Старик traduction Turc
5,368 traduction parallèle
Не надейся, старик.
Daha zekice plan yapmalısın dostum.
Ты меня убиваешь, старик.
Adamı öldürürsün be.
Всё может быть иначе, старик!
Bu şekilde olmak zorunda değil dostum!
Привет, старик!
Selam dostum. Nasıl gidiyor?
- Прямо как старик!
- Yaşlılar gibisin.
А если ты старик, то ты мертв.
- Ve eğer bir büyükbabaysan ölüsün demektir.
Старик сказал : "Если гроб у вас, то он ещё здесь."
İhtiyar adam "Tabut sizdeyse, o hâlâ elinizde demektir." demişti.
Смотри-ка, какие у тебя тут древние чернила, старик.
Burada çok eski bir dövmen varmış ihtiyar.
Любопытная деталь... старик с мечом был арестован в аэропорту.
İlginç bir ayrıntı var. Havaalanında kılıcı olan yaşlı bir adam tutuklanmış.
Как старик?
İhtiyar ne durumda?
Надо, старик, надо.
Atlatacaksın, ihtiyar.
Я буду скучать, старик.
Seni özleyecegim ihtiyar. Güzeldi bebegim.
- Не расскажешь, как старик тебя предупредил?
Hot Rot'ın seni nasıl uyarmayı becerdiğini söyler misin?
♪ Я уверен, мой старик ♪ И видеть его лицо, когда эвакуатор ♪ ♪ Увозит мою свободу прочь ♪
# Hayatımı karartan kişi... # #... özgürlüğümü elimden aldığında... # #... bunu yüzünde görüyorum... # #... babamın bunu istediğinden oldukça eminim #
Старик перевернулся бы в гробу, если бы увидел это.
Sahibi şimdi bunu görebilseydi mezarında ters dönerdi.
Твой старик говорит правду?
- İhtiyar doğru mu söylüyor?
Я... нет, старик, я не нервный.
- Tırsmadım, sadece- -
Старик, давай полегче. Никогда!
- Biraz yavaş ol ama.
Я просто... скучный старик, который постоянно травит байки.
Masal anlatıp duran sıkıcı, yaşlı bir adam oldum.
Твой старик тебя позорит
İhtiyar seni utandırıyor.
Не стану жить как мой старик.
Benim ihtiyar gibi olmayacağım.
Старик Хаук живет над магазином.
İhtiyar Houk, bakkalın üstünde oturuyor.
Старик, это мой долг.
Hey, dostum, bu ben ne görünüşe göre.
Прости, старик.
Üzgünüm, dostum.
Будет легче, старик.
Sakin ol babalık.
"Старик". Как смешно.
"Babalık." Komikmiş.
Старик будет сильно разочарован.
Benim yaşlı adam bayağı hayal kırıklığına uğrayacak.
Пей, старик. Пей.
İç yaşlı kurt, iç.
Старик не уснул на диване с зажженной сигаретой в руках.
Bizim ihtiyar, elinde sigarayla birlikte koltuğun üstünde uyuya kalmış.
Эй, старик, послушай.
Merhaba, ihtiyar. Dinle şimdi.
Этого нет в сценарии, старик.
Senaryoda bu yok, ihtiyar.
Не пытайся меня разжалобить, старик.
Beni yumuşatmaya çalışma, ihtiyar.
Хорошо, я вот взрослая, но на днях, я увидела как поскользнулся и упал старик, и я засмеялась.
Tamam, ben de yetişkinim mesela ama geçen gün yaşlı bir adamın kayıp düştüğünü gördüm ve güldüm.
Слушай, старик, я понимаю, что все беспокоятся о том, готов ли я психологически к этому.
Dinleyin, herkesin psikolojik olarak buna hazır olup olmadığıma endişelendiğini biliyorum.
Старик был сукиным сыном и большим ублюдком, но он не заслуживал смерти.
Bizim ihtiyar bir orospu çocuğuydu ve birinci sınıf bir kalleşti. Ama ölmeyi hak etmiyordu.
Старик не солгал.
İhtiyar yalan söylemez.
- Тише, старик.
- Dikkat et.
- Ладно, старик там?
- Yaşlı adam yanında mı?
Потому что он безумный старик.
Çünkü o çılgın bir yaşlı adam. Evet öyle.
- Я серьезно, старик.
- Çok ciddiyim, adamım.
Тогда что нам делать, старик?
Ne yapacağız peki, kardeşim?
- Как дела, старик?
- Nasılsın dostum?
Все намного сложнее, старик.
O iş ikimizide aşıyordu, adamım.
Меня годами это съедало, старик.
Yıllardan beri beni tüketiyordu, adamım.
Вернись туда, откуд приехал, старик.
Geldigin yere geri dön yasli adam..
Старик, например.
Yaşlılardan birisi.
Что происходит, старик?
Neler oluyor?
Смотри куда прёшь, старик.
- Gittiğin yere baksana moruk.
Нет... Я не знаю, старик.
Hayır, bilmiyorum dostum.
Только ты и я, старик.
Sadece sen ve ben, dostum.
- Старик говорил, срубить голову и сжечь тело.
- Keşke söyleseydi. - İhtiyar kafasını yok edip vücudunu yakmamız gerektiğini söyledi.
старик и море 16
старики 74
старика 41
старикан 107
стариков 26
старикашка 56
старина 1286
старичок 147
старинке 73
старички 19
старики 74
старика 41
старикан 107
стариков 26
старикашка 56
старина 1286
старичок 147
старинке 73
старички 19