English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Aslında ben

Aslında ben traduction Anglais

9,171 traduction parallèle
Aslında ben içeride oturmak istiyorum.
I think I'd rather just sit inside.
Aslında ben de Portland Record için kitap eleştirileri yazıyorum. Size ve Gabriel August'a özür borçluyum. Eleştirilerim çok da iyi sayılmazdı.
I actually write book reviews for the Portland record, and I probably owe you and Gabriel August a bit of an apology.
Aslında ben onları atmıştım.
Technically I kicked them out.
Aslında ben de epeydir buna kafa yoruyordum.
I've actually been thinking about that - a lot lately.
Aslında ben özel efekt fişeklerini kastetmiştim ama bunu duymak güzeldi.
I actually meant special-effects squibs, but great to hear.
Hayır aslında ben gayet iyi bir sürücüyüm.
No, I'm actually a really good driver.
- Aslında ben çift taraflı bir ajanım.
is that I'm actually a double agent.
Aslında ben de babamı göreceğim.
I'm actually seeing my dad, too.
Evet, aslında ben de öyleydim.
Yeah, I did... I did, too, actually.
Aslında ben mesajı Üstatların Yüce Üstat'ından aldım. Ki kendisi Rex'in üstadı.
But I actually got a text from the Supreme Overlord Master.
Aslında ben onların tabutunun kanalizasyona düştüğünü duydum.
I actually heard that they dropped the coffin into the sewer.
Aslında ben virüs gibi yayılan klipten bahsediyordum.
Actually, I was, uh, talking about the clip from Louisville that went viral.
Aslında ben eşiyim, ayrıca o da pop yıldızı değil country sanatçısı ve söz yazarı.
Actually, I'm her husband, and, uh, she's not a pop star, she's a country artist and songwriter.
Hayır, aslında ben yapmadım.
No, actually, I... I did not make it happen at all.
Aslında ben...
I could... Well...
Aslında ben de yakın zamanda kamp yolculuğuna çıkmayı düşünüyordum.
I was actually thinking about taking a sort of camping trip soon.
Aslında ben onun arkadaşının... ailesinin telefon numarası için aramıştım.
I was actually just calling to get a phone number for his friend's parents.
Aslında ben...
Actually, you sit...
Aslında ben, biraz gezinsem iyi olacak.
You know, I'd really like to just, maybe like go for a drive.
Aslında ben bir şeyler yapıyorum.
And, actually, i... I have have been.
Aslında ben daha geyce şeyler bekliyordum.
Honestly, I thought it'd be a lot gayer.
Aslında ben biliyordum.
Well... Actually, I did.
Aslında bunu ben ördüm.
I actually... I knit it myself.
Amcam, teyzem. Aslında annem, babam ve ben önceden orada kalıyorduk. Bengalilerin bir ayağı hep Kalküta'dadır.
Uncle... aunt actually my mother, dad and I...
ben, aslında,
I read, actually,
- Aslında şu anda ben iyi değilim.
Well, now I'm not.
Ben aslında aşağılarda solungaçların olduğu yerdeyim.
I am actually down by the gills somewhere.
- Ben aslında...
I'm trying...
- Aslında ben...
Well, actually, I er...
Ben bir yere gidiyorum aslında.
But I'm on my way somewhere.
Aslında, ben yönlendireceğim.
In fact, I will lead.
Aslında Greg, ben Angela'yla konuştum bile.
Actually, Greg, I already spoke to Angela.
- Kesinlikle. - Ben de aktif göreve hayır demem aslında.
Actually, I wouldn't mind doing some field work.
Aslında kızlar Dr. Breeland'ın "içkiden uzak durun" konuşmasından sıkıldığı için ben de açık açık seksle ilgili konuşman için seni çağırdım.
Actually, uh, the girls were tired of the same old "abstinence" only speech from Dr. Breeland, so I brought you here today to give them the straight scoop... on sex.
Aslında zaman zaman ben bile kim olduğumu bilmiyorum.
Shit, I don't know who I am half the time.
Hayır, aslında öyleyim kariyerime öyle başladım ve ben kalabalığı etkisi altına alan biriyim ama bunlar Marnie ve Desi'nin şarkıları.
- No, I actually got my start as a solo artist and I am perfectly capable of commanding such a crowd, but these are Marnie and Desi songs.
Aslında, Sam ve ben orada olabiliriz.
In fact, Sam and I might be right there when it happens.
Ben de bu sonbaharda okula dönüyorum aslında.
I'm actually going back to school myself this fall.
- "Biz" derken aslında "Ben" demek istiyor.
- Says "we" when you mean "me."
Ben, aslında oldukça berbat durumdayım.
Well, you know, I'm pretty terrible, actually.
Ben öyle demek istemedim. Aslında...
I didn't actually...
Ben de bu mahkeme ve tanrımın gücü vasıtasıyla kıyılarımıza yığılan insanlara bir uyarı mesajı vereceğim ve gerçek amerikalılara aslında ne olduğunuzu göstereceğim.
I will use this courtroom and the strength of my God to sound a warning against the people now flooding our shores and let real Americans know exactly what you are.
Aslında hiç bilmeyi istemiyordum, ben sadece senin anlatmanı istiyordum.
In fact, I never really wanted to know, I just- - I just wanted you to tell me.
Aslında o sefilden kurtulmayı planlıyordum ben de.
Actually, it was on my plate this week to get rid of that career dead-ender.
Aslında, ben...
Well, actually, I'm...
Aslında, ben yapamam.
Actually, I can't.
Jimmy ve ben, Nate'e sürpriz bir doğum günü partisi hazırlıyoruz aslında sürpriz değil çünkü bunu her sene yapıyoruz.
Jimmy and I are throwing a surprise party for Nate, which isn't a surprise because we do it every year.
Ben aslında başka bir şey için geldim.
I actually... I... I came about something else.
Aslında her ikisi de, bildiğin üzere. Ben bir doktor ve seks araştırmacısıyım.
As you know, I am a doctor and a sex researcher.
Aslında buradayım ya ben.
i'm actually right here.
Aslında, Ben hala iç...
Actually, I'm still...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]