You were gone traduction Turc
1,676 traduction parallèle
Y'know when I thought you were gone I uhmm... This is like a second chance for us y'know I know we got off track When I was a teenager
Öldüğünü düşünmek ve.. bu 2.bir şans bizim için.. gençken böyle şeyler..
When I woke, you were gone.
Ne zaman uyanık, sizin değildir.
I brought you a Spanish omelet, egg-white only, but you were gone.
Sana İspanyol omleti getirmiştim Sadece yumurta beyazı.. ama sen gitmiştin.
I got up this morning, I went to get coffee and I came back and you were gone.
Sabah uyanip kahve almaya çiktim döndügümde gitmistiniz.
If you were gone, how long do you think she would make it without you?
Ölseydin sensiz ne kadar dayanabilirdi sence?
So one minute you were there and then you were gone.
Bir baktım oradaydın, sonra bir de baktım ki kaybolmuşsun.
You were gone.
Sen yoktun.
I missed watching this with you When you were gone.
Sen yokken, bunu seninle beraber izlemeyi özlemiştim.
Hey, I signed for this while you were gone.
Sen yokken imza karşılığı bunu aldım.
You were gone when I woke up.
Uyandığımda gitmiştin.
You were gone for four days and yet she swears that you were never there.
Dört gün yoktun ama o yemin ediyor ki hiç onu ziyarete gitmemişsin.
I needed you and you were gone.
Sana ihtiyacım vardı ama sen gittin.
We all thought you were gone forever.
Hepimiz senin öldüğünü düşündük.
You were gone the whole weekend.
Tüm hafta sonu için gitmişsiniz.
Peter was really worried about you when you were gone.
Peter sen kaybolduğunda gerçekten endişelendi. - Walter.
They hadn't noticed you were gone?
Senin düştüğünü fark bile etmemişler miydi?
Is that why you were gone so long?
Bunun yüzünden mi bu kadar geciktin?
You were gone for ages. I thought you were getting your balls in.
Kafayı yemişsin sen ben de sandım ki kızı götürdün
Uh, while you were gone, I, uh... I was studying the penmanship on the Declaration of Independence...
Siz yokken Bağımsızlık Bildirgesi'nin el yazısını inceledim.
Hey. Sorry. When I finally came out, you were gone.
Çıktığımda sen gitmiştin.
You missed a lot while you were gone.
Burada yokken çok şey kaçırdın.
I woke up and you were gone.
Uyandığımda yoktun.
Those months that you were gone, why didn't you tell me what you were doing?
Uzakta olduğun zamanda neden bana neler yaptığını söylemedin?
We thought you were gone.
Ya sen? Senin gittiğini sanıyorduk.
You were gone, so was your suitcase.
Bavulların da.
A lot happened while you were gone.
Sen yokken çok şey oldu.
- while you were gone.
- Ne zaman? - Sen yokken.
You were gone for a while.
bir süredir yoktun.
The whole time you were gone, they kept talking about, uh... - Egg yolk baby poop? - Yeah.
Sen yokken konuştukları tek şey yumurta sarısı bebek kakasıydı.
Well, according to school records, you were gone most of November of'94.
Okul kayıtlarına göre 94 kasım da sen buralardaymışsın
You were gone inside a week.
Bir hafta içinde ayrıldın.
Did you honestly think that once we realized you were gone, that-that we were just gonna let you stay up there?
Gittiğini fark ettiğimizde.. .. senin orada kalmana izin vereceğimizi mi düşündün?
Truth is, I probably wouldn't have even noticed you were gone if you hadn't told me, so thanks for the heads-up.
Söylemeseydin gittiğinin farkında bile olmazdım. Bilgilendirdiğin için teşekkür ederim.
Every time i got a phone number or an address, You were already gone.
Her seferinde senin ayrılmış olduğun bir adres ya da telefon numarasına ulaşabildim sadece.
And all the people you were just dreaming about have gone and changed.
Ve kafanızdaki tüm insanlar değişmiş ya da gitmiştir
Six of our friends, and I know you don't remember them, but they were there and now they're gone.
6 tane arkadaşımız. Onları hatırlamadığını biliyorum. Ama onlar da oradaydı ve şimdi öldüler.
And why were you gone when I came home?
Eve ilk geldiğimde nerelerdeydin peki?
Were you talking about me when I was gone?
Ben yokken benim hakkımda mı konuşuyordunuz?
You were hoping we had gone our separate ways.
Kendi yollarımıza gittiğimizi umuyordun.
And you went up so fast that I kept saying today, tomorrow but you were long gone.
Senin yıldızın hızla parladı. Bugün yarın derken... mesafeler daha da açıldı.
Why were you gone so long?
Neden bu kadar uzaklaştın?
You were just gone.
Gitmiştin.
You were there one week and gone the next.
Bir hafta oradaydın ve diğer hafta gitmiştin.
You were pretty far gone.
Bir hayli kötü durumdaymışsın.
You were the mastermind behind the scheme, but the guy that paid for it is gone, so now it's all coming down on you.
Bu işin ardındaki beyin sendin. Ama parasını ödeyen adam kaçtı, gitti. O yüzden her şey üzerine kalacak.
Who knows, with me gone, maybe you and Mum might remember you were sisters once.
Kim bilir, ben gidince sen ve annem bir zamanlar kardeş olduğunuzu hatırlarsınız.
These guys were long gone, and now you're trying to bring the devil right back to our doorstep?
Çoktandır yoklardı. Şimdi, şeytanı doğrudan kapımızın önüne getiriyorsunuz!
Like you were remembering something long gone.
Uzun zaman önce kaybettiğin bir şeyi hatırlamışsın gibi.
You guys, Andi thought we were gonna be gone for two weeks.
Andi 2 haftalığına gideceğimizi sanıyordu.
When I found out Ben was gone and Juliet told me what you were up to,
Ben'in gittiğini öğrendiğimde Juliet ne yapacağını söyledi.
It wouldn't make much sense to reheat a case that'd gone cold if, uh, if you were the killer, now, would it?
Eski bir dosyayı tekrar hatırlatmak, özellikle de katilsen, pek mantıklı değil.
you were right 3267
you weren't invited 19
you were late 47
you were awesome 39
you were saying 480
you weren't 353
you were amazing 132
you were sleeping 43
you weren't wrong 17
you weren't kidding 58
you weren't invited 19
you were late 47
you were awesome 39
you were saying 480
you weren't 353
you were amazing 132
you were sleeping 43
you weren't wrong 17
you weren't kidding 58