Невыносим traduction Turc
184 traduction parallèle
Ты начинаешь быть невыносим.
Baş belası olmaya başladın.
Боюсь, в последнее время он невыносим.
Çok kızar.
Просто невыносим.
Bu kesinlikle imkansız.
- Может, сначала я стал невыносим.
- Belki de ilk ben dayanılmaz olmuşumdur.
Деспотизм Порфирио Диаса невыносим.
Porfirio Diaz'ın zorbalığı dayanılmazdır.
Ты невыносим.
Baba! Baba!
- Я высокомерна? - Нет. Ты невыносим!
- Nikolai, yüzümdeki ifade.
- Ты невыносим!
- Bir daha yoluma çıkma!
Он стал просто невыносим.
Dayanılmaz olmuştu.
Ваш утонченный эгоизм невыносим. Лариса тоже в опасности.
Bu, dış dünyayla haberleşmek için geçici bir fırsat.
Этот парад знамен невыносим... С войной и Христом на равных.
Savaş ve İsa'nın yan yana yürüdüğü bu şaşaalı geçit törenlerine artık gerek yok!
Да, да. Иногда, он просто невыносим.
Evet, evet, bazen dayanılmaz oluyor.
Он невыносим.
Bu tahammül edilemez.
Он мне очень нравится, но он невыносим.
Ondan çok hoşlanıyorum. Fakat onunla mümkün değil.
В последнее время ты невыносим.
Bu aralar pek bir havaya girdin.
Я знаю, он невыносим.
Onun duyarsız olduğunu biliyorum.
Да, но я забыл, что ты абсолютно невыносим!
Evet, ama senin ne lanet bir kabus olduğunu unutmuşum.
- Ты невыносим.
- Sen inanılmazsın, Fleischman.
Ты невыносим!
Harika görünüyorsun!
Он невыносим.
Bu adamla konuşamam.
Ты совершенно невыносим! Но я не сдавал дом в наём.
Fakat ben bu daireyi kiralamamıştım.
Я пытаюсь быть с тобой любезной, но ты действительно невыносим.
Duygularınızı anlamaya çalışıyorum, ama siz canımı sıkıyorsunuz.
Чарльз был невыносим.
- Doğru. Charlie arsızdı.
Мальчик просто невыносим.
Çocuk da onun kadar kötü.
О, Фридрих, Фридрих... Ты невыносим.
- Ohh Fiedrich, friedrich berbatsın.
Он невыносим.
Baş belası!
Абсолютно невыносим!
Tam bir baş belasıdır!
Я знаю, что иногда он просто невыносим
Bazen gerçek duygularını iyi ifade edemiyor.
Боже, ты невыносим.
- Tanrım. Dayanılmazsın.
Этот человек невыносим.
Adam dayanılamaz birisiydi.
Остаток дня был просто невыносим.
Günün geri kalanı dayanılmazdı.
Но ты невыносим.
Tahammül sınırlarımı aştın.
Прости, я был невыносим в последнее время.
Son günlerdeki huysuzluğumdan dolayı özür dilerim.
Ты невыносим.
Artık imkansız.
А в состоянии опьянения он становился просто невыносим.
Ve tıka basa içkiyle dolduğunda, tam bir baş belasıydı.
Он вызывал у нас раздражение до прихода к власти... был невыносим после, но сейчас он стал настоящей проблемой.
İktidara gelmeden önce sinir, iktidara geldiğinde problemin tekiydi, ve sürgünde başımıza bela oldu.
Ты невыносим...
Sen dayanılmazsın.
Но он становится совершенно невыносим.
Ama iyice imkansız birine dönüşmeye başladı.
Ты невыносим.
Sinirlerimi bozuyorsun.
Если я не развлеку себя... Скучный шум океана станет невыносим.
İyi oynamazsak, bu okyanusta nasıl eğlenebiliriz?
"Может быть, она думает, что Хенрик невыносим?".
"Ne düşünüyor? Belki Henrik dayanılmaz biri".
- Да он невыносим, ничего не ест.
Tamam, ben aldım. Çok zor bir hasta. Yemiyor.
Позор невыносим.
Bu utanç dayanılır gibi değil.
Ты невыносим!
Ne çekilmez adamsın...
Он милый, но бывает невыносим.
O harika biri.
- Ты невыносим.
- Çok acımasızsın.
Он невыносим!
Eller masanın üstüne.
- Ты невыносим...
Sinirlerimi bozuyorsun.
- Ты невыносим!
- Konuyu sen açtın.
Джек ты невыносим.
Ben yapamam Jack.
Ты невыносим, отец.
- Dün gece de ben yokken onu köşeye çekip konuşmuşsun.