English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ Н ] / Никак

Никак traduction Turc

7,774 traduction parallèle
Она никак не могла сделать здесь такую бомбу, чтобы взорвать целый квартал.
Burada tüm bloğu yok edecek bir bomba yapmasına imkan yok.
И никак не могла выкинуть его из головы.
Ve birden atlatamadım.
Нима и Брэндон всё никак не успокоятся насчёт Лэнгдон?
Nimah ve Brandon, Langdon olayını gerçekten boş vermiyorlar değil mi?
Ты всё никак не успокоишься, да?
Peşini bırakamadın değil mi?
Я вас больше не боюсь и сделаю всё, что потребуется, чтобы узнать правду о моём отце, вы никак меня не остановите.
Artık senden korkmuyorum, babam hakkındaki gerçeği bulmak neye mâl olsa da yapacağım ve beni durduracağını söyleyebildiğin bir şey yok.
Ну да, по-другому вы никак.
Harika, sanki şimdiki halinizle sizi anlamak zor değilmiş gibi. Berbattı.
Причина по которой Эндрю бросил меня никак не связана с Щ.И.Том.
Andrew'ın beni terk etme nedeni S.H.I.E.L.D. ile alakalı değil.
Каждый раз, как у банды начинались размолвки, и они не могли никак договорится, они собирались за ужином и все решали.
Grup ne zaman bir şarkıda takılıp kalsa, nakarat yazamasa ya da bir dizenin içinden çıkamasa, bir yemek yerlermiş. Böylece sorunu çözerlermiş.
Она была Никто и звать её было Никак.
Bir şeyi yoktu parasızlıktan gelmişti
Никак.
Hiçbir işe
Это никак не связано.
Bunun kardeşlikle bir ilgisi yok.
Это никак не касается того, что ты чувствуешь или что ты пережил!
Bu konunun ne seninle ne de tecrübelerinle ilgisi var.
Мне одному так кажется, или бургер под названием "СуперАмериканец" никак не может быть полезным?
Bana mı öyle geliyor, yoksa bütün "Amerikan usulü" burgerler berbat mı?
Как бы я не хотела, но у меня никак не получится потом смыть с себя клеймо мстительной гарпии.
Ne kadar istesem de bunun sonucunda kindar bir kadın olarak görünmekten daha iyi bir sonuç elde edemem.
Война... С этим никак не связана.
Savaşın seninle hiçbir alakası yoktu.
Никак не могу понять, почему муж до сих пор вас не убил.
Kocamın neden bu kadar uzun yaşamana izin verdiğini anlamıyorum.
Вот только эти символы я никак не могу расшифровать...
Ancak bu sembolleri çözemiyorum...
- Никак. Но и другого выбора у тебя нет.
Ama başka seçeneğin yok.
Никак не привыкну, какой прекрасной женщиной ты стала.
Böylesine güzel bir kadın olduğuna inanamıyorum.
Я же говорила, её поиски никак не связаны с твоим расследованием.
- Hayır sana söyledim onun işinin senin soruşturmanla hiçbir ilgisi yok.
И тем хуже для тебя, ибо она никак не отвыкнет прикрывать тебя.
Ve bu senin için çok kötü çünkü seni korumayı alışkanlık haline getirmiş.
Я никак не связан с убийством твой матери или твоего друга Рики.
Annenin veya arkadaşın Ricky'nin ölümüyle bir alakam yok.
Что же ты никак не оставишь меня в покое?
Neden gitmeme izin vermiyorsun?
То, чего такая неблагодарная тощая сучка, как ты, никак не могла понять.
Senin gibi sıska nankör bir orospu bunu asla anlayamaz.
Крылья тебе здесь никак не помогут.
Burada kanatlarının bir iyiliği dokunmayacak, güzelim.
У нас у всех режет глаза, потому что ты никак не можешь перестать смситься в туалете.
Devamlı tuvalette mesajlaştığın için göz nezlesi olduk.
Никак.
- Ulaşamazsın.
Но никак не к тебе.
Ama asla ucu sana çıkmaz?
Никак, но факт в том, что Иван Крупин сидит в другой комнате, и он щебечет, как соловей.
Açıklayamam ama işin aslı Ivan Krupin yan odada ve kuş gibi şakıyor.
Пацаны, вы любите пиво, но с пива никак не нажраться?
Beyler, birayı seviyorsunuz ancak kafa olamıyor musunuz?
Уважаемый Бирус никак не сможет с ним повстречаться.
Beerus-sama ile yüz yüze gelmesi imkansız.
Разве мы никак не можем помешать встрече уважаемого Бируса и Гоку?
Beerus-sama ile Goku-san'ın karşılaşmalarını engelleyebileceğimiz bir yol yok mu?
И это никак не связано с Зумом, да?
- Bunun Zoom'la bir alakası yok değil mi? - Evet.
Вы никак не можете спасти её.
Onu kurtarmak için yapabileceğiniz bir şey yok artık.
Убийство Малкольма - классический ход Дэймона, и с тобой это никак не связано.
Malcolm'u öldürmek klasik Damon davranışı seninle bir ilgisi yok.
- Никак.
- Asla.
Я хочу испортить планы Джулиана но снятие внушения с этих людей никак не помешает мне
Ben de Julian'ın planlarına çomak sokma taraftarıyım ama bu insanların büyülerini çekmek bir fark yaratmaz.
Хорошо, если оглянуться назад, - да, не стоило оставлять её одну, но наши отношения с этим никак не связаны.
Evet, onu yalnız başına bırakmakla hata ettim ama ilişkimizle alakası yok.
Всё никак не могу поверить, что ты приехала.
Hala geldiğine inanamıyorum.
Я думал, он нам подходит. Когда я показал ему фото Мэдисон, он абсолютно никак не отреагировал.
Madison'ın fotoğrafını görünce hiçbir bilişsel tepki vermedi.
Но если ты не передумаешь за 2 недели, я никак не смогу тебя остановить.
Ama iki hafta daha böyle hissedeceksen bunun hakkında bir şey yapamam.
Я никак не стану реагировать. Уже отреагировал.
Bunun var olduğunu bile kabul etmeyeceğim.
Но грозы генерал-лейтенанту никак нам не помогут.
Üç yıldızlı bir generali tehdit etmek bize pek yardımcı olmaz.
Ты все никак не примешь мое бессмертие?
Bu ölümsüzlük olayını kabul etmekte zorlanıyorsun, değil mi?
- Он прекрасно справляется, только никак не может научиться правильно надевать подгузники.
Bebeği seviyor ama altını bağlamayı daha öğrenemedi. Yeterince sıkı iğneleyemiyor.
Это никак не повлияло бы на его состояние.
Hastalığın seyrini değiştirmeyeceğini biliyordum.
Но люди, которые придут завтра, никак не связаны с теми, кого мы потеряли сегодня.
Fakat bugün kaybettiğimiz insanların yarın göreceklerimizle hiç ilgisi yok.
– Никак.
- Açıklayamam.
Никак не могу насладиться.
Buna doyamıyorum.
Никак не запомню.
Hep unutuyorum.
Они никак не пересекаются.
Kesişen herhangi bir şey yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]