Ayağa kalktı traduction Anglais
771 traduction parallèle
Ayağa kalktığımda farklı gözlerle bakıyordum.
I rose and saw with different eyes.
Yıkıldık ama tekrar ayağa kalktık.
We got knocked down, but we got right back up.
Sonra ayağa kalktı ve " Tamam, bir içkiye ne dersin?
But he gets up and says'okay, okay, how about a drink? '
Gün geldi, dört ayaklılar, ayağa kalktı.
There came a time when a four-legged thing walked upright.
Yemeğini çabucak bitirdi, ayağa kalktı ve bana doğru geldi.
Quickly she finished her meal, rose and... came toward me.
Adam ayağa kalktı ve mızrağını uzattı Kızılderili de onun üzerine geldi.
Adam stood up and braced his spear, and the Indian came down.
Ayağa kalktı, masanın etrafını dolaştı ve önümde durdu.
He rose and came around the table and stood in front of me.
- Demek ayağa kalktınız.
We shall generously permit you to run back to England... no doubt to find yourselves safe jobs. - So, you are standing up.
Gözleri üzerimde, ayağa kalktı.
She stood staring at me.
- Benim için mi ayağa kalktılar?
You? Oh, Mr. Kane.
Ayağa kalktı!
He's up on his feet!
Ayağa kalktı ve yürüdü.
Stood and walked.
Küçük kız ayağa kalktı ve yürüdü, gerçekten ayağa kalktı ve yürüdü.
The little Marsh girl stood and walked, really stood and walked.
Kasları çok zayıf, ama ayağa kalktı ve bir iki adım attı.
The muscles were too weak, but she did stand and she took a step or two.
Geri dönecektim ama ayağa kalktı ve başka bir sokağa kaçtı.
I was going to back the car, but before I could, he was up and away down the street.
Tekrar ayağa kalktığımda bütün para gitmişti.
When I got on my feet again, the money was all gone.
Tekrar ayağa kalktığında sen ve ben dost olmalıyız, Dixon.
You and me oughta get friendly when you're on your feet again, Dixon.
Bu hislerle ayağa kalktım. Kesin olan, birinin beni çağırdığını duymamdı.
I stood up with the feeling, the certainty, that I had heard someone calling me.
Kız sana gelmek için ayağa kalktığında tahminen orada mı sendeledi?
When the girl rose in the boat to come towards you, did she stumble about there?
Sanırım o da, kendi başına etrafı gözetleyen kişiyi bekliyordu çünkü aniden ayağa kalktı ve kaçmaya başladı.
I guess he must have been there hunting for the prowler himself, because he stood up suddenly and started to run.
Onun beşikten ayağa kalktığından beri sirkten başka düşündüğü bir şey yoktur.
He hasn't thought anything but circus since he fell out of the cradle.
Hazreti İsa bugün ayağa kalktı "
Jesus Christ is risen today. "
# Hazreti İsa bugün ayağa kalktı.
Jesus Christ is risen today
Ama tekrar ayağa kalktığında, bekliyor olacağım.
But when you get back on your feet, I'll be waiting.
Sanırım insanoğlu ayağa kalktığından beri ilk defa Verne uzay ve hızla ilgileniyordu.
I suppose that since man began to walk upright, he has been interested in space and speed,
Ayağa kalktı.
He's up.
Daha yeni ayağa kalktın.
You're almost out on your feet right now.
Hepimiz ayağa kalktık ve fincanları sağ tarafımıza bıraktık.
and each and every one of us stooped down and placed the cup next to his right foot.
Bu yüzden ben ayağa kalktım ve evlilik teklif ettim.
So I just up and proposed that we get married.
Kölelerin başlarını topraktan kaldırdıklarını görmek... diz çöktükleri yerden ayağa kalktıklarını görmek... dudaklarında bir şarkıyla... dimdik ayakta... haykırarak... dağlarda koştuklarını duymak... ovalarda şarkılar söylediklerini duymak.
To have seen slaves lift their heads from the dust... to see them rise from their knees... stand tall... with a song on their lips... to hear them... storm through the mountains shouting... to hear them sing along the plains.
Ayağa kalktığımı hatırlamıyorum.
WHEN HE KNOCKED ME DOWN, JOE.
- Ayağa kalktım.
- I stand up.
Sabaha bunu konuşacağız. Kendine gelip ayağa kalktığında.
We'll talk it out in the morning, when you're on your feet and in your right mind.
.. beni yargıç sanıp ayağa kalktılar.
Everybody stood up. They must've taken me for a judge.
Yanında mübaşir olduğu için ayağa kalktık.
It was that guard you were with. He's the one we all stood up for.
Unamuno yavaşça ayağa kalktı ve şöyle söyledi :
"Long Live Death!" Unamuno rises slowly and says :
Ayağa kalktım ve dans ettim.
I got up and I danced.
Neden ayağa kalktın?
Why do you rise?
Hakim yavaşça ayağa kalktı ve "Sayın meslektaşım, lütfen, sorgulamanın devamı hususunda oldukça nazik davranın." dedi.
Slowly he lifted his weight off the chair, said, "Dear Colleague, be so kind as to continue the interrogation."
Tam kadehine şarap doldurmaya başlamıştı ki bıyıklı bir adam ayağa kalktı ve bağırarak :
Just as he began to pour some wine... a man with a mustache stood up. He called out loudly :
Eğer kendini toparlayıp da ayağa kalktıysa, Şu anda kendini çok iyi hissediyor olabilir.
When he gets to his feet the way he did, he certainly might be feeling pretty good by now.
Ayağa kalktığını görmek ne güzel.
- Nice to see you up and around.
Ayağa kalktım, içeri girdim, ve yaramı yıkadım.
I stood up, walked inside, and washed my wound.
Bir kere onun için ayağa kalktın.
You stood up for it once.
Ayağa kalktı, dikkat kesildi ve hiçbir şey söylemedi.
He got up, stood to attention, and said nothing.
Yine ismini vermeyeceğim bir komisyon üyesi ayağa kalktı ve boğuk bir sesle firar etmekten altı yıla mahkûm edildiğini duyurdu.
When the commissioner, whose name I won't give either, stood up and announced in a choked voice that he was sentenced to six years for desertion,
Ortalık ayağa kalktı.
They began to raise all kinds of hell.
Sayın Yargıç içeri girmeden önce Bobby X ayağa kalktı ve bu odadaki siyahlarla konuştu.
Before Your Honor came in... Bobby X stood up... and spoke to the blacks in this room.
Onu gösteren işaretinizle mi, yoksa benim sorumla mı ayağa kalktı?
Did she rise as a reflex to you having indicated her, or in answer to my question?
Ayağa kalktığında hemen hemen şu boydalardı.
Only stood about that high.
Akabinde ortalık ayağa kalktı. İnsanlar kaçmaya çalışıyordu.
I must say that it had a great frightening in Moscow.