Az kalsın unutuyordum traduction Anglais
319 traduction parallèle
Az kalsın unutuyordum, anne.
I almost forgot, Mother.
Az kalsın unutuyordum. Şu cinayet olayı.
About your murder - I almost forgot.
Az kalsın unutuyordum.
Oh, I almost forgot.
Az kalsın unutuyordum. Çok tuhaftı gerçekten...
I almost forgot... strangest thing...
Az kalsın unutuyordum.
Oh, I forgot.
Dışarı! Randevum vardı. Az kalsın unutuyordum.
I LOVE TO SAY "I LOVE YOU."
Az kalsın unutuyordum, size Royal Plaza'da süit ayırttım.
Oh, I almost forgot. I got you a suite at the Royal Plaza.
Az kalsın unutuyordum.
I nearly forgot.
Affedersin, az kalsın unutuyordum.
But excuse me, I'm forgetting
Oh, az kalsın unutuyordum.
Oh, I almost forgot.
Az kalsın unutuyordum. Şu Vickers sabotajı gerçekleşmezse...
In case we don't through with this Vickers sabotage,
Az kalsın unutuyordum.
I almost forgot.
Az kalsın unutuyordum, efendim.
I almost forgot, sir.
Az kalsın unutuyordum.
I'd nearly forgotten.
Az kalsın unutuyordum...
I almost forgot...
Az kalsın unutuyordum.
Which reminds me :
Evet, az kalsın unutuyordum.
Yes, I knew there was something.
Az kalsın unutuyordum!
I almost forgot!
Az kalsın unutuyordum!
Speaking of which!
Bay Sisko az kalsın unutuyordum.
Mr Sisko... I almost forgot.
Az kalsın unutuyordum, dosyamı unutmuşum.
I-I forgot my- - I dropped my manila envelope. I didn't realize it.
Oh, az kalsın unutuyordum... Q olmadan, Borglar, Federasyon'u asimile edeceklerdi.
Oh, and lest I forget... without Q, the Borg would have assimilated the Federation.
Az kalsın unutuyordum, hepinize bir şeyler aldım.
Ooh, I almost forgot! I brought you all a little something.
- Az kalsın unutuyordum eski bir arkadaşınla tanıştım.
- I forgot to tell you I ran into an old friend of yours.
Az kalsın unutuyordum, yemek bile yapabiliyor.
I almost forgot, she can even cook.
Az kalsın unutuyordum.
Yeah, I almost forgot. They got that pussy.
Konuşmaya daldık az kalsın unutuyordum.
It's awful having such a bad memory. Talking of which I forgot this
Ah, az kalsın unutuyordum...
Oh, I almost forgot...
Az kalsın unutuyordum. Mutlu Rüyalar çayından aradılar.
I got a call from the Happy Dreams Tea people.
Az kalsın unutuyordum.
Uh, huh-That reminds me.
Oh, az kalsın unutuyordum!
I almost forgot!
Az kalsın sevgili dostumuza çay ikram etmeyi unutuyordum.
Oh, I forgot our charming friend hasn't had his tea yet.
Az kalsın şapkamı unutuyordum.
I almost forgot my hat.
Az kalsın ne için geldiğimi unutuyordum.
Say, I almost forgot what I came in here for.
Az kalsın unutuyordum.
THANKS.
Aman Allah'ım, az kalsın Charlie'yi odadan çıkarmayı unutuyordum.
Good heavens. I forgot. I'll have to move Charlie out of your room.
Az kalsın sana söylemeyi unutuyordum.
Oh, something else I forgot to tell you.
Fakat bu öğlen, çok fazla konuştun az kalsın sana ortak arkadaşlarımızı sormayı unutuyordum.
But this afternoon, you told me so much I almost forgot to ask about our mutual friends.
Biliyor musun, az kalsın söylemeyi unutuyordum.
You know, I almost forgot to tell you.
Az kalsın unutuyordum.
Ah, I almost forgot...
Az kalsın para cezasını unutuyordum!
I was forgetting about the fine!
- Az kalsın bugünün tarihini unutuyordum.
Oh, I almost forgot what day it is.
Az kalsın en önemli bölümü unutuyordum [Vaklıyor]
I almost forgot the most important part. [Quacks]
Az kalsın, en önemli şeyi unutuyordum.
I almost forgot the main thing.
Buraya neden geldiğimi unutuyordum az kalsın.
I forgot that's why I came.
Unutuyordum az kalsın, bira için ne kadar borcum var?
Hey, I Almost Forgot. How Much Do I Owe You For The Beer?
Az kalsın noel hediyenizi unutuyordum.
I ALMOST FORGOT YOUR CHRISTMAS PRESENT.
Ha bu arada, az kalsın unutuyordum.
Excuse me, ma'am.
Sizin kim olduğunuzu ve ne düşündüğünüzü unutuyordum az kalsın.
I was forgetting how you are, how you think.
Az kalsın partiyi unutuyordum.
I almost forgot the party.
Az kalsın vermeyi unutuyordum.
Nearly forgot to give it to you.