Atlarım traduction Anglais
1,689 traduction parallèle
Uzun zamandır işin içindeyim. Eğer Modern Rifleman'ı 750,000'e çıkartırsak pantalonumu indirip okyanusa atlarım.
I've been in this business a long time... and if we get "Modern Rifleman" up to 750,000... I'll strip down to my shorts and jump in the ocean.
Atlarımın arasında silahıyla oyun oynayan serseri kim?
- You bunch of eejits. Who's the fucking genius messing with the gun around my horses?
Tıpkı eksiden olduğu gibi yeniden atlarımız olur.
We'll have horses again, just like before.
Sen ve kahrolası haydutların... benim atlarım ve silahlarımla buradan geçebileceğinizi mi sandınız?
You and the other bloody bandidos... think you can just ride off here with my horses and my guns, amigo?
- Atlarımı asla vermem.
- I am not giving over my horses.
İnşaatı yarın bitireceklerse buradan atlarım.
If they complete the structure tomorrow, I'll jump from here
Ve güneş gözlüğü takan atlarım var.
It's dark and our horses are wearing sunglasses.
Beni takip etme, atlarım yoksa.
Don't follow me, or I'll jump.
Eğer ki müşterim... benimle uyuşmayan herhangi biriyse, onu atlarım, başka bir gün yeniden denerim.
If my client... let's say a person did not agree with me, I'll let it pass, and I'll come back another day.
Gitmezsen atlarım!
If you don't leave, I'll jump!
Duyuyor musun? Atlarım!
Hear that, I'll jump!
- Beni anladın mı? Atlarım!
- Did you hear me, I'll jump!
- Ortaya çıkıyor. Atlarımız olacak.
We're gonna have horses.
Ben Peach Caddesi'nden yürüyerek Al'ın dükkânının arkasındaki sokağa giderim. Çitten atlarım.
I'll go by foot on Peach, down the alley behind Al's, over the fence, and they can pick me up a half a mile down by the Shell station.
- Atlarımız da olacağını söyledim mi?
- Did I tell you we're having horses?
"Jules Mimi" BBC America'da yayınlanmadıysa aşağı atlarım.
If there wasn't a Jules Mimi marathon on BBC America this weekend... I'd have jumped out the window.
Lisa, burası, Amerikalı atlarımızı ve ineklerimizi sevdiğimiz yer olan Yeni Batı.
Lisa, this here's the New West where we respect our equine and bovine Americans.
Onun garip yasaları yüzünden atlarımızı elmizden aldılar.
It's his strange new laws that took our horses away.
Atlarımıza kavuşabiliriz!
We can have our horses back!
Ama yine de sana, Tahtakafa'yı Riata'ya yolladığımı söyleyebilirim bazı atlarımı satması için.
I'll tell you though that I've send Woodhead up to Riata to sell some of my horses
Bak, paraşütle atlarım demedim ve yükseklikten çok korkarım,
Look, I never said I could skydive and I'm terrified of heights,
Ve şimdi de hükümet vahşi atlarımızı topluyor, ve ilk kar yağmadan önce, onları da vurmayı tasarlıyorlarmış.
And now the government is rounding up our wild horses, and they plan to shoot them, too, before the first snows.
Bizim kültürümüz, kutsal atlarımızın etrafında döner, Bay Hopkins.
Our culture revolves around our sacred horses, Mr. Hopkins.
gün geldi, diğer atları eğerlemekte kullandığım en iyi atlarımdan bir oldu.
Turned out to be one of the best roping horses I ever had.
- Sanırım iyi gitti. - Atlar mı?
- I guess it went well. - Horses?
Şanslıyım ki, Roma'da Saksonya'daki bütün atları nallayacak kadar Kutsal Çarmıh çivileri vardı.
Luckily for me, Rome had enough nails from the Holy Cross to shoe every horse in Saxony.
Atları severim... Sanırım..
I love horses... I think..
Bak hayatım, atlar beni çok seviyor.
See, honey, horses love me.
Atlar güzeldir ama kediler için çıldırmıyorum
Horses are nice, but I'm not crazy about cats.
Bir yıl boyunca oradaydım, gündüzleri Arap atlarını çöllerde koşturur, geceleri de bölgenin tarihini yazardım.
I'd been living there for almost a year, racing his Arabians across the desert by day and finishing my personal history of the region by night.
O telefonunu sever ama sonunda atları da sever diye umuyorum.
Basically, she loves cellphones. But I'm hoping she'll move into horses eventually.
Şunu aklınızdan çıkarmayın : Kameramanlarımız... sürekli hareket halindeki insanlar, atlar... patlayan bombalar ve barut dumanlarıyla baş etmek zorundaydı.
Please bear in mind that our camera operators... had to constantly deal with movement of men and horses... exploding bombs, clouds of gunpowder.
"Atlara git." dedi. Ben de "Atlar mı, o da ne?" dedim.
So I started writing hundreds of poems and sending them out.
Atları ben süreceğim tamam mı baba?
I'll drive the horses. Dad. OK?
Büyük kardeş, izninle atları kontrole çıkacağım.
I am going to check the horses.
Ama bazen size lazım farklı atların bir sürü binmek demek Sen aradığınızı bulana kadar neşeli-go-round gör.
But sometimes they say you gotta ride a lot of different horses on the merry-go-round before you find what you're looking for.
- Konuşan atlar mı?
- Talking horses?
Atları serbest bırakmaya çalışmıştım.
- I tried to liberate the horses.
Şimdi, onun benim kızım olduğu gerçeği bir yana sana sormak istediğim şey, milyarlar değerindeki bir şirketin takip ve güvenlikten sorumlu yardımcı başkanı olarak........ rutin olarak kim olduklarını bilmediğin kadınlarla hemen yatağa atlar mısın çünkü, eğer atlıyorsan, bu önemli bir güvenlik ihlalidir.
Now, apart from the fact that she's my daughter... this is a question I'm asking you as executive vice president... in charge of surveillance and security for a multibillion-dollar corporation. Do you routinely jump into bed... with women who you do not know the background of... because, if you do, that is a major breach of security.
Paraşütler rasgele verilir. - Paraşüt saranlar da atlar mı?
Chutes are handed out randomly, even when we jump.
Homer Simpson Kraliyet arabasına zarar verdiğinden ve atların yaşamını tehlikeye attığından sana ceza vereceğiz, diyeceğin var mı?
Homer Simpson, you are hereby charged with damaging the Royal Coach and putting several dents in the Royal Horse. How do you plead?
Atlı polislerin atları vardır sanırdım.
I thought mounties were supposed to ride horses.
Oh, ve Atların Bakımı.
Oh, and I've got Herd Your Horses.
Atların Bakımı iyi gibi.
Herd Your Horses sounds great.
Yıldırım düşerse de, önüne atlar kafama yerim.
Yeah. And-and if there's lightning, I'll step in front of you and take it in the head.
Ben de vuruşlar biter bitmez bisikletime atlar eve giderim dedim.
But nobody seemed to notice, so I just thought soon as the inning's over I'm just gonna run off the field, jump on my bike, and ride home.
Atlar hazır, Hanımefendi.
Horses are ready, M'dam
- Atlar nasıl suyun kokusunu alırsa ben de yalanın kokusunu alırım.
I can smell a lie like horses smell water.
Atları tanır mısın?
You know horses?
İyi atlar mı arıyordunuz?
Looking for good horses?
Beni bağışla ve atalarımızın atlarının mülkiyetine benim de ortak olmama izin ver.
Forgive me, and allow me to share in the ownership of our forefathers'horses.