English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russe → Turc / [ Я ] / Я знаю правду

Я знаю правду traduction Turc

307 traduction parallèle
Прискорбно, что я знаю правду?
Gerçeği öğrenmem mi kötü oldu?
Я знаю правду о своей матери.
Annem hakkındaki gerçeği biliyorum.
Это вы все витаете в снах, а я знаю правду!
Lanet olası bir rüyada yaşayan sensin. Çünkü ben bunun olacağını biliyorum.
я знаю правду о тебе, ƒжон.
Hakkındaki gerçeği biliyorum.
- Я знаю правду о том, что случилось.
- Çünkü gerçeği zaten biliyorum.
- Я знаю правду о том, что случилось.
- Çünkü gerçeği biliyorum.
Они боятся меня, потому что я знаю правду.
Gerçeği bildiğim için benden korkuyorlar.
Я знаю правду.
Ben gerçeği biliyorum.
- я знаю правду, но тебе не скажу.
- Sanırım gerçeği biliyorum. Ama sana söylemeyeceğim.
Тебе удалось одурачить Дамара и убедить его, что ты боришься с Доминионом, - но я знаю правду.
Damar'ı Dominion'a karşı savaşacağına inandırarak kandırmış olabilirsin ama ben neden burada olduğunu biliyorum.
Декан Вернон, я знаю правду!
Dekan Vernon, gerçeği biliyorum!
Все в порядке. Теперь, когда я знаю правду...
Sorun değil, ben artık biliyorum.
Голод, агрессия... и теперь, когда я знаю правду, я чувствую их даже сильнее.
Açlık... saldırganlık... ve şimdi gerçeği bildiğime göre... onları daha fazla hissediyorum.
Ты так боишься правды? Я знаю правду.
Gerçeği öğrenmekten korkuyor musun?
Незнакомые люди, пусть говорят, но я знаю правду.
Bir kadını incitemeyecek kadar kibar biri olduğunu hiç kimse bilemez.
Я знаю правду, и я собираюсь показать вам ее прямо сейчас.
Çünkü gerçeği biliyorum ve birazdan size de göstereceğim.
- Я знаю правду.
Gerçeği biliyorum. - Gerçeği biliyor musun?
И насколько я вас знаю, вы сейчас сказали правду.
Karakterini göz önünde bulundurursak bu söylediğin doğru olmalı.
Я знаю, кто-то сказал, что это одно сплошное удовольствие, а теперь ты мне раскрыл глаза на горькую правду.
- Tartışmak için çok inatçısın. - İnatçı değilim. Sadece gerçekçiyim.
- Откуда я знаю, что Вы говорите мне правду?
- Neden inanayım size?
Но я знаю всю правду.
Ama gerçek bambaşka.
Я знаю всю правду о тебе.
Senin gerçek yüzünü biliyorum.
Я не знаю... когда мы объявимся, и все узнают правду, не знаю, обрадуются ли они.
Merak ediyorum ortaya çıktığımızda, herkes öğrendiğinde acaba herkes mutlu olacak mı?
Правду. Я даже не знаю, в чем правда.
Söylediğim bu kadar çok yalandan sonra
Я не знаю, что думать. Я прошу тебя написать мне правду.
Yalvarırım, bana doğruyu yaz.
Я знаю гребаную правду!
Siktiri boktan gerçeği biliyorum!
Я знаю, что это трудно, Марго, но если ты скажешь правду...
Biliyorum kolay gelmiyor, Margo, ama gerçekleri söylersen...
Я знаю, что вы с детства учили меня говорить правду.
Sen beni doğruları söyleyecek şekilde büyüttün.
Скажу тебе правду, юный воин - я тоже не знаю.
Gerçeği söylemek gerekirse, küçük savaşçı, ben de bilmiyorum.
Я знаю, что ты говорил правду, но эти снимки со спутника создают впечатление, что ты солгал.
Bir açıklaması olmalı, biliyorum sen doğru söylüyorsun ama uydu verileri seni yalancı çıkartıyor.
Или вы выкладываете правду, или я напечатаю всё, что знаю.
Ya şimdi bana gerçeği anlatırsınız ya da hikayemde okursunuz.
Сэр, я знаю, что я должна была говорить правду с самого начала...
Efendim, gerçeği söylemem gerekirdi...
я знаю всю правду.
Gerçeği biliyorum.
Я знаю правду.
Gerçeği biliyorum.
Я улыбаюсь, но полагаю, что знаю всю правду!
Gülümsüyorum ama gerçeği biliyorum.
Не знаю, что они будут делать, но я сказал, что ты написал правду.
Ne yaparlar bilmiyorum, ama "her kelimesi doğru" dedim.
Я знаю, что он сказал тебе правду.
Sana gerçeği söylediğini biliyorum. Ve ona biraz kredi vermeliydim.
И я знаю, что если я сейчас скажу правду, у меня всего этого, скорее всего, никогда не будет.
Ama eğer gerçeği söylersem biliyorum ki, Ki hiç bir zaman söyleyemeyeceğim sanırım.
Я знаю, у вас никогда не будет такого же чувства ко мне, но я хочу, чтобы вы знали правду.
Benim için aynı hislere sahip olmadığını biliyorum, ama doğruyu bilmeni istiyorum.
Сказать вам правду, я и сам еще не знаю, что буду делать. Спасибо.
Ama gerçeği söylemek gerekirse planlarım belirsiz.
Я знаю, это было неправильно. Но... я боялась... что если Кларк откроет корабль и найдет правду своего рождения, он... он уйдет от нас.
- Yanlış olduğunu biliyorum ama belki Clark o gemiyi açıp ırkı hakkındaki gerçekleri öğrendiğinde şey yapar diye korktum...
Сказать Вам правду, Я не знаю, могу ли я исправить это...
Gerçeği söylemek gerekirse, bu defakini düzeltip düzeltemeyeceğimi bilmiyorum,...
Очевидно, я не знаю всего, но... у меня есть право на правду, как и у всех остальных.
Açıkça görülüyor ki, herşeyi bilmiyorum, ama bilmeye hakkım var. Herkes gibi.
Я знаю, где-то глубоко в душе вы верите, что я говорю правду.
İçinde, sana söylediğim şeylerin doğru olduğuna inanmak isteyen bir yer olduğunu biliyorum.
Я знаю, что положение чрезвычайное, ходит много слухов, но... они говорят правду?
Olağanüstü hal ilan edildi biliyorum ve ortalıkta bir sürü dedikodu dolaşıyor.
- Этим людям нужно сказать правду. - Я знаю.
- Bu insanlara gerçek söylenmeli.
Я спрашиваю, потому, что знаю, вы скажете мне правду.
Bana gerçeği söyleyeceğinizi bildiğim için soruyorum.
Я знаю, что ты не сказал Лане правду, потому что хотел её защитить, но может тут есть что-то ещё.
Biliyorum Lana'ya gerçeği söylemedin çünkü onu korumak istiyordun, ama, belki de gerçekte bundan fazlası vardı.
Ты многих обвел вокруг пальца, но я-то знаю правду.
Bir çok insanı kandırdın. Ama ben gerçeği biliyorum.
- Я знаю правду.
- Gerçeği biliyorum.
Я знаю, ты знаешь, Мы не видим Мы сеем свою правду, и ждем терпеливо Я иду по улице с песней в моей голове
- Neydi şimdi bu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]