Звучит как traduction Turc

Звучит как каждый субботний вечер с тех пор, как мне исполнилось 15

On beş yaşımdan beri her Cumartesi gecesi yaptığım şeye benziyor.

Звучит как тост.

Buna içerim.

- Звучит как "Блядящие".

- Kulağa klitoris gibi geliyor.

Знаешь... когда ты это говоришь... звучит как-то... грязно.

Sadece... bilirsin sadece bunu yapalım dediğinde kulağa biraz.. biraz ahlaksızca gelmişti.

Это звучит как крик о помощи из одинокого детства.

Bu yalnız bir çocukluk yardım için bir çığlık gibi geliyor.

Вне труднодоступных дорог, сбитое дерево, разбитый экипаж, Это просто... это звучит как судьба для меня.

O sapa yol, devrilmiş ağaç bozulmuş at arabası her şey kadermiş gibi geliyordu.

Звучит как вода.

Su gibi ses çıkarıyor.

Понимаю, что это звучит как бред сумасшедшего.

Deli saçması geldiğinin farkındayım.

Детка, это звучит как чёртов кошмар.

Lanet bir kabus gibi geliyor kulağa.

Так, это звучит как-то странно. Я переписывалась с подругой, Джекки.

Biraz saçma gelecek ama az önce arkadaşım Jackie'den mesaj aldım.

Звучит как продуманный план по твоему захвату.

Sadece sana ulaşmak için fazla ayrıntılı bir plan gibi.

Теперь, я не адвокат, но это звучит как халатность, нет?

Ben avukat değilim ama kulağa görev başında ihmal gibi geliyor, değil mi?

И звучит как пустая трата замков.

Çok büyük bir cıvata israfı.

Ты поймешь меня, если я скажу, что это всё звучит как полнейшая фигня.

Söylediklerinin, saçmalığın daniskası olduğunu söylediğimde beni anlarsın sanırım.

Звучит как удержаться на быке 8 секунд.

Sekiz saniye boyunca boğaya binmeye benziyor.

Звучит как свидание с Габи.

Aynı Gabi ile çıkmak gibi.

Хотя звучит как ограбление со взломом.

Kulağa BE gibi geliyor.

- У тебя это звучит как хорошая новость.

- İyi bir şeymiş gibi söyledin.

- Звучит как оправдание.

- Bana bu mazeret gibi geldi.

Звучит как "бухло"

Sanki "yaram içerden" der gibi.

Звучит как плохое реалити - шоу

Kötü bir reality şova benziyor.

Тысяча порезов звучит как надо.

Bin tane yara kulağa hoş geliyor.

Тысяча порезов звучит как надо.

Bin tane yara kulaga hos geliyor.

Ага, а звучит как-то... я просто не думаю, что делал что-то от чего её какашки стали фиолетовыми.

- Evet, sesin de öyle... Kakasının mor olmasına sebep olacak bir şey yaptığımı sanmıyorum.

Теперь это прямо звучит, как песня в стиле кантри.

Şimdi bu kulağa halk ezgisi gibi geldi.

Ну, все это звучит так, будто Гарри пытается найти что-то, что делает его счастливым. После всего того дерьма, что с ним произошло, как думаешь?

Harry sadece yaşadığı onca, boktan şeyden sonra kendini mutlu edecek bir şeyler arıyor gibi görünüyor.

"Дрыхнет" звучит не так мрачно, как "всё ещё в коме".

Uyumayı komaya tercih ediyorum çünkü koma kulağa eğlenceli gelmiyor.

По мне, так звучит, как мошенник.

Bana hortumcu gibi geldi.

Как это звучит официально?

Resmi ifade ne diyor?

И... я знаю, "будь осторожен" звучит банально, я даже уверена, как только ты уйдешь, я придумаю что-то гораздо лучше, но я...

Biliyorum dikkatli ol demek biraz yavan kalıyor ama şuan söyleyecek başka bir şey gelmiyor aklıma ve sen gittiğin aklıma söyleyebileceğim çok daha iyi şeyler gelicek, ama ben...

Звучит, как группа для дошкольников.

Okul öncesi oyun grubu gibi anlaşıIıyor.

Звучит как похвала.

Bu övgü gibi geldi bana.

Звучит в точности как своего рода незрелая фантазия. Чарльз такую бы сочинил.

Tam olarak Charles'ın acemice tasarladığı fantezi hikayelere benziyor.

Почему мне не нравится, как это звучит?

Niçin içime iyi şeyler doğmuyor acaba?

Я знаю... Я знаю, как это звучит. Но когда Майкл начал угрожать ранить себя и... нас, тогда вмешались врачи и предположили,... что...

Biliyorum kulağa nasıl geldiğini ama Micheal kendine ve bize zarar vermekle ilgili tehditlere başlayınca doktorlar devreye girdi ve onu...

Они понимают, как безумно это звучит?

Bunun ne kadar delice olduğunun farkındalar mı?

Как не ужасно это звучит, но сработало.

Ne kadar çılgın görünse de işe yaramış.

Ты знаешь, как это звучит?

Söylediklerinin kulağa nasıl geldiğinin farkında mısın?

Не хочу спорить, звучит так же плохо как люди себе представляют.

- Karşı çıkmak istemem ama bence milletin sandığı kadar berbat.

Звучит, как что-то, что я мог сказать.

Benim söyleyeceğim bir şeye benziyor.

Звучит, как речь неудачника.

Biraz ağırdan alamaz mıyız? Tam bir ezik konuşması gibi geldi bu.

Звучит, как свидание. Как задание.

Kulağa bir randevu gibi geliyor.

Звучит, как задание.

Plan gibi geliyor.

Я... я знаю, как это звучит, и не думаю, что смогу это объяснить так, чтобы оно имело смысл, но кто-то пытается убить вас и вашего сына.

Bunun kulağa nasıl geldiğini biliyorum. Ve mantıklı bir şekle sokup size anlatmamın hiçbir yolu yok ama birisi sizi ve oğlunuzu öldürmeye çalışıyor.

Знаю, звучит, как будто я хвастаюсь, но, честно говоря, иногда мне кажется, что мне всё само собой даётся.

Biliyorum bu mütevazı bir övünme gibi gelebilir. Ama bazı şeylerin önüme konduğunu hissediyorum bazen.

А вот это звучит как тост. Давайте.

Alın size şerefine içilecek şey.

Звучит, как сон с открытыми глазами.

Gözlerin açık uyumak gibi.

Это было также унизительно, как звучит.

Kulağa geldiği kadar da korkunçtu.

Звучит, как имя итальянской кинозвезды или что-то типа того.

Kulağa bir İtalyan film yıldızı yada onun gibi bir şeymiş gibi geliyor.

"Что-то пошло не так." И это звучит, как ещё одно произведение Фосса.

"Birşey çıktı." Fosse'nin başka bir oyununa benziyor.

И он хотел только излечить меня. И я знаю, как нелепо и наивно это звучит.

Bunun kulağa nasıl saçma ve safça geldiğini biliyorum.