You were late traduction Turc
997 traduction parallèle
Are you sorry you were late?
Geç kaldığın için mi üzüldün?
Lucky you were late.
Geç kaldığın için şanslısın.
Drina, you were late last night.
Drina, dün gece geç geldin.
This time you were late, Owen.
Bu sefer geç kaldın, Owen.
One time you were late for dinner, and I...
Bir seferinde yemeğe geç kalmıştın, ben ise...
Now you're in for it. He knows you were late.
Şimdi görürsün gününü, geç geldiğini biliyor.
- You were late.
- Geciktin.
You were late.
Sen çok geciktin.
I was in earlier asking for you, but you were late this morning.
Seni sormak için daha önce de uğradım, ama henüz gelmemiştin.
No, you were late
Hayır, geç geldin
Well, you better call up them sick with something familiar, otherwise they gonna think you were late out drunk, been caught up in a fight or something.
Onları bildikleri hastalık için aramak her zaman iyidir, diğer türlü sarhoş olduğunu ya da kavgaya falan karıştığını sanırlar.
- Yes, you were late.
- Evet, geç kaldın.
- You were late.
- Geç kaldın.
You were too late!
Çok geç kaldın!
- Yeah, well you were too late.
- Çok geç kalmışsınız!
- Why were you late again?
Neden yine geç kaldın?
But you told him we were late.
Ona geciktiğimizi söylemişsiniz.
Were relations between you and the late Mrs. de Winter perfectly happy?
Önceki Bayan de Winter ile olan ilişkiniz tam anlamıyla mutlu muydu?
- Why were you at the office that late?
- O saatte ofiste ne arıyordun?
We were afraid you'd be late.
Gecikirsin diye korkmuştuk.
You suppose were too late?
Sence geç mi kaldık?
Came out swell. You guys were late for breakfast too.
- Kahvaltıyı da kaçırdın.
Ezra, I know you were deeply devoted to my late husband... and I am grateful to you for your interest in my welfare.
Ezra, biliyorum rahmetli kocama derinden bağlıydın refahıma gösterdiğin ilgi için de sana minnettarım.
- I thought you were going to be late.
- Geç kalacağını sanmıştım.
Why were you so late?
Neden geç kaldın?
But you were the same with Akiyama and now it's too late.
Ama sen de Akiyama'ya karşı öyleydin, ve artık çok geç.
Murphy, I want you to check every rectory in town and find out which priests were out late last night.
Murphy, şehirdeki tüm kilise konutlarına bak..... dün gece hangi papazlar dışarıdaymış, bul.
You were so late in returning that I grew terribly worried.
Geri dönmekte bu kadar gecikince senin için edişelenmeye başlamıştım.
You were out kind of late last night, weren't you?
Dün gece geç saatlerde dışarı çıktın, değil mi? Uyuyamadım.
You may deny that you were not the cause of my Lord Hastings'late imprisonment.
En son Lord Hastings'in hapse girişinde payınız olduğunu da inkâr edin isterseniz.
In all which time you and your late husband... together with his son Dorset here... were factious for the house of Lancaster - and, Rivers, so were you.
Ben bütün bunları yaparken, siz ve rahmetli kocanız Gray, oğlunuz Dorset'le birlikte Lancaster yanlısıydınız. Evet, siz de öyle, Rivers.
They told me you were here working late.
Geç saatlere kadar çalışacağını söylediler.
Were you late today?
Geç mi kaldın?
You were a bit late last night, we can't have that, you know.
Dün gece biraz geciktiniz, bunu kabuledemeyiz, biliyorsun.
You were companion-housekeeper to the late Mrs Emily French?
Siz öldürülen Bayan Emily French'in dostu ve hizmetçisi miydiniz?
Were you a little angry about his being late?
Geç kaldığı için ona biraz kızmış mıydınız?
When your husband came home late and you had this little spat were you already dressed to go out?
Kocanız eve geç geldiğinde ve o küçük tartışma çıktığında... dışarı çıkmak için giyinmiş miydiniz?
How come you were so late last night?
Dün gece neden o kadar geç kaldın?
I mean, it is very late and you were sound asleep and everything.
Yani çok geç oldu, sen de deliksiz uyuyordun demek istedim.
I'm afraid you were so late that we started without you.
Korkarım çok geç kaldın, sensiz başladık.
You were very late.
Çok geciktin. Bekledim.
Why were you so late coming home from school yesterday afternoon?
Dün öğleden sonra okuldan eve niye o kadar geç döndün?
If we were at war, and you were to become infatuated with the daughter of a Russian agent, wouldn't you expect me to come to you and object, and beg you to stop the entire thing before it was too late?
Savaşta olsaydık, ve sen bir Rus ajanının kızı tarafından baştan çıkarılmış olsaydın, benim sana gelip karşı çıkmamı ve çok geç olmadan her şeyi bitirmen için yalvarmamı beklemez miydin?
" If I were hours late for dinner Would you bellow?
" Söylenir miydin Yemeğe geciktiysem, soğumuşsa et?
I thought you were going to be late for the Gold Cup.
Altın Kupa'ya yetişemeyeceksiniz sandım.
He didn't want to wake you, because you were up so late.
Sizi uyandırmak istemedi. Dün gece geç yatmışsınız.
If you were a decent father, you'd slap him for coming in so late!
Adam gibi baba olsaydın bu saatte geldiği için ona bir tokat atardın!
What were you doing out so late in the heavy snow?
O kadar geç saate kadar ne yaptın ve o kar yağışında neredeydin?
'You were nearly late.
Gecikmiş sayılırsınız. Toplantının başlamasına 90 saniye kaldı.
To think we were against you in the late war.
Nasıl oldu da savaşta birbirimize düşman olabilmişiz?
If you knew you were going to be late, why didn't you call me?
Geç kalacağını biliyordun da, neden telefon etmedin?
you were right 3267
you weren't invited 19
you were awesome 39
you were saying 480
you weren't 353
you were amazing 132
you were gone 87
you weren't wrong 17
you weren't kidding 58
you were sleeping 43
you weren't invited 19
you were awesome 39
you were saying 480
you weren't 353
you were amazing 132
you were gone 87
you weren't wrong 17
you weren't kidding 58
you were sleeping 43