Aç dedim traduction Anglais
770 traduction parallèle
Aç! Aç dedim, domuz!
Open up, you swab!
Bu yüzden İsa heykelinin örtüsünü yavaşça aç dedim.
That's why I told you to slowly uncover the crucifix.
Aç dedim!
Open up!
Aç dedim!
I said open it!
Kağıtları aç dedim.
On the table, I said.
- Aç dedim.
- All.
Sana ağzını aç dedim!
I said open your mouth!
Aç dedim!
I said open that door!
- Aç dedim.
Open up.
Kapıyı aç dedim sana Alice!
I said, open this goddamn door, Alice!
Aç dedim!
Open this up!
Yeter artık! Aç dedim!
Open up!
Aç dedim!
Open up, I said!
Aç dedim şu lanet kapıyı!
Can't you open the goddamn door?
Bir hafta kadar sonra, ona açıkça söyledim. "Bak canım, bu şekilde devam edemez." dedim.
After about a week, i said to her straight out, now look here, my dear, this can't go on.
- Açın kapıyı dedim!
- Open this door!
- Aç değilim dedim.
- I said I'm not hungry.
"Bu gayet açık, değil mi?" dedim.
I said, "That's the most obvious explanation, isn't it?"
Aç şunu dedim sana!
Open up, I tell ya!
Aç şu kapıyı dedim!
- I said, open this door.
Dinle beni, dedim ki eğer bana acıdığın için beni aldattıysan ve ben de bunu öğrendiysem...
Listen to me, I only said... that if you deceived me out of pity... and I caught on...
Kesin, evlenmek üzere olduklarını açıklayacak dedim içimden.
I thought for sure he was going to announce their engagement.
Barikatı açın dedim.
Break ranks, I say!
- Aç olmalısın, dedim.
- I said you must be hungry.
- Aç ağzını, dedim sana.
- Open your mouth, I tell you.
- Ona açık bir şekilde hayır dedim, ama...
- I clearly told him no, but...
Kapıyı açın dedim, sağır mısınız?
I said open, can't you hear?
"Aç ağzını" dedim, gitarcı.
I said open your mouth, guitar man.
- Dedim sana, aç değilim.
- I told you I wasn't hungry.
Dedim ki, aç şunu.
I said, "Open it."
Açın, dedim.
I said, open up.
İşlerinde yardımcı olabileceksem kapımız her zaman açıktır dedim.
I told you if I could help you with your work, the door's never locked.
- Onu açın, dedim.
I said open it!
Kapıyı açın, açın dedim!
Open up in there, open up.
Kız açık olduğunuzu söyledi. Ben de bu paketi bırakırım dedim.
One of the girls said I could leave this package.
- Babafingo yelkenleri açın dedim.
- I wanted the gallants set.
Açıklayayım dedim ama burası konuşmaya uygun değil.
I thought I'd lay it on you, but this ain't the place to talk.
Açıkla dedim!
I said explain!
Açın dedim! Ne demek oluyor bu?
What's happening?
Pencereyi aç, dedim.
Open the window.
Açın dedim.
Open up in there.
Dedim ki sırıtarak, "Ernie, yakında tepen açılacak".
I said with a grin, "Ernie, your hair is gettin'thin,"
Size açılın dedim.
I told you to move.
Kahretsin, Kapıları açın dedim, Albay!
Damn it, I said open those gates! Colonel!
Kapıyı aç, dedim.
I said, open the gate.
Aç dedim!
- Open the door.
İşten açılmışken, bir iki pürüzlü noktayı halledeyim dedim.
Talking about work, there's a couple of loose ends I'd like to tie up.
Kapıyı aç, dedim!
Open it, I said!
"Acımasız" dedim.
I said "inhuman."
Açıkça, "Amerikan halkı vahşidir." dedim.
I was frightened e said that the American people was cruel.
Ben de "Evet, elim çok açıktır." dedim.
And I : "Yes, I spend generously."