Atış traduction Anglais
243,074 traduction parallèle
Çünkü atış yapmıyoruz. Çünkü pencereyi yine de açamazsın.
Cos you can't open the window anyway.
- Hayır, atışı sıkmamız gerekiyor.
- No, we need to tighten the shot.
Eğer olabiliyorsan Yarım metre içinde, Yüksek atış yapacaksın
If you can be within half a metre, you're gonna score high.
Şanstaki atışım.
My shot at glory.
Doğu Indiana Üniversitesi ikinci sınıf öğrencisiyim. Hastane ve Otel İşletmeciliği okuyorum, yan dal olarak da tiyatrodayım.
I am a sophomore at East Indiana State majoring in hospitality and hotel management with a minor in theater.
O zaman orada bir kozmik güç olduğuna dair bana inanmıyorsan...
Then, if you don't believe there's some cosmic force at play...
Kitap okuduğumuz tek çocuğumuz beş yaşındayken imzasını X olarak atınca daha çok endişelenmeliydik.
Well, we should've been more concerned that our 5-year-old could only sign his name with an X... and he's the one we read to.
Neye sırıtıyorsun sen?
What the hell are you smirking at?
Uçak 16 : 00'da kalkacak.
Kenny's already at the airport. The flight leaves at 4 : 00.
Ama şunu bil ki marketten dört paket Reese Fıstık Ezmesi alamazsın.
But here's the thing... you can't get the Reese's Peanut Butter four pack at the grocery store.
- Uçak 16 : 00'daymış.
Plane leaves at 4 : 00.
Bu günlerde insanlar birbirlerinin boğazına sarılıyor, kötü davranıyor.
These days, people are at each other's throats, mean to each other all the time.
Erkek arkadaşım Simon için.
It's just Simon, my boyfriend, he studies at King's College and he's properly clever.
Greggs'de çalışıyorum.
I... I work at Greggs.
Erkek arkadaşın Kral Üniversitesi'nde mimarlık okuyor, değil mi?
So... Your boyfriend is reading architecture at King's, is that correct?
Eğer gerçek ismi Simon'sa, o burada bir öğrenci bile değil.
So, Simon, if that's his real name, isn't a student at all.
Üç, yukarıdan aşağıya bakalım, olur mu?
Let's... Let's have a bash at three-down, shall we?
5-aşağıyaya bir bakalım.
Let's have a crack at five-down.
Her şeyi bilmiş adamın- - dokuz numarasına- - gizemli bir misafir geldi ve çok geçmeden- - nefessiz kaldı.
The know-it-all received a mystery guest at number neun and before long, there's an asphyxiation.
Sırf intikam almak için tek kızını feda mı ettin?
You sacrificed your only daughter just to get at me?
" Evet, bir araba satın alacağım, Güç azaldıklarında, 8mph'de sürülmelidir, Klima kapalı ve ışıklar kapalıyken,
" Yes, I'm gonna buy a car, which, when it's running low on power, has to be driven at 8mph, with the air conditioning off, and the lights off, and the heater off, and the radio off.
Muhteşem bir ön diferansiyel var, Böylece arabayı herhangi bir köşeye fırlatabilirsin Senin fantezini çeken herhangi bir hızda,
It's got an astonishing front differential, so you can hurl the car into any corner at any speed that takes your fancy, knowing you're gonna come out on the other side OK.
12 dakika içinde 500 mph'de 100 mil gidiyor.
It's going 100 miles at 500mph in 12 minutes.
Ben de bir gün arayacağım, tabii ki Ama burada onun Nissan yarışmak isteyen bir adam var.
I was gonna call it a day at that, obviously, but there's a bloke here wants to race his Nissan.
Maalesef benim için oldukça iyi.
And unfortunately for me, he's rather good at it.
Deran'ın barındaki kevaşeyi kesiyordu da.
I mean, he was checking out this skank at Deran's bar.
Craig nerede?
Where's Craig at?
Miras, Kang Seo Hee'nin oğluna kalırsa tüm parayı yabancılar yemiş olacak.
At that rate, if Kang Seo Hee's son receives all the inheritance, only the strangers are benefiting from his household.
Ama marketten de ancak bu kadarını alabilirsiniz.
But it's not bad for buying it at the market.
Heo Joon Jae, bana kızgın mısın şu an?
Heo Joon Jae, are you mad at me now?
Benim evimde bundan gırla var.
There's a lot of things like this at my house.
Burada kayıp düşersen en iyi ihtimalle beyin sarsıntısı geçirirsin!
Hey, if you slip and fall, at the very least you'd get a concussion.
Hayatını riske atıp denize atlamış.
He risks his life and jumps in the ocean.
Ama TV'de tonlarca varmış.
When I look at the TV there's so many.
- Küt küt atıyor.
It's beating well.
Uçuyor kız. Hiç yabancılık hissetmiyor.
She's moving through space fluidly.She's completely at home here.
Ama baksana, yağmurda korunmak için şemsiye gibi kafalarına koymuşlar.
But look at them. They're carrying the bag overhead likean umbrella because it's raining ; that's a knockoff.
Morina balığı çorbası da var. Sonra pilavla birlikte yersin.
Yes, there's codfish soup here so at least have some codfish soup with rice later.
B kapısında bir vur-kaç olayı var.
I got a hit and run over here at gate b.
Bir bakalım şuna.
Let's take a look at it.
Polisler orada çalışıyor diye ona sorular sorduğunda noktaları birleştirip bizi aramaya başlamayacaklarını nereden biliyorsun?
That's just great, man. That's great. So when the cops start asking her questions, you know,'cause she works there, you don't think they're gonna connect the dots and start lookin'at us for this?
Pechanga'da 20'sini hâlledecek.
He's gonna do 20 at pechanga.
Ben de aynısını Pala'da yapacağım.
I'm gonna do the same at pala.
- Evet, Baz'da.
She's at baz's.
Cesedi içine atıp karıştırmış, bana ertesi gün anlattı.
He tossed it in with the body and told me about it the next day.
Duvarı onarmak en az 10 bin tutacak artı çocuğa ve kız arkadaşına yaptığın saçmalıklar var.
It's gonna cost at least 10 to fix the wall, plus the bullshit with the kid and the girlfriend.
Kilisede çok sabıkalı var.
There's a lot of ex-cons at the church.
Şili'de vardiyan mı var?
You got a shift at Chili's?
Ally annenin büyük bir arkadaşının seni onun evinde ziyarete geldiğini söyledi, doğru mu?
So Ally said a grown-up friend of your Mommy's visited you at her house? Is that right?
O kadar da garip değil.
That's not weird at all.
Evet, bu yüzden onlara... onlar suda iki saat geçirdikten sonra saldıracağız.
- Yeah, that's why we hit it when they've been out on the water for at least two hours or so.