Yous traduction Turc
450 traduction parallèle
Did any of yous ever ride a horse?
İçinizden biri hiç ata bindi mi?
But before I'm through with yous, you'll take them jumps backwards.
Sizinle işim bitmeden önce, geri atlama alıştırması yapacaksınız.
But horsemen I'll make of yous yet.
Ama sizden atlı yapacağım, orası doğru.
Candy, fruit and the usual what-have-yous.
Çikolata, meyva ve benzer şeyler.
Well, look yous guys, Miss Park Avenue herself.
Bakın çocuklar, Bayan Park Avenue'nun kendisi.
- Hey, yous guys, look.
Hey, çocuklar, bakın.
I'm not twisting your arm for any big thank-yous, but I'm through feeling small.
Büyük teşekkürler için kollarına yapışmıyorum ama küçük düşmüş hissediyorum.
But believe yous me, he shouldn't have taken that blind alley by the side of Parito's bakery. ¡ Oiga!
Ama inanın bana, Parito'nun fırınının oradaki o çıkmaz sokağa hiç girmeyecekti!
Now, my friends, I should be filling yous in a little.
Sizi bilgilendireyim, arkadaşlar.
This guy yous looking at is the hero of our story.
Bu gördüğünüz adan öykümüzün kahramanı. Adı, Bugsy Malone.
And between yous and me, this ain't no book store. This is my place.
Aramızda kalsın, burası kitapçı değil, benim mekanım.
And believe yous me, Fat Sam and his dumb bums ain't gonna stand in our way.
İnanın bana. Şişko Sam ve emrindeki salaklar yolumuza çıkamayacak!
OK, yous guys.
Bu bir tuzak! Pekâlâ beyler!
I was feeling run out of thank yous and I just didn't know how to get out of it and I... just went blank.
Teşekkür etmekten yorulmuştum ve sessiz kalmaya başladım.
Yeah, you like that, don't yous? Yeah.
Evet, bundan hoşlanırdın, değil mi?
Now... where ain't yous?
Şimdi... Nerede değilsiniz?
I found yous.
Seni buldum.
They cry at you when they're young, they yell at you when they're older, they borrow from yous when they're middle-aged, and they leave you alone to die... without even paying you back!
Küçükken sana ağlarlar, Yaşlanınca sana bağırırlar, senden borç alırlar, ve seni ölürken yalnız bırakırlar... borçlarını bile ödemeden!
You won't be needing that, will yous?
Buna ihtiyacın kalmadı, değil mi?
And Maggie! I thought she was going to tear your balls off after she got o ver that jo yous reunion.
O sevinçli toplantıdan sonra gelip seni hadım edecek sandım.
We've got big news for all of yous
Hepinize haberlerimiz var
I bet it's very important to the two of yous.
Bahse girerim ikiniz için çok önemlidir.
( LAUGHS ) Get out. Get outta here, the two of yous.
Ah, gidin başımdan, gidin başımdan ikiniz de.
No "thank yous." No "happy birthdays." No nothing.
Hiç "Teşekkür etmezdi." Ne doğum günümü kutlardı. Ne de bir şey.
Two of yous?
İkiniz mi?
That many thank-yous would be appropriate if you were staying a long time.
Eğer uzunca bir süre kalacak olsaydın, bu çok teşekkür etmeler yerinde olurdu.
A day or two worth of thank-yous is plenty.
Ama bu teşekkür etmelerin değeri bir veya bilemedin iki gün.
Okay, we see yous tonight.
Pekala, akşama görüşürüz.
Yous understand, huh?
Anlıyorsunuz, değil mi?
I'll murder the pair of yous!
İkinizi de öldüreceğim!
Thank you a million thanks yous.
Milyon kere teşekkür ederim.
- What's shite is what yous were playin'.
- O pohtan şeyleri siz de çalıyordunuz ama'.
What are yous lookin'at?
Neye bakıyorsun öyle?
Yous are all so fuckin'stupid!
Siz hepiniz o kadar salaksınız ki!
I hope yous like me group!
Umarım grubumu beğenmişsinizdir!
- And why aren't yous changed?
- E siz niye değiştirmediniz üstünüzü?
So yous lot couldn't get tickets to Wilson Pickett tonight, no?
Demek siz bu akşam Wilson Pickett'a bilet bulamadınız, öyle mi?
I am not one of those people who gives insincere thank-yous.
Yani riyâkârca teşekkür eden biri değilimdir. Hayır, efendim.
Now yous gotta to leave.
Gitmeniz gerek.
Doing a bit of modelling, are yous?
Modellik mi yapacaksınız?
- Where yous goin'?
- Nereye gidiyorsunuz?
See yous later.
Görüşmek üzere.
This better be good, yous mugs.
İyi bir nedeniniz olsa iyi olur sizi serseriler.
All right, yous mugs, listen good.
Pekala serseriler, iyi dinleyin.
But they're like yous mugs.
Ama onlarda siz serseriler gibiler.
We're gonna be swimming in thank-yous.
Teşekkürler içinde yüzüyor olacağız.
Don't neither of yous two move until I get back.
Ben dönene kadar ikiniz de yerinizden kıpırdamayın.
Now, the pair of yous and don't argue.
Hemen, itiraz etmeyin ikinizde.
What would yous know about scrubbing', you dirty bunch of knackers?
Siz temizlenmekden ne anlarsınız, yorgun pislikler?
To kill yous?
Öldürmeye çalıştığına dair mi?
Now yous can't leave.
Artık gidemeyeceksiniz.