English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ В ] / Вон

Вон traduction Turc

15,257 traduction parallèle
Видите господина, который стоит вон там?
Şurada duran adamı görüyor musunuz?
Пошли вон!
Defolun gidin lan!
Ты видишь ту сакуру, вон там?
Şuradaki koca kiraz ağacını görüyor musun?
Да я из кожи вон лез, чтобы заполучить Троттера. Да.
O motorlara ulaşmak için kıçımı yırtmıştım.
На самом деле вон там настоящий подарок
Asıl hediye burada.
Он вон там...
Tam şurada.
Вон из воды!
Sudan çıkın!
- Отстань вон!
- Siktir git!
- Вон скорая гудит, Джон.
Ambulans sireni geliyor John.
Твоё положение на Севере в опасности, пока вон в ту дверь может войти Старк.
O kapıdan içeri girecek bir Stark nefes aldığı sürece Kuzey'deki hükmünüz hiçbir zaman güvende olmaz.
В последний раз они прорвались слишком далеко, я вон из того окна смотрела, как они пробивают наши стены и рушат башни.
Onları daha önce bu kadar kışkırttığımızda o pencerede durup duvarlarımızı aştıklarını ve kulelerimizi yıktıklarını gördüm.
А то вон как глаза выпучил.
Biraz tuhaf bakıyorsun.
Сразу предупредил : "Первый, кто заговорит о пенсии, пойдет вон."
"Bir kelime daha emeklilikten bahsederseniz dışarı çıkarsınız," dedim.
- Приглашены только близкие, пошёл вон.
Aile meselesi bu. Defol.
Вон тот мужик...
- Şuradaki adam mesela.
Вон там выход.
Hey, bu bizim çıkışımız.
Дверь вон там.
Kapı burada.
- Вон там дверь.
- Kapı orada.
- Вон она.
- İşte oradan.
И вон из моего дома!
Evimden defolun!
Вон.
Git hadi.
Нужно чтобы вы проползли вон туда.
Şuradan içeri emeklemen lazım.
Всё, что тебе нужно, вон там, ожидает, пока ты это заберешь.
Bagajda seni bekliyorlar.
Видишь фургон, припаркованный вон там?
Arkamdaki panelvanı görüyor musun?
Пошли вон!
- Merhaba. - İkiniz de çıkın dışarı.
Слушай, нам нужно привлечь внимание Томми, и лучший способ это сделать - вон та команда новостей.
Söyledim. Tommy'nin dikkatini çekmeliyiz ve bunu yapmanın en iyi yolu şuradaki haber ekibinden geçiyor.
Вон первая стая пошла.
Bak, ilk takım geliyor.
Тело вон там.
Cesetler şurada.
Коллинс сказал, что Рейнолдс закрывал сейф, когда ворвались грабители, и вон тот начал стрелять.
Collins dedi ki Reynolds kasayı kilitlemeye çalışıyormuş sonra kötü adamlar gelmiş şu ateş etmeye başlamış.
- Вон моя мама.
- İşte annem orda.
Вон он.
İşte orada.
Вон там!
Buradayız.
Эй, смотрите, вон О. Джей!
Bakın, O.J. geliyor.
Вон он.
İşte geldi.
Да, вон.
- Sonunda geldi.
Пошли вон.
- Çıkın gidin!
Вон там.
Şunun arkasında.
Шеп из кожи вон лез, но контракт получить не удавалось.
Shep bize bir anlaşma bulmaya çalışıyordu ama kolay değildi.
Вон.
Dışarı.
Пошла вон, Фиона.
Git başımdan Fiona.
Тащи свой зад вон с моего кладбища!
Mezarlığımdan çık git!
Пошёл вон отсюда!
Defol git buradan!
Видишь вон ту черту?
Şuradaki çizgiyi görüyor musun?
- Вон отсюда!
- Defol lan buradan!
Вон пошёл.
İşte gidiyor.
Слушай, наш парень Зерб сидит вон там, и да, он причастен ко всем этим ограблениям.
Bak, adamımız Zerb orada oturuyor, ev evet, bütün hırsızlıklarla bağlantılı.
Видишь вон тех кошечек?
Şuradaki kuşları görüyor musun?
- Мистер Кардифф, приведите вон того человека.
Bay Carter, bana lütfen şu adamı getirin.
Вон тот кабриолет.
Üstü açık araba.
скажем, шесть мисок японской лапши, и вон тот пазл.
Bir de şuradaki yapboz.
Нет, вон Скалли.
Aa, Scully.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]