English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Açıktı

Açıktı traduction Anglais

9,489 traduction parallèle
- İki. Ön kapı da arka kapı da açıktı.
Back door was unlocked.
Dükkân hâlâ açıktı, ışıklar yanıyordu, kapılar kilitli değildi.
The shop was still open, lights were still on, doors unlocked.
Arka kapı açıktı.
Back door was open.
Bu yüzden kararım açıktır. Bay Hendricks Pied Piper'ı geliştirmede Hooli ekipmanı kullandığını bizzat itiraf ettiği için Kaliforniya Çalışma Yasaları gereği Hooli'nin Pied Piper'ın temel IP'sine sahip olma hakkı vardır.
Which is why I had no recourse but to rule that, since Mr. Hendricks, by his own admission, used Hooli equipment to facilitate the development of Pied Piper, then pursuant to California Labor Code,
TV açıktı, böylece Jess'in uyanık olduğunu anladım ve onu uyarmak istedim.
The TV was on, so I knew Jess was awake, and I wanted to warn her.
Onu arkamla tuttum. Ve o anda da ağzım açıktı galiba. Çünkü ağzıma girdi.
I landed on my back, and I guess my mouth was open,'cause it fell right in my mouth.
Mesajları açıktı.
Their message was clear.
Sana karşı açıktım.
I was very clear with you.
Oğlunuz ile ilişkimin kısa olduğunu biliyorum ama o zaman içerisinde Danny'nin ahlaklı, merhametli ve iyi ruhlu biri olduğu açıktı.
I know my relationship with your son was brief, but in that time, it was clear that Danny had a spirit of compassion, decency, and goodness.
Evet, detay vermek istemediği konusunda da gayet açıktı.
- Yeah. It was pretty clear he didn't want to share the details.
gözlerin açıktı.
Your eyes were open. They were?
Kapı açıktı, mutfakta bir tabağın kırıldığını duydum, senin de burada olabileceğini düşündüm.
! The door was open, I heard a plate smash in the kitchen, I thought you might be in here.
Sen açıktır.
You're welcome.
Garaj kapısı açıktı.
Garage door was open.
Onun çok, çok hasta olduğu başından beri çok açıktı.
And the whole time it was so obvious he was very, very sick.
Yüce Tanrının sevgi dolu kolları hepimize açıktır.
Heavenly Father's loving embrace awaits us all.
Kapı açıktı ve kız elinde kitapla öylece dışarı çıktı.
The door was open and she just came out with the book.
Bir ev vardı ve kapısı açıktı, tanıdıklar gelip yemeğe kalabiliyordu ve konuşuyorlardı, çok hoştu.
And friends could come and go and stay for dinner and talk and everything would be lovely.
Farkedilmediğini söyleyemem fakat buraya geldiğimde, kapı yarı açıktı.
I can't say he wasn't spotted. But when I got here, this door was ajar.
Evden ayrılırken ettiği veda çok açıktı.
When he left, it was so final.
Ama bir şey açıktı - Bu en kanlı savaş olacaktı.
But one thing was clear - - this would be the bloodiest battle yet.
Acıktım.
I'm hungry.
Çok acıktım.
Oh!
Çok acıktım.
Ugh. I am so hungry.
Çok acıktım!
I'm so hungry!
Sizi bilmem ama, açıkçası ben azınlık grupların günümüz toplumunda marjinalleştirilmesinden bıktım usandım...
My name is P.C. Principal. I don't know about you, but frankly, I'm sick and tired of how minority groups are marginalized in today's society.
- Evet, evet sanırım biraz acıktım.
Yeah, yeah. I'm just hungry, I think.
Çok iyi çünkü çalışmaktan kurt gibi acıktık.
That's good'cause we've worked up quite an appetite.
Geçen geldiğimde annemle ilgili anlattığım her şey halka açık mahkemede ortaya çıktı ve internete düştü.
Last time I was in here, everything I told you about my mother ended up in open court and on the internet.
Resmen acıktım.
I am now officially starving.
- ama şimdi basın açıklaması çıktı.
- but now this press conference has come up.
Sırrın açığa çıktı.
Well, your secret's out.
Kimse, açığa çıktılar demedi.
No one said they'll be exposed.
Karnın mı acıktı senin?
Want a little ponyamaty?
Kapıyı açıp dışarı çıktım.
I did not realize what had happened until he came out.
Alfa takımı, kimliğiniz açığa çıktı.
Alpha team, you are blown.
Siz delirmişsiniz, bense acıktım.
You guys are nuts, and I'm starving.
Fet'in karnı acıktı.
Fet need food.
İnanılmaz acıktım.
I was so hungry.
İki Japon denizaltısını batırdığını yazdı. Ama aslında, Oregon açıklarında bir yerde ateş açtığı şey bir kütük çıktı ve sualtı bombalarının çoğunu denizin altındaki kayaların üzerine attı.
He would write that he sunk two Japanese subs, but, in fact, just off the coast of Oregon, he opened fire on what turned out to be a log and dropped most of his depth chargers on underwater magnetic rocks.
Scientology'nin üst seviyelerine çıktığınızda size yaratılış efsanesi açıklanıyor.
When you get to the upper levels of scientology, the creation myth is explained to you.
Acıktım ve senden emir almam.
I'm hungry. And I don't take orders from you.
Alec açığa çıktım.
Alec, Alec, I'm burned.
Ben acıktım, ya sen?
Let's go. I'm hungry.
İçeri girdim, yukarı çıktım... ve Bayan Jaquard'ın kapısını açık gördüm... onu içerde yatakta çarşafın altında... yatarken gördüm... sonra da düğmelerini ilikleyen Arthur'u.
I went inside, I went up the stairs, and I saw Mrs. Jaquard's door open. I could see her inside, lying on the bed, pulling up the sheets... as Arthur came out, buttoning up his shirt.
Evet, ve bunu astral enerjinin açığa çıktığı zaman yapmalı.
Yes. And he will need to do so at a time Of astral synergy.
Rahatsız edici bir şey açığa çıktı.
There's been a... disturbing revelation.
Renée Richards ilk maçına çıktığında 1977 Amerika Açık'taydım.
I was at the US Open in'77 when Renée Richards made her debut.
Sence cinsel açıdan hayatının kontrolden çıktığını söylemek doğru olur mu?
Do you think it would be fair to say that you have been sexually out of control all your life?
Harry, acıktım.
Harry, I'm hungry.
Harry, acıktım ve kederliyim.
Harry, I'm hungry and depressed.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]