English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Açabilirsin

Açabilirsin traduction Anglais

710 traduction parallèle
Açabilirsin Hunter.
You can open it, Hunter.
Açabilirsin.
Now you can open them.
İstersen müziği açabilirsin.
Oh, and turn on the music if you like.
Çerez parası kazandığın tezgâhtan oldun ama şimdi 5. caddede dükkân açabilirsin.
Now you can open up on fifth avenue. I don't know what he's got in mind, Leo,
Havasız kalırsan da pencereyi açabilirsin.
And if you get chilly, you can put up the window.
Buraya kadar gelmişken bu kapıyı açabilirsin.
Perhaps while you're here, you'll open that door for me.
Tamam, şimdi açabilirsin.
Okay, you can turn it on now.
- düğmeleri açabilirsin.
- then you can wear it open.
Artık açabilirsin Tanya.
You can open it now, Tanna.
Dış kapıyı şimdi açabilirsin.
You can open the outer hatch now.
ona açabilirsin. Bunu Taguchi yapsa daha iyi olmaz mıydı?
Isn't it better that let Taguti do it?
Radyoyu açabilirsin.
You can turn on the radio.
Tamam, şimdi açabilirsin.
All right, you can look now.
Sana satın aldıklarımla dükkan bile açabilirsin.
You can open a shop with the stuff I bought you.
Çamaşırhane açabilirsin.
You could run a laundry.
Bununla bir vücudu kutunun kapağını kaldırır gibi açabilirsin.
Then you can open up the body like a box with a lid.
Kapıları açabilirsin artık.
You can release the doors now.
Hediyelerini açabilirsin.
Now you can open your presents.
- Açabilirsin.
- All right.
Bakıcı, Bay Kroll'un kemerlerini açabilirsin.
Attendant, you can remove Mr Kroll's restraints.
- Ama açabilirsin.
But you can open it.
Sesi sonuna kadar açabilirsin.
You know, you can turn the sound right up.
Diğer gözünü de açabilirsin artık, kahveyi hazırladım.
You can open the other eye now, I made the coffee.
Şimdi şarabı açabilirsin, Havershaw.
You may open the wine now, Havershaw.
Açabilirsin.
You can open.
Böyle açabilirsin.
You could just open them up as if...
Orada, insanlarla karşılaşmadan delikler açabilirsin.
There, you dig holes without stumbling on man.
Açabilirsin şimdi.
You can open'em now.
Şampanyayı açabilirsin ama sırf benim için değil.
You can open the champagne but not just for me.
- Ona bugün söyle. Telefon açabilirsin.
Tell her today- - you could ring her.
Ona karşı dava açabilirsin.
This is 1874. You'll be able to sue her.
Şu sıralar, tartışmaya yol açabilirsin.
Right now, you're a little controversial.
yine de benim için bir kapı açabilirsin.
You could open a door for me, though.
GAZETE'ye karşı hakaret davası açabilirsin.
You can throw a libel action against The Paper.
Pekâlâ, kime dava açabilirsin?
So, all right, who can you sue?
Şimdi gözlerini açabilirsin.
Now you can open your eyes.
Tabii açabilirsin, seni koca güzellik abidesi.
You sure can, you big hunk of beauty.
Şimdi açabilirsin gözlerini.
You can open'em now.
Işığı açabilirsin. Önemli değil.
You can turn on the light, it's OK.
Sen masayı kurup hoş bir müzik açabilirsin. Ayrıca döndüğümde de beni güldür, olur mu?
Why, you could set the table and turn on some nice music... and when I come back, make me laugh, huh?
o zaman gözlerini açabilirsin
Then, alone will your eyes be opened.
- Gözlerini açabilirsin.
- You may open your eyes.
Gus, sen herşeyi açabilirsin.
Gus, you can get into anything.
Şimdi açabilirsin.
Now you can open them
- Oh, eminim açabilirsin!
- Oh, I'm sure you can!
Ama genetik yapında onarılamaz hasarlara yol açabilirsin!
But you may be causing yourself irreversible genetic damage!
Şimdi şampanyayı açabilirsin.
Now you can open the champagne.
İstersen açabilirsin.
Open it if you want
Bu yüzden başına iş açabilirsin.
This man could put the cap on everything.
10 dakika geçtikten sonra açabilirsin.
Then you wait 10 minutes before you open it.
Tamam, açabilirsin.
All right.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]