
you tell 24
you tell me 1648
you tell me the truth 27
you tell me everything 17
you tell the truth 18
you tell me now 18
you tell me that 18
you tell me where she is 17
you tell her 118
you tell him that 29
you tell me 1648
you tell me the truth 27
you tell me everything 17
you tell the truth 18
you tell me now 18
you tell me that 18
you tell me where she is 17
you tell her 118
you tell him that 29
you tell him 247
you tell her that 18
you tell us 95
you tell it 16
you tell' em 46
tell them 565
tell them the truth 59
tell them that 33
tell them what 53
tell them what you told me 20
you tell her that 18
you tell us 95
you tell it 16
you tell' em 46
tell them 565
tell them the truth 59
tell them that 33
tell them what 53
tell them what you told me 20
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16