Aklımdan çıkmış traduction Anglais
388 traduction parallèle
Tamamen aklımdan çıkmış.
Oh my gosh, I had completely forgotten about it.
Böyle bir şey mi demiştim? Aklımdan çıkmış.
I totally forgot that I said those words to her.
Dün gece ondan söz edecektim, ama aklımdan çıkmış.
I meant to tell you about him last night, but I guess it slipped my mind.
Aklımdan çıkmış olmalı.
What a load that is off my mind.
Aklımdan çıkmış.
It slipped my memory.
Tamamen aklımdan çıkmış.
Completely slipped my mind.
- Aklımdan çıkmış.
- I forget.
Aklımdan çıkmış.
I've forgotten all about it.
Üzgünüm. Tamamen aklımdan çıkmış.
I'm sorry, but I completely forgot.
O zaman adlarını biliyordum ama şimdi aklımdan çıkmış.
You know, I probably knew their names then, but I can't remember one of them now.
Bayan Elvira'nın hâlâ içerde olduğu tamamen aklımdan çıkmış.
I completely forgot that Signorina Elvira is still inside.
Kusura bakma Barbara, yaraların ve kesiklerin tamamen aklımdan çıkmış.
Sorry Barbara, I forgot all about your cuts and bruises.
Sana haber verecektim, ama tamamıyla aklımdan çıkmış.
I meant to let you know, but the whole thing completely slipped my mind.
Size valeyi takdim edeyim ismi aklımdan çıkmış olan dürüst bir vatandaş.
Ah! Let me introduce the valet, an upstanding citizen whose name escapes me.
Sonra aklımdan çıkmış oluyordu ve pedere bir şey anlatamıyordum.
Then it'd be gone, and I couldn't talk to him.
Tamamen aklımdan çıkmış.
Yeah, I forgot all about it.
Doğru ya, tamamen aklımdan çıkmış
Oh, I had totally forgotten about this date
Bunca kargaşanın içinde aklımdan çıkmış.
With all this excitement, it slipped my mind.
Çabuk, tamamen aklımdan çıkmış.
Oh, quick, quick! It slipped my mind entirely.
Size bir mesajım vardı ama tamamen aklımdan çıkmış.
I had a message for you but I've completely forgotten it.
Affedersin, aklımdan çıkmış.
I'm sorry. I wasn't thinking.
Aklımdan çıkmış, bugün arkadaşım Londra'dan dönüyor.
"I forgot, my friend is coming from london. Drop me on your..."
Aklımdan çıkmış.
My mind's going.
tamamen aklımdan çıkmış.
You are totally out of your mind.
Aklımdan çıkmış.
Just slipped my mind.
- Aklımdan çıkmış.
- It slipped my mind.
Nedense aklımdan çıkmış.
It seems to have slipped my mind.
Tamamen aklımdan çıkmış.
She slipped my mind.
aklımdan çıkmış olmalı. ödemeyi yapmadımmı?
He had a lemon stuck to his lips.
Gerçekten özür dilerim. Paskalya işi tamamen aklımdan çıkmış.
Something's always bothered me about that from day one.
Aklımdan çıkmış olmalı.
Must've slipped my mind.
Ah, aklımdan çıkmış.
Ah, slipped my mind.
Aklımdan çıkmış.
I forgot.
Nasıl da aklımdan çıkmış.
If I were ugly and dead.
Aklımdan çıkmış işte.
I guess it slipped my mind,
Bilirsiniz, her şey uygun olsun diye ama, aklımdan çıkmış olmalı.
You know, to be in full compliance, but it must have... It must have slipped my mind.
Bir an olsun aklımdan çıkmıyor.
She's on my mind all the time.
Ama aklımdan hiç çıkmıyor.
But it's never out of my mind.
Pacifica çalılarının arkasında şu bez sandalyelerin birinde uyuyordu ve aklımdan tamamen çıkmış.
He was sleeping in one of those canvas chairs back at the Pacifica bushes and I forgot him.
Aklımdan çıkmış.
It slipped my mind.
Beni yarıya deli ettin. Aklım başımdan çıkmış gibiyim.
You've driven me half mad, out of my senses.
Aklımdan tamamıyla çıkmış!
I'd forgotten all about that!
Şu aralar annem aklımdan çıkmıyor. O kadar yaşlandı ki, onu görmek istiyorum.
I've been thinking about my mama and she's getting so old, and I want to see her.
Aramızda bir katil olduğu düşüncesi hiç aklımdan çıkmıyor işte.
I just can't stop thinking there's a murderer among us.
Aklımdan tamamen çıkmış.
She quite slipped my memory.
Bir türlü aklımdan çıkmıyor.
It's obsessing me!
Aklımdan bir an bile çıkmıyor.
I mean, she's on my mind all the time.
Widow Dağı'yla ilgili Sabrina'nın bana söyledikleri aklımdan çıkmıyor.
( Michael ) Something about Widow's Mountain and what Sabrina said keeps coming back to me.
Aklımdan tamamen çıkmış.
Well, it plain slipped my mind.
Hay Allah, altın paralar çıkmış aklımdan!
My god, i forgot the gold coins!
Oğlunun resmi bir türlü aklımdan çıkmıyor.
I couldn't get your son's picture out of my mind.