Рискнём traduction Turc
130 traduction parallèle
- Я говорю, мы рискнём и, ну знаешь, а тут раз - и болезнь Лайма.
Muhtemel bir Lyme hastalığı için adım atalım diyorum.
- Мы рискнём.
- Riski alıyoruz.
- Мы останемся здесь и рискнём.
- Biz burada kalıp riski göze alacağız.
И рискнём отправиться в шаттле.
Mekikle şansımızı deneyeceğiz.
Поверить не могу, что папа наконец-то опомнился. - Да. - Может рискнём "дать пять"?
Babamın sonunda aklını başına topladığına inanamıyorum.
- Рискнём.
- bir dene.
Полковник, прежде, чем мы рискнём межпланетным инцидентом, я бы хотел попробовать дипломатический вариант.
Gezegenler arası bir sorun yaratmadan önce, diplomatik yolu denemeyi tercih ederim.
Давай хоть немного рискнём.
Yani biraz sıra dışı bir şeyler yapalım burada!
Или... мы рискнём и попытаемся найти способ избавиться от него, чтобы продолжить нормальное существование?
Ya da... ondan kurtulmayı deneyip hayatlarımıza geri dönmeyi mi?
Ну а мы всё же рискнём... Неважно, что нас ждёт...
Ne bulursak bulalım, bir denemeliyiz en azından
Давай рискнём родить ребёнка.
- Deneyelim o zaman.
Я скажу вам, давайте рискнём!
Hadi kumar oynayalım diyorum!
Тренер Олеп, давайте рискнём.
Koç Olep, Hadi şunu deneyelim.
- Давайте рискнём.
- Hadi şunu deneyelim.
Рискнём, иначе он кого-нибудь убьёт.
Bir şey denemezsek birini öldürecek.
А мы рискнём.
Şansımızı deneyeceğiz.
Если альтернатива - это не быть вместе, тогда мы лучше рискнём, потому что она - классная.
Ve eğer alternatif beraber olmamaksa risk almaya değer çünkü o, muhteşem.
Ну что, рискнем сорвать большой куш?
Bir iki gün az ya da çok olmuş, sizin için çok farketmez sanırım.
Мы рискнем.
Bunu göze almak zorundayız.
Рискнем.
- Oh, bu riski alacağız.
Рискнем один разок.
- Belli bir süre ışıkta kalma riski alınabilir.
Может, рискнем послать шаттл.
Belki uzay mekiğini riske atabiliriz.
Давай рискнем.
Bir şansımızı deneyelim.
- Рискнем.
- O kadarını göze alırız.
Мы же не рискнем следовать за ними в эту туманность, сэр.
- Bizi nebulada takip edemezler efendim.
Ну что, рискнем еще раз?
Sadece bunun için mi uçak gönderiliyor?
Рискнем?
Şansımızı deneyelim.
Мы рискнем.
Yapacağız.
Мы высадим боргов на следующей необитаемой планете, дадим им нанозонды и рискнем в одиночку.
Yaşam olmayan bir gezegende Borgları indireceğiz nanoprobe'ları onlara vereceğiz Ve şansımızı yalnız deneyeceğiz
Путь неблизкий, придется идти через джунгли, но мы рискнем быть замеченными их сенсорами, если приземлимся где-нибудь поближе. Согласен.
Ormana yürüyerek ulaşmak için bayağı uzak ama gemiyi sensörlere daha fazla yaklaşarak riske atamayız.
Рискнем.
Oraya gidiyoruz.
Майк, рискнем ли мы войти в мир Майка?
Mike, içinde nasıl fırtınalar koptuğunu anlatmanı istesem? ..
- Рискнем.
- Sürpriz olsun.
Mы рискнем.
Şansımızı denemeliyiz.
Ладно, папа. Рискнем!
Pekala, baba, bitirelim şu işi.
ƒавай рискнем.
Şansa bırakalım.
- ƒавай рискнем?
Şansa mı bırakalım.
Ну что, рискнем?
Biz göze alsak nasıl olur?
Рискнем, черт возьми!
Lanet olsun, bu riske gireceğiz.
Ну... рискнем.
Güzel... İşte başlıyorum!
- А мы рискнем.
- O rizikoya gireceğiz artık.
- Рискнем?
- Şansa bırakalım mı?
- Рискнем.
- Şansa bırakalım.
Рискнем, посмотрим, что из этого выйдет.
İçimizdekileri dökeriz, sonra ne olursa olur.
Если жидкость будет мутной, ты дашь ему аугументин, и мы рискнем вызвать у него аллергию.
Eğer bulanıksa augmentini alır ve alerji riskini göze alırız.
Хорошо, рискнем.
Peki, yapalım.
- Рискнем.
Daha yorulmadık mı?
Мы рискнем.
Bu riski alacağız
Послушайте, если бы мы попытались провести слушание этого дела в Санта-Монике, я бы сказала, рискнем, но мы - не там.
Bak, eğer bu dava Santa Monica'da görülüyor olsaydı, "Zarları at," derdim, ama değiliz.
Так давай рискнем.
Boş ver bunları.
- Мы рискнем. - О, Боже, да!
Boş verelim.