Ayağa kalkın traduction Anglais
1,561 traduction parallèle
Ayağa kalkın. Size ayağa kalkın dedim.
Get up. I said get up now.
"Bayanlar baylar, lütfen onur konuğumuz için ayağa kalkın."
Ladies and gentlemen, please rise for the guest of honor.
Lütfen ayağa kalkın.
Please stand.
Lütfen hepiniz ayağa kalkın.
Everyone, please stand up.
Ayağa kalkın, derhal!
Up. Now!
B'ler, ayağa kalkın.
"B's" on your feet.
Ayağa kalkın.
( Harry ) Stand up.
Evet, Bay Hughes ayağa kalkın ve yemin edin.
Mr. Hughes, will you stand and be sworn?
- Lütfen ayağa kalkın.
Defendant, please rise.
Ayağa kalkın ve eski hayatınızın son simgelerini yok edin!
Stand up and shed the last symbols of your old life.
Ayağa kalkın!
Stand up!
Ayağa kalkın, şimdi!
Stand up, now!
Ayağa kalkın, uyuşturucu müptelaları!
Get up, you stoner dogs!
Ayağa kalkın.
Get up.
Pekala, bayanlar, ayağa kalkın.
All right, ladies, on your feet.
Lütfen ayağa kalkın!
Please rise!
Ayağa kalkın Bayan Drake.
Stand up, Mrs. Drake.
Ayağa kalkın!
Get up!
Ayağa kalkın.
Quick on your feet.
- Bay Litch, lütfen ayağa kalkın.
Mr Litch, please rise.
Ayağa kalkın.
On your feet.
Ayağa kalkın Doktor.
Stand up, Doctor.
Silahlarınızı yere bırakın ve yavaşça ayağa kalkın.
Leave your weapons on the ground and stand up slowly.
lütfen ayağa kalkın.
Please stand.
Lütfen bağlılık yemini için ayağa kalkın.
PLEASE RISE FOR THE PLEDGE OF ALLEGIANCE.
- Ayağa kalkın.
- Get on up!
Şövalye ve İbelin Baronu, ayağa kalkın!
Arise a knight and baron of Ibelin.
Ayağa kalk. - Antrenörü çağırın. - Haydi oğlum.
[Muttering]
Bir odadaki sandalye üstünde bir kadın. Hiçbir şey yapmıyor. Ayağa kalkıyor.
"Repetez plusieurs fois." A woman on a chair in a room.
Kalk ayağa. " Demek dükkanımızı kapattırırsın, ha?
Get up
"Ayağa kalk yapma demek istediğim yapmamalısın..." Silver Lake'teki Descanso Yolu ile Vendome Sokağı... arasındaki dar yola...
00, 00 : 08 : 48 : 00, A narrow public stairway 00, 00 : 08 : 49 : 13, between Vendome Street
Güne biraz erken başladım, O andan itibaren yapmak zorunda olduğum şey, ayağa kalkıp yolu incelemek Ve tekrar oturarak ayaklarımın üzerinde sürünmeye başlamaktı
I started quite early, and every now and then I had to stand up on one leg to try see the way, and then sit down again, and shuffle on.
Sadece yaşamanın, bütün saçmalıklar içerisinde ayağa kalkıp tüm bir günü yaşayabilmenin ebedi ödülü kazanmak için yeterli olduğunu anlıyorlarmış.
Just having lived, just having gone through the sheer shit of getting up and going through a whole day was enough to earn eternal reward.
Kalkın ayağa.
Get your ass up!
Ayağa kalk ve ellerini başının üstüne koy.
Stand up and put your hands on your head.
Sen ve çocuk ayağa kalkıp ellerinizi kaldırın, yoksa onu öldürürüm.
You and the kid get up, put your hands over your head, or I kill the old man.
Dünyada onların ayağa kalkıp yürümelerini sağlayacak ne olmuş olabilir?
What on earth could have happened to make an ape stand upright and walk on two legs?
Kalk ayağa Allah'ın cezası! Kalk ayağa!
Get up and get moving!
Ayağa kalkın.
Stand up.
Ayağa kalkın.
Get up, my friend.
Ayağa kalkıp, bir erkek olmanın vakti geldi!
It is time for you to step up and be a man!
Ayağa kalk, onu nereden tanıdığını sor.
Get up, ask where you know her from.
Şimdi yapılacak şey, bugün sona ermeden ayağa kalkıp, basının önüne çıkmak.
The thing to do now is to get me on my feet... and in front of the press before the end of the day.
ve siz de açılıp, bunu beyan etmediniz. "Kızkardeşim, kızkardeşim, ayağa kalk" adlı kitabınızda "bir siyah, sosyalist, feminist, lezbiyen kadın olarak beyaz, erkek egemen, kapitalist toplumla mücadele edeceğim" cümlesini okuyunca lezbiyen kelimesinin "sonda" olduğunu farkettim.
Hey, hey, hey, whoa, whoa, whoa.
Jimmy'nin cenaze günü mihrapta ayağa kalkıp Tanrı'nın bazı yaptığı şeyleri neden yaptığını bilemeyiz demiştin.
The day of Jimmy's funeral... You stood up on that altar and you said sometimes... we don't know why God does the things that he does.
Ayağa kalkın, çocuklar.
Stand up, guys.
Pekala, Fez, ayağa kalk ki kıçını tekmeleyebileyim.
All right, Fez, stand up so I can kick your ass.
Ayağa kalk ve silahını çıkar.
Stand up and take out your gun.
Şunu bırak, ayağa kalk ve bana nasıl yapıldığını göster.
Put this down, get right up, show me how it's done.
Hepiniz kalkın ayağa.
Get up all of you.
Kalkın ayağa.
Get up.