Ядовит traduction Turc
41 traduction parallèle
ЯДОВИТ ЛИ СЫР?
PEYNİR TOKSİĞİ Mİ?
Черный дождь был ядовит.
Siyah yağmur zehirliydi.
Тьı ядовит.
O bir piç.
Но этот смертельно ядовит.
Ama bu öldürücü derecede zehirlidir.
Он ядовит, но эффективен при лечении коклюша и астмы.
Çok zehirlidir ama boğmaca ve- -
Но он ядовит и для Сары!
Bu Sara için de toksik.
Чернила для ксерокса, которые ты выпил, содержат примерно 90 % метанола, который очень ядовит, а ты выпил более чем достаточно чтобы убить себя.
İçtiğin fotokopi toner sıvısının içinde yaklaşık % 90 çok zehirli metanol var... ve sen kendini öldürebilecek dozdan fazlasını içtin.
ты думал наш брак был ядовит?
Evliliğimizin zehirli olduğunu mu düşündün?
Инопланетный? - Он ядовит?
- Zehirli midir?
Похоже, газ ядовит.
Gaz, zehirli görünüyor.
Он весьма ядовит.
Epey zehirlidir.
он всё-таки ядовит.
! Fazla da solumasanız iyi olur. Zehirlidir de.
За узорчатым полозом тоже присматривают, хотя он не ядовит и не представляет угрозы.
Yaz sonbahara dönerken, Baykal gölünü çevreleyen topraklar, dönüşüme uğramaya başlıyor. Yumuşamış, çürüyen ağaçlarda, hızla büyüyen mantarlar oluşuyor.
Как говорит твоя сестра, я ядовит.
Kardeşinin dediği gibi ; zehirliyim ben.
Я не знала, что слабин смертельно ядовит.
Slabin'in ölümcül olduğunu bilmiyordum.
Яд коричневого паука-отшельника настолько ядовит...
Bu önemli. Afrika örümceğinin salgısı çok zehirli...
Картофель иногда бывает ядовит.
bu yüzden...
Он ядовит, Харви.
O bir zehir, Harvey.
Говорят, проросший картофель ядовит... Но я с любовью растил его, и надеюсь, он скоро зацветёт.
Patates tomurcuğu zehirlidir deseler de onunla ilgilendikçe yakında çiçek açacağına inanmaya başladım.
- Этот твой самогон ядовит?
- Bu içkiyle zehir mi yapıyorsun?
Верхний Ист-Сайд ядовит.
Yukarı Doğu Yakası gerçekten de zehirli.
Большинство людей знает, что угарный газ ядовит.
Pek çok kişi, karbon monoksitin zehirli bir gaz olduğunu bilir.
Чрезвычайно ядовит, встречается в пустынях Юго-Западной и Северной Мексики.
Oldukça zehirli bir tür, Güneybatı çöllerinde ve Kuzey Meksika'da görülüyor.
Укус паука-волка ядовит и может вызвать истерическое состояние, которое называется тарантизмом.
Lycosidae'ın zehirli ısırığı tarantizm isimli histerik bir hâle sebebiyet verebilir.
Он ядовит?
Zehirli mi?
Этот оазис ядовит.
Bu vaha zehirli.
Во-вторых, олеандр - ядовит, а я уверена, что в наших же интересах не убивать жителей Блубелла.
İkinci olarak, zakkumlar zehirlidir. Ve eminim BlueBell'in güzel insanlarını öldürmemek herkesin yararına olur diye düşünüyorum.
Красив, но ядовит.
Çok güzel ama bir o kadar da zehirlidir.
Алкоголь ядовит.
- Alkol zehirlidir.
Да, но ты не можешь выйти наружу потому что... воздух ядовит для тебя!
Evet ama sen dışarı çıkamazsın. Çünkü hava zehirli. Sana zehirli.
Вам не кажется смешным, что пшеничный белок - ядовит? ! - Блин, это была подстава.
Unlu proteinlerin zehirli olması size de biraz saçma gelmedi mi?
Этот вид ядовит.
O türler zehirlidir.
Мериасол ядовит для человека, но не птиц.
Meríasol, insanlar için zehirli kuşlar için değil.
что пшеничный белок - ядовит? ! это была подстава.
Unlu proteinlerin zehirli olması size de biraz saçma gelmedi mi?
Он не ядовит, но вытесняет кислород, что легко может привести к удушью.
Zehirli değildir, ama oksijeni hapseder ki bu durumda kolaylıkla boğulmaya yol açabilir.
Этот дым - ядовит!
Duman zehirli!
Пепел ядовит.
Zehirli.
Представь, как он впивается в твой мозг зубами и когтями, причём каждый из когтей ядовит.
Onun diş ve pençeleriyle beynine doğru kazıyarak gittiğini her pençenin zehirli olduğunu hayal et.
Олеандр ядовит.
Zakkumlar zehirlidir.
Как и розы в его саду, он сам ядовит.
Fazla konuştuğum için özür dilerim.
Ночной воздух ядовит.
Gece havası zehir dolu!