English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Aynı şekilde

Aynı şekilde traduction Anglais

5,939 traduction parallèle
- Ağzının etrafında da, aynı şekilde...
- That's just crazed varnish. - Similarly here around her mouth. - Yeah.
İşte oldu, aynı şekilde.
There you go, same again.
Aynı şekilde, bu kısımdaki astar boya astar boyaya eklenmiş beyaz ve burada oluşturulan gölge...
Again, this kind of ground colour here - and then mixed with a bit of white and applied shadow...
Aynı şekilde, yaşlı kadının çenesine bakın. Sanki kübist bir tarzda, öne doğru çıkmış gibi.
Similarly, this area of the old woman's chin - it sort of comes forward now in a sort of Cubist way.
Cranfield öldüğünde, dört çocuğunun her biri birer milyar alacak. Eşi de aynı şekilde.
When Cranfield dies each of his kids, four of them, gets the building, so does his wife.
Bende yok, yazmadım... Aynı şekilde hissediyorum.
I don't have- - I don't...
Aynı şekilde hissediyorum.
I feel the same.
"İnsanlar size nasıl davransın istiyorsanız, siz de onlara aynı şekilde davranın."
'And as ye would that men should do to you, do ye also to them likewise.'
Aynı şekilde kız kardeşinde de boğuşma izi yoktu.
There was no sign of a struggle at his sister's either.
Kardeşlerim de aynı şekilde.
~ He died. My brothers, too.
Ayrıca, aynı şekilde, oksijende alırlar.
It also gets most of its oxygen in the same way.
Sonra da Claudie aynı şekilde öldü.
Then Claudie. It was just the same.
Elijah da aynı şekilde.
Elijah seeks it out.
Aynı şekilde hissetmemen senin suçun değil ama keşke hissetseydin.
It's not your fault you don't feel the same way, even though I-I wish you did.
Belki aynı şekilde Kai'yi de bulabilirsin.
Maybe you can find Kai the same way.
Sen de aynı şekilde.
And what were you thinking?
Aynı şekilde.
- Likewise.
- Bir daha asla bana aynı şekilde bakmaz.
He'd never look at me in the same way again.
Aynı şekilde, komutan.
Likewise, Commander.
Kubbe'nin olabilirliği ile aynı şekilde.
Same way the dome's possible.
Aynı şekilde insanları sıçrayanlara çeviriyorlar. Evet.
That's how they're turning humans into skitters.
Bende aynı şekilde.
That's my wish as well.
Güneş de aynı şekilde işler ancak daha büyük ölçeklerde.
The sun works the same way on a much larger scale.
Sadece insanlar gerek neşeyi hisseder ama aynı şekilde derin acıyı da.
You know, only humans can feel real joy, but... also such profound pain.
Aynı şekilde onu geri getireceğim.
I bring him back the same way.
Sırtımda aynı şekilde bir dövme de var.
I have a tattoo on my back, it's the same thing.
Avi de aynı şekilde.
I want to keep working, same as Avi.
Hepimizle aynı şekilde geldin ancak hepimiz unuttuk.
The same way we all did, but we've all forgotten.
Aynı şekilde dostu Pinky'nin de hayatı oldukça sıkıcıydı.
Similarly, his friend Pinky.. ... is dealing with an utterly boring life.
Sürekli aklıma geliyor. Seni sevdiğimi söylediğim de aynı şekilde.
I think of it often, and how I told you that night that I loved you.
Bludhaven'de iki cinayet, aynı şekilde işlenmiş.
Two murders in bludhaven, same mo.
Tanrı ona beklediğini söylüyor, aynı şekilde ben de bekliyorum.
Tell him God will be waiting and so will I.
Sharon, aslına bakarsan, o insanların hiç birini tekrar görmeyeceğimi bilmek içimi rahatlatıyor. Eminim ki, onlar da benim için aynı şekilde hissediyor.
Sharon, honestly, it is a relief to know that I will never see any of those people again, and I am sure they feel the same way about me.
Scott Ward'u da aynı şekilde öldürecektim ama ıskaladım.
Same way I tried to kill Scott Ward, but I missed.
Bu insanlar da muhtemelen aynı şekilde hissediyorlardır.
These people are probably feeling the same way.
Sen harika bir evlat, kardeş, arkadaşsın ve çok yakında aynı şekilde bir hava bükücü olacaksın.
YOU'RE AN INCREDIBLE DAUGHTER, SISTER, FRIEND, AND SOON-TO-BE AIRBENDING MASTER.
Seni de aynı şekilde gömmek zorunda bırakma beni.
Don't leave me to bury you similar.
İki kız aynı şekilde ama farklı kişiler tarafından öldürüldü.
Two girls killed the same way by two different people.
Erkek arkadaşı ona bu davadan bahsedecek ve sonra da onu aynı şekilde mi öldürecek?
Her boyfriend's gonna get her wrapped up in this trial And he's gonna kill her the same way?
... Plymouth davasındaki kurbanla aynı şekilde öldürülen Danni, ayrıca Plymouth... davasının avukatıyla birlikteymiş.
... Danni, who was killed in the same way As the plymouth county victim, Also happens to be the girlfriend of the guy
Seni aynı şekilde görmeyen bir insandan hoşlanmak nasıldır bilirim.
- The kind I have to keep. - I just have a little experience... with liking someone who doesn't see you the same way.
Ama aynı şekilde yanıt vereceklerine de ant içerler.
And yet they tend to keep their promises tit for tat.
Durumu değişmeyip değiştiğini sananlar da aynı şekilde. Gerçek ilaç olmadığını öğrendiklerinde belki hayal kırıklığına uğramışlardır ama bu bir kayıp değil.
They might have been disappointed they didn't get the real drug, but that's not loss.
Aynı Ted'in arabasını araştırdıkları gibi ilk başta, hızlı bir şekilde neden yapıldığını anlamak için dokundular.
Rather like investigating Ted's car, at first, a quick feel to figure out what it's made of.
Sen de aynı şekilde hissediyor musun?
Do you feel the same?
Suyin ve kızı Lin'i çok sıcak bir şekilde karşılamışlar fakat Lin'den aynı sıcaklığı görememişlerdir.
Suyin and her daughter welcomed Lin with open arms, but she wanted nothing to do with them.
Baştan çıkarıcı bir şekilde, aynı böyle.
Seductively, like this.
Aynı şekilde düşünüyorum.
I feel the exact same way.
Onun kafasındaki her düşünceyi duyuyormuş. Sanki bir şekilde onunla aynı dalga boyunu bulmuş.
She was hearing every thought in his head, like they'd somehow found the same wavelength.
Evet, olaylar bizim istediğimiz şekilde gelişse çok güzel olurdu ama net sonuç aynı.
You won't look like a fool. Yes, it-it would have been nice if things had happened the way we wanted, but the net-net is the same.
Ve artık mısır üreticileri umutsuz bir şekilde bu maddelerin şeker olduğunu, farklı birşey olmadıklarını söylemeye çalışıyorlar ve şeker endüstrisi de şöyle diyor " Hayır, aynısı değilsin.
And now the corn refiners are desperately trying to say that they are sugar, they're no different, and the sugar industry's going, " No, you're not.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]