Attic traduction Anglais
1,995 traduction parallèle
Çatı arasına yeni bir tesisat kurarken bu lambaya basıp kaydım ve kafamı hızlı çarptım.
When I was putting new installation in your attic, I slipped on this lamp, and really banged my head.
Unuttunuz mu yoksa, ekip ruhunda birlikte çalışmak vardır Ve bugün öyle birgün olmalı
The crew in the attic may experience some loud noises... that may also be hazardous to their health.
Laboratuvarına gittim. Çatı katıydı.
I went to his lab. it was in an attic.
- Onları çatıya koymuştum.
- Oh, we put those in the attic.
Bağış yapmak için çatıda çocukların bir kaç eşyasını topluyordum, ve istemeden bir oyuncak kamyona bastım ve düştüm.
No, I was getting some of the kids'stuff out of the attic to give to Goodwill, and I accidentally stepped on a TOY TRUCK near the stairs.
Tavandan gökyüzünü görebiliyorsun.
You're in the attic where we could see the sky.
Evet, hatta o tavan arasında da hiç çatı yapma malzemesi yoktu.
Yeah, there were no roofing supplies in the attic, either.
Boş bir evin tavan arasındaki adamı kim görür ki?
Who'd see a guy in the attic of a vacant house?
Dominic rafa kaldırıldı.
Mr. Dominic is in the Attic.
Hâlâ rafa kaldırılmış durumdayım.
I'm in the Attic.
Sonra da Dewitt seni rafa kaldırır.
And then Dewitt will send you to the attic.
Rafa kaldırılınca ne oluyor biliyor musun?
Do you know what happens in the attic?
NSA hakkında alabildiğin bilgiyi al sonra da Topher'a onu silme işlemi için hazırlamasını söyle.
Get what you can out of him about the NSA, and have Topher prep him for the attic.
Bedeni şu an rafa kaldırılmak üzeredir.
I trust his body is on the way to the attic.
Ajanım sırf tost istedi diye onu rafa kaldıracaksanız rapor tutmak istemem.
I don't want to report that my active asked for toast and have her sent to the attic.
Benim sonra tekrardan gelmem lazım çatı katındaki tanka bir bakmam lazım.
I'm going to have to come back later, take a look at the tank in the attic.
Sen olanları Derek'e anlatana kadar, ilişkimiz senin tavan arasında saklanman benim de Mer'in odasından yiyecek aşırmamdan ibaret olacak.
Until you tell Derek, our relationship continues to consist of hiding in the attic and me smuggling snacks past Mer.
Ne yapıyorsunuz? - Tavan arasında biri var sandım.
I thought I heard someone in the attic.
Tavan arasını ortak kullanıyoruz.
We do share a common attic space.
- Tavan arasından ve duvarlardan geliyor.
From the attic. And the walls.
- Tavan arasından gelen sesi araştırıyorduk.
We were investigating a noise in the attic, ma'am.
Zaten tavan arası zemininden çıkık bir cıvatanın işi ne?
What a bolt was doing sticking up through an attic floor in the first place.
Zaten tavan arası zemininde cıvatanın işi ne?
What was a bolt doing sticking up through the attic floor in the first place?
Shea ve Madison'ı Şerif'in tavan arasında bıraktık.
We left shea and madison in the sheriff's attic. They're okay.
Tavan arasında.
In the attic.
Makaleler, polis raporları, korkunç fotoğraflar.
You... you should see what he has in the attic- - articles, police reports... awful photographs.
Çoktan rafa kaldırılmış olurdun.
You'd already be on your way to the Attic by now.
İşlem bitene kadar buradan ayrılma ve işin bittiğinde onu rafa kaldır.
You don't leave this room, until it's done. And when you're finished, send him to the Attic.
Dışarı çıkmanın tek yolu yukarısı.
- The attic.
Casey, Sarah, tavan arasındayız ve biraz yardıma ihtiyacımız var.
Casey and Sarah, we're in the attic. We need some help. Window.
Rafa kaldırıldıktan sonra... Bedenimle yaptıklarından sonra...
After the Attic, after what you did with my body.
Fakat ben burayı Amerika'nın mahzeni olarak düşünmeyi seviyorum.
But... I like to think of it as America's attic.
Yani, Bruno ve Huston bunları çatı arasında ya da babasının arabasında bulmuş olmalılar.
So Bruno and Huston must've found these tucked away in the attic or daddy's old trunk.
Bu yüzden bir daire aramaya başlamayı düşünüyorum.
Probably don't want us hanging out in the attic much longer.
Çok enteresan çiçekler yetiştirirlerdi.
They got some serious flowers up in that attic.
Kurallarda Echo'yu direkt rafa kaldırmak vardı ve bu iş daha da ileri giderse bunu yaparım.
Policy would be to send her straight to the Attic, and if this goes too far, I still will.
Tavan arasında buldum da.
Yeah, I found it in the attic.
Çatı katımda.. döşemenin altınnda.
It's in my attic under some floorboards.
Hemen tavan arasına çıkıyor.
He's going in the attic.
Çatı katında, pencereler, bitkiler, tüm o güzellikler..
An attic, windows, planters, all the amenities.
Duvarında Dünya dışı bir süper bilgisayar vardır, tavan arasında genetik yollardan yapılmış dahi bir çocuk vardır, yolun karşısında yaşayan araştırmacı bir kız öğrenci vardır ve tüm evrenin macerası bu kapının eşiğinin ardındadır.
There's an extra-terrestrial supercomputer in the wall, a genetically engineered boy genius in the attic, a schoolgirl investigator across the road and a whole universe of adventure, right here on the doorstep.
Küf aramaya içeri geçeceğiz. Ben çatı katını, sen de bodrum katını alacaksın.
We're going into look for mold.I'll take the attic, you take the basement.
İyi, sen çatı katını al. Yapış yapış olmamaya çalış.
Fine, you take the attic.Try not to get slimed.
Tanrım, ne diye çatı katını seçtiysem?
God, why would ichoose the attic?
Sakin ol. Çatı katında çok vakit geçirdin mi?
Just relax.Have you spent timein that attic?
Oraya çıkmaya çalıştım ama çatı kapısı arkadan kitlenmiş.
I tried to get up there, but the attic doorlocked behind her.
Duvarında Dünya dışı bir süper bilgisayar, tavan arasında genetik yollardan yapılmış dahi bir çocuk, yolun karşısında yaşayan araştırmacı bir kız öğrenci vardır ve tüm evrenin macerası bu kapının eşiğinin ardındadır.
There's an extra-terrestrial super computer in the wall, a genetically engineered boy genius in the attic, a schoolgirl investigator across the road, and a whole universe of adventure right here on the doorstep.
Tek bir giriş vardı
The only place we can't get in is the attic.
Tavan arasını hiç kullanmıyorlar.
They have an attic up there they never use.
Bu yüzden orayı hiç kullanmadılar.
They call "The Cock Ness Monster", that lives in the attic that they never use.
Tavan arasındaki oyuncakları bulmuşsun bakıyorum.
I see you found the toys in the attic.